Translate.vc / Portugais → Turc / Estã
Estã traduction Turc
193 traduction parallèle
Ponho na sua conta, Estã pronta?
Faturaya eklerim. Hazır mısınız?
- E você estã muito calmo,
- Çok sakinsin.
- Estã á espera do seu relatório,
- Raporunuzu bekliyor.
Estã detido, Devo avisã-lo...
Tutuklusunuz. Sizi uyarıyorum...
Como você estã? O que estã acontecendo?
Ne oluyor?
Escotilha da frente està ¡ reparada.
Ön bölme yeniden emniyete alındı.
Torpedos està £ o recarregados.
Torpidolar yeniden yüklenebilir.
A traseira jà ¡ està ¡ rompida.
Omurgası zaten gitmiş.
- Torpedo 1 està ¡ pronto.
- 1 numaralı torpido hazır.
Està £ o a nadar na nossa direà § à £ o, Capità £ o.
Bize doğru yüzüyorlar, Kaptan.
A batalha està ¡ boa.
Bayram ediyorlardır.
Està ¡ bom!
Biliyorum.
Vigo està ¡ 200 milhas mais perto.
Vigo 200 mil uzağımızda.
Como està ¡ a ir isso?
Nasıl gidiyor, Şef?
Està ¡ tudo bem.
Çok güzel.
- Vocês està £ o bem?
- İyi misiniz? - Evet.
E o rà ¡ dio nà £ o està ¡ a funcionar.
Telsiz irtibatımız kesildi.
Comandante, a casa das mà ¡ quinas està ¡ quase sem à ¡ gua.
Makine odasındaki su neredeyse boşaltıldı.
Ele nà £ o està ¡ muito bem.
Pek iyi görünmüyor.
Està ¡ tudo bem.
Her şey yolunda.
Como està ¡ o motor da popa?
Kıç tarafta durum ne?
Està ¡ a ficar melhor, senhor.
İyi gidiyor, Kaptan.
Està ¡ na hora de eu dar uma vista de olhos.
Bir de kendi gözlerimle görsem iyi olacak.
Ario, como està £ o as coisas?
İşe yarayacak mı?
E aà , como està ¡ isso?
Son durum ne?
E aà , Benjamin, està ¡ tudo bem?
Nasıl Benjamin, her şey yolunda mı?
Està £ o a fazer um bom trabalho.
Güzel iş yapıyorsun.
Eles està £ o a fazer as voltas de honra.
Mürettebatın yaptıkları onur verici.
A bomba de lastro està ¡ ok.
Balast pompaları çalışıyor.
A bússola està ¡ em ordem. O sonar foi verificado.
Ayrıca, konumlandırma sistemleri ve hidrofon da onarıldı.
Eles nà £ o està £ o à nossa espera.
Bizi beklemiyor olacaklar.
Acho que està ¡ a funcionar!
Oldu! Çalışıyorlar!
- Està £ o a funcionar!
Çalışıyorlar!
Està £ o a roncar nas camas deles!
Ranzalarında horluyorlar.
Nà £ o. Sabes onde està £ o? Està £ o a beber no bar, a celebrar o nosso naufrà ¡ gio!
Barda kafa çekip, batışımızı kutluyorlar.
O sol està ¡ a brilhar Ià ¡ fora.
Dışarıda güneş parlıyor.
O avião aterrou com segurança em Cuba, e todos os americanos a bordo estão a caminho de casa, excepto um casal - um homem gordo que estã inexplicávelmente casado com uma ruiva atractiva.
Uçak güvenli bir şekilde Küba'ya indi, içindeki tüm Amerikalılar evlerinin yolunu tuttu, anlaşılamaz bir şekilde şişman adamın biri ve kızıl saçlı çekici bir kadın hariç.
Ainda não estã vestido, John?
Onları giymeye niyetin yokmu, John?
Estã tão silencioso como uma cave com dois ex-amantes dentro.
Oh, iki resmi sevgilinin oldugu bir bodrum kadar sessiz.
Està £ o um pouco duros por causa da cicatriz.
Nedbe dokusu nedeniyle biraz sertler.
Que diabos você estã fazendo?
Ne yaptığını sanıyorsun?
Que magoem mesmo, coisas que nao deverião ser chamadas, estã bem?
Gerçekten acı verici, yakışıksız küfürler, tamam mı?
Então, os elos entre os grandes grupos de animais não estã, de fato, faltando, mas existem tanto como fósseis e como animais vivos.
Demek ki, büyük hayvan gruplarının arasındaki bağlantılar aslında kayıp değil. Fosiller ve canlı hayvanlar olarak mevcutlar.
- Estã bem, está bem. - Não abra.
- Tamam, tamam.
- Està ¡ na casa de banho.
- Tuvalette.
Estã bem. Vou só ver uns ficheiros.
Biraz araştırma yapacağım.
Està ¡ no meu cabelo!
Saçım da kokuyor!
Assim està ¡ bom.
Güzel, güzel.
- Ela està ¡ a subir.
Yükseliyor.
Està ¡ a sangrar.
Kanıyor.
Estã aqui para o emprego?
İş için mi gelmiştiniz?