English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Ernest

Ernest traduction Turc

610 traduction parallèle
Meu Deus, é Ernest Hemingway.
Aman Tanrım. Bu Ernest Hemingway.
Ernest dedicou tudo que escreveu para mim,
Ernest yazdığı her kelimeyi bana okumuştur.
Ernest gosta de se cercar de personagens exóticos.
Ernest etrafını egzotik karakterlerle sarmayı sever.
Enquanto Ernest estiver na Espanha,
Ernest İspanya'dayken, Sidney'le tanıştı.
Ernest Hemingway é o Tolstoi da América.
Ve her zaman dediğim gibi, Ernest Hemingway Amerika'nın Tolstoy'udur.
e escrito por Ernest Hemingway em colaboração com John dos Passos.
Yazan John Dos Passos'un da katkılarıyla Ernest Hemingway.
Agora, senhoras e senhores, ele que acabou de voltar da frente de batalha na Espanha, meu amigo, meu herói, Ernest Hemingway!
Şimdi bayanlar ve baylar, İspanya cephesinden yeni dönen, dostum, kahramanım, Ernest Hemingway!
Por detrás do peito cabeludo falsificado, todos sabemos qual é a sua.
Göğsündeki o sahte kılların arkasında saklanmayı bırak Ernest. Seni hepimiz tanıyoruz.
Você é a Sra. Ernest Hemingway? Por quê?
Siz Bayan Ernest Hemingway misiniz?
Ernest é um grande contador de histórias.
Ernest o kadar güzel hikayeler anlatıyor ki.
Baseado no romance de
Ernest Hemingway'in meşhur romanından uyarlandı
Mais uma vez, os hábitos devastadores do meu irmão Ernest... afastam-me de todos os meus deveres aqui.
Kardeşim Ernest'in müsrif alışkanlıkları yine başıma iş açtı.
- Algy! - Como estás, meu querido Ernest?
Algy!
- O que te trás pela cidade?
Sevgili Ernest! Seni şehre hangi rüzgar attı?
Além disso, o teu nome nem sequer é Jack, é Ernest.
- Ayrıca senin adın Jack değil, Ernest.
Não é o Ernest, é o Jack.
- Ernest değil, adım Jack.
Tu sempre me disseste que eras o Ernest.
Bana adının Ernest olduğunu söyledin.
Eu apresentei-te a todos como sendo o Ernest.
Ben de seni herkese Ernest diye tanıştırdım.
É perfeitamente absurdo dizer que o teu nome não é Ernest.
Adının Ernest olmadığını söylemen son derece saçma.
"Sr. Ernest Worthing, B.4, O Albanês."
"Bay Ernest Worthing, B4, Albany."
Bem, é o Ernest na cidade e o Jack no campo... e a cigarreira foi-me dada no campo.
Şey şehirde adım Ernest, kasabada Jack. O sigara tabakası bana kasabada verilmişti.
Ah, chamava-se Ernest.
Ernest adında.
Inventaste um irmão mais novo muito útil... chamado Ernest, para que possas... vir até à cidade sempre que queiras.
Ernest adında çok yararlı bir küçük kardeş icat ettin. Böylece istediğin sıklıkta şehre gelebilecektin.
Vivemos, como espero que saiba, Sr. Worthing... numa era de ideais, e o meu ideal sempre foi... amar alguém com o nome de Ernest.
Sizin de bildiğinizi umduğum gibi Bay Worthing, artık idealler çağında yaşıyoruz. Ve benim idealim her zaman Ernest isminde birisini sevmek olmuştu.
Desde que o Algy me disse... que tinha um amigo chamado Ernest... eu sabia que tinha sido destinada para o amar.
Algy'nin bana Ernest adında bir arkadaşı olduğundan bahsettiği ilk andan itibaren, sizi sevmenin kaderim olduğunu biliyordum.
O meu Ernest.
Canım Ernest!
Quer dizer querida, que... que não poderia amar-me se o meu nome não fosse Ernest.
Kastettiğin, adım Ernest olmasaydı beni sevmeyeceğin değildi, değil mi?
Mas o seu nome é Ernest.
Ama senin adın Ernest.
Pessoalmente, querida, e falando claramente... não ligo muito ao nome Ernest.
Şahsen, canım, açık konuşmak gerekirse, ben Ernest adından pek hoşlanmıyorum.
MOD O único nome que se safa é mesmo Ernest.
Gerçekten güvenli tek isim Ernest.
então, disseste à Gwendolen a verdade... sobre o Ernest estar na cidade e o Jack no campo?
Ee, Gwendolen'e, şehirde Ernest, kasabada Jack oluşunla ilgili gerçeği anlattın mı?
Sim, mas o Ernest não tem... e ele tem uma reputação a manter.
Evet ama Ernest'ın yok. Koruması gereken bir ünü var.
Ernest!
Ernest!
Ernest.
- Gwendolen!
Ernest, a história romântica da sua origem... tal como foi relatada pela minha mãe com comentários desagradáveis... agitou, naturalmente, as mais profundas fibras da minha natureza.
- Ernest. Köklerinle ilgili romantik hikayen, ki annem bunu bana hoş olmayan yorumlarıyla anlattı, doğal olarak beni derinden sarstı.
Em primeiro lugar, com a senhora Bracknell... a bisbilhotar, acabar com o Ernest... é um risco que eu não posso mais suportar.
İlk olarak, Lady Bracknell'in yaptıklarından sonra, sevgili sefih Ernest artık kaldıramayacağım bir risk oldu.
O pobre irmão Ernest é levado subitamente... em Paris por um sério resfriado.
Zavallı kardeşim Ernest şiddetli soğuk algınlığı yüzünden Paris'te aniden öldü.
Peça ao Sr. Ernest Worthing para vir aqui.
Bay Ernest Worthing'e gelmesini söyleyin.
Então e você... você, vejo pelo seu cartão... que é o irmão do meu Tio Jack, o meu primo Ernest.
Ve sen... sen de kartından anladığıma göre Jack Amca'nın kardeşisin. Kuzenim Ernest.
O seu irmão Ernest está morto?
Kardeşiniz Ernest öldü mü?
- O seu irmão Ernest.
- Kim? Kardeşin Ernest.
O velho Ernest está morto. Longa vida para o novo Ernest.
Eski Ernest öldü, yaşasın yeni Ernest!
Nós estamos a por as coisas do Sr. Ernest... no quarto azul, no segundo andar
Bay Ernest'in eşyalarını ikinci kattaki mavi odaya koyuyoruz.
A bagagem do Sr. Ernest, senhor.
Bay Ernest'in eşyaları efendim.
O Ernest acabou de me contar acerca do seu pobre amigo inválido, o qual ele visita frequentemente.
Ernest şimdi bana sık sık ziyaret ettiği engelli arkadaşından bahsediyordu.
Ernest, você está bem?
Ernest, iyi misin?
Segundo o famoso romance de Ernest Hemingway
Her ölüm beni daha da küçültür, çünkü ben insanlığın bir parçasıyım ve bu sebepten hiç bilmiyorum
Ernest!
Ernest.
- Gwendolen!
- Ernest, sevgili Ernest!
- Ernest, meu querido Ernest.
- Tanrım...
O meu estranho primo Ernest.
- Kötü kuzen Ernest.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]