English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Eli

Eli traduction Turc

6,478 traduction parallèle
O Eli disse que és uma cozinheira maravilhosa.
Eli harika bir aşçı olduğunu söylüyor.
Eli, qual é o problema?
- Eli, neyin var?
Eli, precisas ter confiança em mim, está bem?
- Eli, bana güvenmelisin. Tamam mı?
Este é o meu irmão, Eli.
O, benim kardeşim Eli.
Eli, vai-nos matar a todos.
- Eli, hepimizi öldürteceksin!
Olha a mão da ex. na fotografia.
- Aman Tanrım! Eski eşinin eli de orada.
Tem crise de meia-idade escrita em todo o lado, divórcio iminente, e o corar encantador da doce Wren revela-nos o resto do conto sórdido.
Bunların hepsi orta yaş bunalımının çığlıkları eli kulağında bir boşanma, ve sevimli Wren'in kızaran yüzü bu rezil hikayenin geri kalanını anlatıyor.
Eli?
Eli?
Neal, não podes lá voltar de mãos a abanar.
Neal, oraya eli boş gidemezsin.
Provavelmente para saber coisas do Klaus.
Muhtemelen bir eli Klaus'un üzerinde olsun diyedir.
Bem, reúne as tuas forças. Depois da mensagem que mandei hoje à Mãe, acho que ela nos vai começar a atacar imediatamente.
Annemize bu gece yolladığım mesajdan sonra üzerimize ateş püskürmesinin eli kulağındadır.
As outras cinco vítimas que precisamos estão à nossa mercê.
İhtiyacımız olan beş kurban da eli kulağında.
Talvez conheça a mão que desenhou estes traços.
Belki de bu işaretleri yazan eli biliyor olabilirim.
De quem é a mão?
- Kimin eli?
É preciso uma assinatura de calor, como uma mão humana, para reinicializar o sistema e passares o Ben.
Ben'i aşmak için, sisteme insan eli gibi bir ısı imzası tanıtman gerekiyor.
Disse que ia precisar de um toque feminino.
Bir kadın eli değmesinin iyi olacağını düşünmüş.
No dia seguinte, quando ouvi o que se passou, foi como... uma obra do destino.
Ertesi gün olanı duyduğumda sanki kaderin eli gibiydi.
Se houver um ataque, vai ser em breve.
Bir saldırı olacaksa, eli kulağındadır.
Ainda não sei, mas foi o Eli que ficou designado para escoltar a Tara.
Bilemiyorum. Ama Eli'a Tara'yı koruma görevi verilmişti.
Se vai lá dentro, ela fica algemada, entende?
Sen içerideyken eli kolu bağlı kalacak, anladın mı?
A minha mãe ensinou-me que hóspedes indesejados devem levar presentes.
Annem davetsiz misafirin asla eli boş gitmemesi gerektiğini söylerdi..
Irmão Eli, Irmão Matthew, por favor, ajudem com os "Renascidos".
Kardeş Eli, Kardeş Matthew, yeniden diriliş için bana yardımcı olun
Irmão Eli.
Kardeş Eli.
- Foi um acidente.
- Peki, Albay Weaver'ın eli?
Se esta invasão é tão iminente como dizes, temos de agir depressa.
Söylediğin gibi bu saldırının eli kulağındaysa ortalık çirkinleşmeden mümkün olduğu kadar hızlı şekilde buradan gitmeliyiz.
Juan Carlos Ortiz... matou o Eli Roosevelt para proteger a Gemma.
Juan Carlos Ortiz Gemma'yı korumak için Eli Roosevelt'i öldürdü.
É melhor largares essa mão, se não quiseres morrer.
Ölmek istemiyorsan o eli bırak.
Eu disse-te para largares a mão!
Sana o eli bırak dedim.
Vou esperar até que o Lin esteja vulnerável, sem aliados, e então vou aparecer e oferecer-lhe ajuda.
Lin zayıf düşene, dostlarını yitirene kadar bekleyeceğim ve sonra kendisine yardım eli uzatacağım.
O crime será a ruína dele, Eli.
Suç onun felaketi olacak, Eli.
- Eli, ainda está aborrecido?
- Eli, hâlâ surat mı asıyorsun?
Você apoia as mulheres que concorrem a um cargo, não é verdade?
Kadınların aday olmaları konusunda çalışıyorsun değil mi? - Ne istiyorsun Eli?
O que é que pretende, Eli? Quero que convença uma mulher a concorrer.
- Bir kadını aday olmaya ikna etmeni.
Sabe, Miss Jarrett, Acontece que o Chefe de Gabinete do meu marido, Eli Gold, é o único que pensa que me devo candidatar.
- Mesele şu ki Bayan Jarrett... - Söylenti mi? ... kocamın şefi Eli Gold, beni aday olmaya teşvik eden tek kişidir.
Nunca mais utilizes substitutos comigo, Eli.
Bana ulaşmak için vekil kullanma Eli.
ofereceu-lhe dinheiro? - Eli, pára.
- Sana para mı teklif etti?
- Não falei com ele.
- Eli, kes artık. Ben onunla konuşmadım.
Eli...
Ben değildim Alicia. - Eli.
- Quem mais, Eli?
- Başka kim var Eli?
- Pára, Eli.
- Kes artık Eli.
Eli, viste isto?
Eli, bunu gördün mü?
Arranjem-me um acordo escrito antes do julgamento, que eu digo quem matou a Tara Knowles e o Eli Roosevelt.
Duruşmadan önce isteğimi yazıya dökün, ben de Tara Knowles'la Eli Roosevelt'i... -... kimin öldürdüğünü söyleyeyim.
Acreditas mesmo que ele sabe quem matou a Tara e o Eli?
Gerçekten de Tara'yla Eli'yı kimin öldürdüğünü bildiğine inanıyor musun?
O Eli e o Juice estavam à espera do lado de fora.
Eli'yla Juice dışarıda bekliyormuş.
Antes que o Eli pudesse reportar, o Juice disparou nele.
Eli merkezi aramadan önce, Juice onu vurmuş.
- Porquê? Eu digo-lhe quem matou a Tara Knowles e o Eli Roosevelt.
Tara Knowles'la Eli Roosevelt'i kimin öldürdüğünü söylerim.
É um dos chineses que mataram a Tara e o Eli.
Tara'yla Eli'ı öldüren Çinlilerden biri.
Ele alega saber muito sobre os homicídios da Dra. Knowles e do Eli.
Dr. Knowles'la Eli Roosevelt cinayetleri hakkında çok şey bildiğini iddia ediyor.
Encontrei o Eli à entrada da casa.
Eli'yla ön bahçede karşılaştım.
Talvez o Eli possa ajudar.
Eli yardım edebilir.
- Ela esta desesperada.
Eli kolu bağlı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]