Translate.vc / Portugais → Turc / Escape
Escape traduction Turc
745 traduction parallèle
Eu mostro-lhe onde podemos meter o Senhor Renfield... para que ele não escape novamente.
Bay Renfield'i kaçmaması için nereye götüreceğini göstereceğim.
Acho que era um escape para ela.
Onun için sığınak gibi bir şeydi.
A propósito, Nick, sempre que precisar de mim, para levar a Sra. Charles ao cinema, para que o senhor escape um pouco...
Bu arada Nick, kafanı dinlemek istediğinde... Bayan Charles'ı sinemaya falan götürmemi istersen...
Está mal, mas pode ser que escape.
Çok kötü vurulmuş, ama kurtulabilir.
Precisas de um escape para o teu temperamento artístico.
Sanatçı ruhunun uyandırılmasına ihtiyaç duyuyorsun. O kız da, işte içindeki bu ruhu besliyor.
O meu escape depois das preocupações diárias.
Gündelik kaygılarım sona erdiğinde kaçış yolum.
Não ficou com medo? !
What, no fear after such a narrow escape?
É uma espécie de "cláusula de escape".
Cayma hakkı maddesinin doğasında vardır bu.
Sua cláusula de escape.
Sizin cayma hakkınız.
É simplesmente que se você cansar de viver, sr. Bedeker, Pode executar essa cláusula de escape, me chamando Para fornecer-Ihe...
Basitçe, yaşamaktan sıkılacak olursanız Bay Bedeker, feragat etmek için bu cayma hakkını beni çağırarak...
A sala dos mísseis e de escape.
Torpil ve kaçış odası.
Um escape esplêndido para a agressividade dele.
Saldırganlığı için mükemmel bir çıkış noktası.
Assegura-te de que nenhum escape.
Kimsenin kurtulmadığından emin ol.
A engenharia informa que temos força de impulso suficiente para conseguirmos velocidade de escape.
Makine dairesi ivme hızına çıkmak için itici gücün hazır olduğunu rapor ediyor.
- O que disseste? - Põe um escape nisto!
Fix your mufflerKılığını düzelt!
Não há para as prestações, quanto mais para um escape!
Aylık ödemelerimi bile yapamıyorum!
É melhor voltares a colar o olho àquela fechadura antes... que aquela coisa do quarto ao lado nos escape.
Karşı odadaki elimizden kaçmadan... gözünü tekrar o deliğe dayasan iyi edersin.
- Vê-se fumo a sair do tubo de escape?
- Egzozundan duman çıkar.
É um grande escape para mim, andar aqui em cima, tenente.
Burada olmak rahatlamamı sağlıyor Komiser.
- Vê-se fumo a sair do tubo de escape?
- Egzoz borusundaki dumandan.
"Especialmente, pela ajuda de Vossa Graça, " permita que ele escape da sentença que mereça, " pela sua passagem pela vida terrestre,
"Güzelliğinin yardımından ziyade hakkettiği hükme kaçabiir tüm yaşamı boyunca mühürlendiği o kutsal üçlülüğe."
- Vejo-te a próxima vez que me escape.
- Daha uygun koşullarda görüşürüz.
Não terá sido do escape de um carro?
- Egsoz patlamasıdır.
O único escape era dormir.
Bu durumdan tek kaçış yolu uyumaktı.
Vivíamos bem e era em parte este tipo de... escape das tripulações, o arrumar o vinho, a geleia, os ovos e todas essas coisas que ajudam na camaradagem e nos divertiu tanto.
Her vakitte leziz domuz pirzolası yedik ve iyi yaşadık. Ve bu kısmen, mürettebatın yiyecek arama şarap, reçel, yumurta ve tüm diğer şeyleri bulma işi arkadaşlığın gelişmesine yardım eden eğlenceli şeylerdi.
"Só foi usado uma vez, num pacto suicida, por isso é que tem batom à volta do tubo de escape."
"Sadece bir kez ortaklaşa intiharda kullanıldı." "Bu yüzden egzoz borusunun etrafında biraz ruj kalmış olabilir."
O cano de escape tinha sido metido para dentro da carrinha... para que todos lá dentro fossem sufocados pelo fumo.
Egzoz borusu kamyonun içine döndürülmüştü... böylece içerideki herkes gazla boğuluyordu.
Tem o tubo de escape aqui.
Egzoz dumanından kafayı bulmuş.
Mas não podemos deixar que o lançamento espacial do século nos escape por entre os dedos.
Ama yüzyılın uzay uçuşu da ellerimizden kayıp gitmemeli. Elbette. Seni anlıyorum.
Coloco esta extremidade no tubo de escape e esta na janela.
Bunu hem egzoz borusuna hem de pencereye yapacağım.
Um inimigo que escape com vida não voltará a atacar?
Düşman tekrar saldırmaz mı?
Que raio de tubo de escape é que tens?
Ne türden bir egsoz borusu takılı sende?
Deve ser um engodo, Sr. Diversas cápsulas de escape foram ejectadas.
Bir tuzak olmalı, efendim. Birçok kaçış podu atılmış.
Pistões retificados, escape de rendimento, carburador progressivo.
Pistonlar taşlandı, egzoz borusuna ayar çekildi!
Evita que o oxigénio escape, se o casco for furado.
Oksijenin gövdedeki delikten çıkmasını engellemek için Boxey.
Um painel todo à maneira E tubo de escape duplo
Direksiyonu yaldızlı, her yanı fiyakalı
Dei cabo do tubo de escape.
Egzost borusunu patlattım.
Coloca-nos em posição de escape a 8-5 graus. Corta a potência em dois terços.
Kara deliğin çekim gücünden uzak durmamız gerek, 8-5 derece. üçte iki oranında ters güç ver.
Olhe, eu remontei minha nave de escape, na qual cai.
Bak, buraya düştükten sonra güvenlik kapsülümü gözden geçirdim.
Pensam que estes, são sítios de escape de gases, caldeiras, fumarolas, sulfataras?
Bunların gaz çıkış noktası olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Isto, assim como a sua agressividade transformada em medo em relação à sua mãe dominadora, não encontraram um escape natural no seu meio social, dado que qualquer demonstração de emoção teria sido considerada quase obscena.
Bu gerçek, saldırganlığı gibi, ki baskın annesine karşı... korkuya dönüşmüştü... Sosyal çevresinde..... gerçek bir çıkış noktası bulamadı Herhangi bir duygusal patlama tamamen şok edici olarak görülecek olduğundan.
- A válvula de escape está bem?
- Boşaltma valfı sağlam mı?
Para garantir que escape ileso.
Senin yakalanmaman için.
- Através do calor, o seu escape.
- Isı kaynağıyla, yani egzozu.
Tenho três mísseis terra-ar a seguir o meu escape.
Yerden atılan üç füze egzozumu hedef alıyor.
Não acredito que um homem mate o sócio e se escape assim.
Birinin ortağını öldürüp bundan bu kadar kolayca sıyrılmasına inanamıyorum.
Temperatura no tubo de escape, irradiador, e nos pneus indicam que foi recentemente conduzido a grande velocidade.
Egzoz, radyatör ve lastik sıcaklıkları arabanın yakın zamanda çok yüksek bir hızla çalıştığını gösteriyor.
Mas, Michael, o meu sistema de escape não está preparado para receber as temperaturas que um motor a jacto produz, já para não falar no facto de que a navegação será praticamente impossível.
Ama Michael, egzos sistemim, tepkili jetin üreteceği türden bir hararete uyum sağlamak üzere tasarlanmadı. Söz ettiğin durum gerçekleşse bile, yönümüzü bulmak imkansız olacak.
Não haverá sinal até que Consuelo escape sã e salva e longe do barão Gruda.
Consuelo Baron Gruda'dan kurtarıIıncaya, kadar sinyal verilmeyecek.
É só um escape.
Alt tarafı bir sızıntı.
Olha aquilo, isto é o tubo de escape de um belga. Espera, vou passá-lo!
Şimdi, ikiliyorum, üçlüyorum.