Translate.vc / Portugais → Turc / Ef
Ef traduction Turc
42 traduction parallèle
Como há muito tempo, quando o Chefe Egden... apareceu com os seus guerrilheiros.
Tipki uzun zaman önce... ªef Egden gerillalariyla geldigindeki gibi.
O meu corretor é o E.F. Hutton e diz...
Komisyoncum EF Hutton, ve EF Hutton'a göre...
Mestre...
Efen... Ef...
A VIDA É UM INFERNO EF
HAYAT BİR CEHENNEM EF
- É uma locução adverbial, "sedjem-en-ef".
- Evet. - Sonra da bir zarf, "Sedjem-en-ef."
E o meu Tenente, de onde...
Siz nerelisiniz ef- -?
Ainda não acabámos o "lendário".
Dostum daha efsaneviye ulaşmadık. Henüz "ef" deyiz.
Certo, então por hoje ficamos com o "le" e vamos para casa.
Tamam. Eğer daha "ef" deysek. O zaman "- e gidelim" diye bitirelim.
Estavamos todos em EF e estavamos a jogar a Bola Assassina.
Hepimiz beden dersindeydik ve yakan top oynuyorduk.
Effy?
Ef?
"eh", "oh", "ah", "kuh", "ay", "ef".
"ah," "kuh," "ay," "eff"'e ihtiyacım var
Ok, agora só já preciso de "ef", "uh", e "kuh".
Tamam. Şimdi sadece "eff," "uh," ve "kuh" a ihtiyacım var
Eff, não importa o destino.
Ef, bunun gidilecek yerle alakası yok.
Anda, Eff, vamos dançar.
Hadi Ef, diskoya gidiyoruz.
Senta-te, Eff.
Otur bakalım, Ef.
Sou boa em leitura, mas gosto mais de EF, especialmente das corridas de velocidade.
Okuma konusunda iyiyim, ama en çok beden eğitimini özellikle de depar atma yarışını seviyorum.
Lá esta o acampamento ef.
Saat 2 yönü - Evet efendim
Hendl disse-me que há semanas que só fica sentada nas aulas de EF.
Bayan Hendl dedi ki haftalardır beden eğitimi derslerine katılmıyormuşsun.
Estudo de EF.
Elektrofizyoloji testi yapalım.
Mas se eu percebi esse processo, posso contra-atacar o ef...
Eğer bu süreci doğru anlıyorsam. Etkisini tam olarak -
- Eff?
- Ef?
Não fiques irritada, Eff.
Hadi Ef, götlük etme. Dalga geçiyoruz şurada.
- Eff?
Ef?
Eff, sou eu.
Ef, benim.
Porque a sério, Eff, o que mais nos resta?
Çünkü, gerçekten Ef, başka neyimiz var?
Obrigado por tudo, Chefe Cochise.
Her şey için sağ ol, Ş ef Cochise.
'Seja A, B, C, D, E, F um hexágono convexo "de forma a que AB seja paralela a DE,." "BC seja paralela a El-I"
A, B, C, D, E, F dışbükey altıgen olsun, öyle ki AB, DE ile paralel,... BC, EF ile paralel ve CD, FA ile paralel olmalı. "
O comissario.
Ş ef arıyor.
EF... ( Educação física )
Bedenci...
EF...
- Bedenci...
EF descobriu o caminho de volta.
Bedenci evin yolunu buldu demek?
E hoje, senhor, sou...
Bugün efendim be.. Bugün Ef...
O quê?
Ef... Efendim?
Acha que por terem jogado juntos nas escolas é o EF Hutton.
Pop Warnercılık oynamak onu E. F. Hutton yapacak sanıyor. Lanet olsun.
Fala!
Ef...
Mestre...
Ef...
- Sim, am...
- Evet, ef...
- Desculpe? !
Ef- -
- Esquece o estudo.
EF'yi unutun.
Não é, Eff?
Değil mi Ef?
Não, o tratamento não está a funcionar, Effy.
Hayır, tedavi işe yaramıyor Ef.
Oh, bom velho EF.
- Aferin ona.