Translate.vc / Portugais → Turc / Emin
Emin traduction Turc
77,586 traduction parallèle
Agora que o romance está fora de questão, temos a certeza que o Archie é hétero?
Artık o ateş parçası boşta, sadece soruyorum. Archie'nin düz olduğundan 100 % emin miyiz?
Eu... - Não tenho a certeza.
Emin değilim.
- Tens a certeza?
- Emin misin?
Veja se esse dinheiro vai mesmo para a caixa.
Tüm parayı kasaya koyduğundan emin ol.
Bom, só queria confirmar se continua de pé para amanhã.
Sadece yarın görüşeceğimizden emin olmak istedim.
Não sei bem.
Emin değilim.
Não sei quem é esse.
Bunun kim olduğundan emin değilim.
Quis ter a certeza de que não eras seguido.
Takip edilmediğinden emin olmalıydım.
Certifica-te de que o levamos para o quarto certo.
Doğru odaya yöneldiğinden emin ol.
Trata mas é de salvar a Julie e a Mary.
Sadece Julie ve Mary'nin kurtulduğundan emin olun.
Não tenhas tanta certeza.
Bu kadar emin olma.
Tens a certeza que o Cônsul não vai falar?
Konseyin konuşmayacağından emin misin?
Assegura-te que envias a gira.
Çağırabiliyor muyum bir bakayım. Tatlı olanı gönderdiklerinden emin ol.
Ainda não há sinal de movimento. De certeza que este é o local correto?
Burasının doğru yer olduğundan emin miyiz?
Bob Lee, tens a certeza acerca disto?
Bob Lee... bundan emin miyiz?
Tens a certeza?
Emin misin?
Não sei.
Emin değilim.
Como podes ter tanta certeza?
- Nasıl emin olabiliyorsun?
Porque faríamos muito mais dinheiro se mas entregassem todas.
Emin misin? Çünkü hepsini bana verirsen çok daha fazla iş yapabiliriz evlat.
Certifica-te que o Holden Matthews certo apareça desta vez.
Sadece bu sefer doğru Holden'ın geldiğinden emin ol.
Tens a certeza que queremos estar perto depois... do que aconteceu?
Olanlardan sonra yaklaşmak istediğimizden... emin miyiz sence?
A sério?
Emin misin?
Tem a certeza que não quer ser guarda-redes?
Kaleci olmak istemediğinize emin misiniz?
- E não o apagou por acidente? - Não fiz nada.
- Yanlışlıkla silmediğine emin misin?
Nem tenho a certeza que haverá.
Olacağından emin değilim.
Tem a certeza que não descarregou qualquer aplicação?
Hiçbir program indirmediğine emin misin?
Porque eu não tinha a certeza.
Çünkü emin değildim.
E não podia mandar a minha irmã e a sua família para a Fábrica se não tivesse a certeza.
Ve emin olmadan kızkardeşimi ve ailesini fabrikaya gönderemezdim.
- Não tenho a certeza.
- Emin değilim.
Desculpe, Xerife, não tenho a certeza como responder às suas perguntas.
Üzgünüm, Şerif, sorularına nasıl... cevap vereceğime emin değilim.
Nós somos responsáveis por assegurar que os abastecimentos cheguem ao seu correcto destino.
Ürünlerin doğru yerlere ulaştığından emin olmak bizim sorumluluğumuzda.
Ele não saberia de certeza, se o seu jogo sexual, não tinha corrido mal.
Seks oyununun yanlış gitmediğinden emin olamadı. Ne seks oyunu?
Só para garantir que bate tudo certo.
Her şeyin tuttuğundan emin olmak için.
Não sei bem. Pareceu-me uma eternidade.
Emin değilim, bana çok uzun geldi.
Não estou inteiramente certo.
Tam olarak emin değilim.
Não sabeis o que pensar disso.
Ne hissedeceğinden emin değilsin.
Não tinha a certeza se te encontraria.
Seni bulacağımdan emin değildim.
Não estejas tão certo disso.
O kadar emin olma.
Tens a certeza que queres fazer isto?
Bunu yapmak istediğine emin misin?
Estais certo de que esta é a única cópia em Winterfell?
Kıştepesi'ndeki tek kopyanın bu olduğuna emin misin?
Acreditas que ele não tem andado a falar com eles nas tuas costas?
Arkanızdan onlarla konuşmadığına emin misiniz?
Não tenho a certeza foi o meu irmão?
Hiç emin değilim, abim miydi?
E tens a certeza que o Arias está por trás disto? Sim.
Bunun arkasında Arias'ın olduğuna emin misin?
Têm a certeza que ele está no estacionamento?
Adamın otoparkta olduğuna emin misiniz?
Tens a certeza?
Bundan emin misin?
Tens a certeza que queres ficar?
Kalmak istediğine, emin misin?
Queria ver se as suas necessidades estão a ser atendidas.
Tüm ihtiyaçlarınızın görüldüğünden emin olmak istedim.
- Estou?
Ama bunu yaparsan Lon'un senin peşini bırakmayacağını anladığından emin olmak istiyorum. - Alo?
Tem a certeza?
Emin misiniz?
Duvido que o bar ainda esteja aberto. Eu... Eu tenho uma garrafa.
- Açık bir bar olabileceğinden emin değilim.
Claro.
Emin.