Translate.vc / Portugais → Turc / Emmy
Emmy traduction Turc
449 traduction parallèle
Estive até agora à cabeceira da Emmy Slattery.
Bay Wilkerson, Emmie Slattery'nin başucundan yeni geldim.
A Menina Ellen foi tratar da Emmy Slattery aquela sem vergonha, e adoeceu também.
Şu beyaz avam Emmie Slattery'ye bakmaya şehre indi ve o da tifoya yakalandı.
A Emmy agora é a Sra. Wilkerson.
Emmie, Bn. Wilkerson oldu.
A Emmy gostava de viver aqui.
Emmie, burada yaşamak istiyor.
Emmy, notícias sobre a caça ao homem.
Emil, kaçak avında iyi bir öyküm var. Hazır mısın?
O que é que se passa, Emmy? Não, não consigo uma declaração oficial.
Hayır, resmi bir açıklama yapamam.
A Ann diz que temos um telegrama.
- Emmy, Ann bir telgrafımız olduğunu söylüyor.
Fala Emmy Newton.
Ben Emma Newton.
A Emmy tem o jantar quase pronto.
Emma yemeği hazır etmek üzere.
Emmy, não te mexas.
Emma. Kıpırdama.
Aí não pareces a Emmy Newton, pareces a Emmy Spencer Oakley, do 46 da rua Burnham,
Orada dururken, Emma Newton gibi gözükmüyorsun. 46.Burnham Caddesi, St Paul, Minnesota'dan Emma Spencer Oakley gibi görünüyorsun.
- Emmy, não chores.
- Emmy, Emmy, ağlama.
Bem, Emmy...
Emmy, nasıl gözüküyor?
A Emmy queria mudar a Ann, mas a Charlie achou que estarias mais confortável aqui.
Emmy Ann'in yerini vermek istedi, ama Charlie burada daha rahat olacağını düşündü.
Tenho dois para ti, Emmy.
Emmy senin için iki tane var.
Olha, Emmy...
Bak, Emmy.
Sim, sempre, estes anos todos.
Emmy. Yıllardır.
Lamento muito, Emmy.
- Çok üzgünüm Emmy. - Sorun yaratacak bir şey yok.
Emmy, as mulheres são umas tolas.
Emmy, kadınlar aptaldır.
Quando lhe falei sobre ti e todos os sítios onde estiveste, ele ficou muito interessado.
Onlara senin gittiğin yerleri söyledim ve çok ilgilerini çekti. Dinle, Emmy.
Obrigado, Emmy.
Sana tatlı ayırdım.
Devo dizer que me orgulho dos dois homens da minha família.
- Ailemdeki iki adamla gurur duyuyorum. - Emmy, sen harikasın.
Emmy, és um sonho. É uma pena as crianças terem de ficar ao colo.
Çocukların kucağımızda oturacak olmaları çok kötü.
Por favor, despacha-te, querido.
Lütfen canım. Acele et! Rahat ol, Emmy.
Tem calma, Emmy. Eles só começam quando eu chegar.
Ben oraya gitmeden başlayamazlar.
Emmy, esfrega-lhe os pés.
Emmy, ayaklarını ov.
Emmy, ela quer-te a ti.
Emmy, seni istiyor.
Também quero propor um brinde.
- Ben de kadeh kaldırmak istiyorum. - Emmy.
Emmy, não quis estragar-te a noite.
- Charles? Emmy, bu geceki eğlenceni mahvetmek istemezdim.
Vou ter saudades tuas, Emmy.
Seni özleyeceğim, Emmy.
- Emmy, eu voltarei.
- Emmy, geri geleceğim.
Adeus, Emmy.
Hoşça kal Emmy.
- Esta vale um Emmy!
- Bu Emmy Ödülü demek!
- Dão-te outro prémio Emmy.
- Yeni bir Emmy kazanacaksın.
E eu podia ganhar um Emmy, mas não vou contigo.
Sunuculuk yaparak Emmy kazanabi - lirim, ama seninle gelmeyeceğim.
Pressinto que ganharei um Emmy, mas preciso viabilizá-lo, entende?
Şu an bir Emmy ödülünün üzerinde otuyorum ve bir tarafımdan sökemiyorum.
O Fletch 2 diz : "Que se dane o cara. Cruze a fronteira... envie o filme, e ganhe você o Emmy".
İkinci Fletch ise boş ver şu aptalı sınırı geç filmi götür ve bir Emmy kazan diyor.
- Era um Emmy!
Emmy'den bahsediyoruz burada.
O mais divertido que já fizemos foi um com que ganhámos o Emmy.
Mickey ile beraber yaptığımız en komik şov bize Emmy ödülü kazandıran şovdu.
Emmy, se eu achasse que nós mulheres pudéssemos mudar fosse o que fosse, não achas que eu te encorajaria?
Biz kadınların herhangi bir şekilde bir şeyi değiştirebileceğimizi düşünsem seni de teşvik etmez miydim sanıyorsun?
Chamo-me Ema Hesire, mas podes-me chamar Emmy.
Benim adım Ema Hesire. Ama sen bana Emmy diyebilirsin.
Voltaste!
- Emmy, geri döndün. Ben...
Emmy, por favor, tens de me ajudar.
Emmy, lütfen, bana yardım etmen gerek.
Emmy...
Emmy.
Roxie, esta é a Emmy.
Roxie, bu Emmy.
É a Emmy Slattery.
Emmie Slattery.
- Café, Emmy!
- Kahve, Emmy.
Ouve, Emmy, não quero ter nada a ver com isso.
Benim hiçbir şey yapmayacağım.
Ela tem razão, Emmy.
Doğru, Emmy.
Esta é a Emmy.
Bu Emmy.
Onde é que se meteu?
Emmy, nereye gittin?