Translate.vc / Portugais → Turc / Esaú
Esaú traduction Turc
46 traduction parallèle
Falava de Esaú e de um monte de pedras.
Hikaye Esau idi ama taş yığını hakkında birşeyler vardı.
Ele dizia : "Sim, e Esaú..."
Ve o da evet öyle derdi.
Agente Pride, este é o, irmão do Jacob, Esaú, e Paul Hare, amigo íntimo de Jacob e meu há...
Ajan Pride, bu Jacob'ın kardeşi Esau ve Paul Hare Jacob'ın ve benim yakın arkadaşım oluyor.
O irmão Esaú.
Kardeşi Esau.
O Paul e o Esaú assinaram pela receita da Hanna nos últimos seis meses.
Paul ve Esau, son altı aydır Hannah'ın reçetelerini imzalamışlar.
Vamos fazer um scan e comparar o último registo do Jacob com a caligrafia do Esaú e do Paul com base nos registos.
Taratıp Jacob'ın son yazısıyla Esau ve Paul'un el yazısını imza dosyalarından karşılaştıracağız.
Onde é que estão o Paul e o Esaú agora?
Paul ile Esau nerede şuan?
- Olá, Esau.
Selam, Esau.
Nunca pensei que me encontraria com o Esau Hamilton.
Esau Hamilton ile karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi.
- Sim, sinto-o por ti, Esau.
- Evet. Ne hissettiğini biliyorum, Esau.
Esau, vêem!
Esau, buraya gel!
Esau, sinto ter que lhe dizer isso 952 mas vou sozinho.
Esau, bunu söylemekten nefret ediyorum, ama onun yanına yanlız gideceğim.
Elisha e Esau.
Merhaba. Elisha ve Esau.
- O Esau adora o Elvis.
- Esau, Elvis'e bayılıyor.
O Esau tem uma infiltração pulmonar e um derrame pleural.
Şuna bakar mısın? Esau'nun ciğerinde bir sızıntı ve plevral efüzyon var.
O Esau tem tuberculose.
Ne oldu? - Esau verem.
Esau...
- Esau... - Hayır.
Já chegaram os exames do Esau.
Esau'nun tahlilleri gelmiş.
Ninguém teve notícias deles.
- Esau'nun da burada ailesi yok.
E o Esau não tem família cá.
- Herkese bulaştırabilirler.
Esau, sente-se bem?
- Esau, iyi misin?
Venha comigo, Esau.
Bu ikisi için de güvenli değil.
- É este o Esau Ajawke? - É, sim.
- Bu Esau Ajawke mi?
Um bebé que o Esau nem sequer vai ver.
Esau'nun göremeyeceği bebeği.
vou trazer o'Esau'.
'Esav'ı getiriyorum.
Falaste com o'Esau'?
'Esav'la konuştun mu?
Quando é que o'Esau'sai do hospital?
'Esav'hastaneden ne zaman çıkıyor?
E o'Esau'?
Ya'Esav'?
O Ibrahim usar o'Esau'significa que está a esconder o dinheiro.
Gerçek şu ki İbrahim'in teslimatlar için'Esav'ı kullanması diğer El Aksa militanlarından para sakladığını gösteriyor.
Está convencido que mandei o'Esau'para Hebron.
'Esav'ı El Halil'e benim gönderdiğime ikna olmuş.
o'Esau'está em linha.
- Raci,'Esav'telefonda.
O 281 viu o'Esau'na mesquita.
281 numaralı muhbir'Esav'ı camide görmüş.
Temos de trazer o'Esau'de volta.
'Esav'ı geri getirip Badawiyle yakınlaştırmak için bir yol bulmalıyız.
A tua mulher ligou. Vais encontrar-te com o'Esau'sozinho?
Karın aradı.'Esav'la tek başına buluşacağını söyledi?
A história de Jacob e Esau... a lenda bíblica de dois irmãos que lutavam até mesmo antes de nascerem.
Yakup ve'Esau'nun hikayesi annelerinin rahminde bile kavga eden iki kardeşin İncil'deki hikayesi. Bunu bildiğini varsayıyorum.
O meu irmão, Esau.
Kardeşim, Ays.
Tenho que ver o Esau.
Ays'ı görmem gerek.
O pai enviou alguns pastores, para avisar o Esau que estamos a chegar.
- Ne ulağı? Babam, çobanların bir kısmını geliyoruz diye Ays'ı uyarması için yolladı.
Talvez o Esau esteja a reunir presentes dele para enviar com eles.
Belki de Ays, onlarla göndereceği armağanları hazırlıyordur.
Então, enganei o Esau relativamente aos seus direitos de nascença e tornei-os meus.
Ays'ın ardından dünyaya gelip onu kandırarak kendi kendime ettim.
E enganas-te quando afirmas que Esau não te deve nada.
Ays'ın sana hiçbir minneti olmadığı konusunda da yanılıyorsun.
Dizem que Esau vema a caminho daqui, com um exército de cem homens.
Ays'ın, yüz kişilik bir orduyla buraya doğru yola çıktığını söylüyorlar.
Esau e os seus homens chegaram.
Ays ve adamları geldi.
Esau e os seus homens levaram-nos de regresso ao seu acampamento, onde iríamos conhecer a minha avó...
Ays ve adamları bizi, babaannemle buluşmaya gittiğimiz yerdeki kampa götürdü.
Foste tu que lhe disseste para trair Esau, não foste?
Ays'a hıyanet etmesini söyleyen sendin, değil mi?
Eu sabia que Esau nunca poderia ser um líder.
Ays'ta kabile reisi olma ruhu olmadığının farkındaydım.