Translate.vc / Portugais → Turc / Exactamente
Exactamente traduction Turc
30,571 traduction parallèle
Agora que decidimos ir atrás do LokSat juntos, podemos continuar exactamente de onde paramos.
LokSat'ın peşine beraber düşeceğimiz konusunda anlaştığımıza göre kaldığımız yerden devam edebiliriz.
Programei o café de Rick exactamente como ele gosta.
Rick'in kahvesini sevdiği şekilde yapmaya programlandım.
- Passar a faca entre os dedos de um empregado de bar, exactamente.
Barmenle parmak arası bıçak oynuyor gibi. Kesinlikle öyle yapıyor.
Se a Sonia andava a falar com o assassino e orquestrou este assalto ao carro blindado para se parecer exactamente com aquele que a fez ser presa, sabendo que íamos falar com ela...
Sofya katil ile iletişim kurup hapishaneye düştüğü soygun ile birebir aynı tarz da bir soygun planladı. Bu yüzden, onunla konuşmaya geleceğimizi biliyordu.
Ia perguntar-te exactamente o mesmo.
Bende sana aynısını soracaktım.
Exactamente, Neil.
Doğru bildin Neil.
Tem-me estado a perguntar... exactamente as mesmas perguntas nas últimas duas horas.
So... Son iki saattir aynı soruları sorup duruyorsunuz.
É exactamente como um mercado chinês.
Tıpkı Çin marketi gibi.
Ela sabia exactamente para onde levá-lo.
Onu nerede halletmesi gerektiğini biliyormuş.
Aparentemente, Frank Sinatra tem exactamente uns iguais.
Galiba Frank Sinatra'da da aynı çiftinden varmış.
O que quer de mim, exactamente?
Benden tam olarak ne istiyorsun?
Disse, que se um paciente vier ter consigo, e lhe diz que tem relações sexuais com uma foca, a sua primeira pergunta deveria ser : "Você tem preferência pelo norte ou sul da ilha?" Sabe, eu não me lembro exactamente do que disse.
" Eğer bir hasta kapınıza gelip size bir fokla cinsel ilişki yaşadığını söylerse ilk sorunuz'Adanın kuzeyini mi yoksa güneyini mi tercih ediyorsunuz?
Sim e sim, o seu padrão agora é exactamente o mesmo que era na altura.
Evet. Evet, şimdi verdiğin örnek o zaman da aynıydı, evet. Örneğim mi?
E onde exactamente se consegue encontrá-la?
Peki bu yiyeceği nereden bulabiliriz?
Não foi, exactamente, isso que a Kara Green me prometeu.
Kara Green'ın söz verdiği bu değildi kesinlikle.
- Disse que podiam ser mortas. - Exactamente.
- Evet, dediğin gibi insanlar katledilebilirdi.
Sim, exactamente como eles. Essa arma é feita para espalhar-se pela gripe enquanto ataca um gene específico que só é encontrado naquelas pessoas.
Bu silah soğuk algınlığıyla yayılırken sadece belli ırktan insanlarda bulunan özel bir gene saldırmak üzere tasarlanmış.
É isso mesmo. Exactamente como foi dito.
Aynı reklamlardaki gibi.
Sim, exactamente assim.
Evet. Aynen bunun gibi.
Exactamente o que estou a dizer.
Ben de bunu diyorum.
- É exactamente igual.
Tamamen aynısı. Her şey aynı.
O que é que o Dalton fez, exactamente?
Dalton tam olarak ne yaptı?
Precisa de falar com os seus contactos na NSA, e dizer-lhes exactamente aquilo que aconteceu.
Ulusal Güvenlik'teki bağlantını ara ve her şeyi kelimesi kelimesine anlat.
E está exactamente como o último.
- Tıpkı diğeri gibi.
- Exactamente. Tecnicamente, não são assassinos.
Teknik olarak katil sayılmazlar.
- Exactamente.
- Kesinlikle.
Ele sabe exactamente o que dizer.
Ne demesi gerektiğini biliyor.
Bem, aprende-se exactamente o que uma ponta aguenta antes dela te cortar.
Bir cam kırığının, ne kadar bastırdığınızda sizi keseceğini öğreniyorsunuz zamanla.
Não exactamente.
Pek sayılmaz.
O que viu exactamente?
Tamam olarak ne gördün?
Exactamente, trabalho com o Lee no armazém, e ele disse-me para vir ter aqui com ele porque tinha uma coisa para mim.
Evet, Lee ile depoda birlikte çalışıyorum ve burada buluşmamızı, bana bir şey vereceğini söyledi.
Sim, mas aconteceu no mesmo bairro do Bronx, e a balística confirmou que foi uma Bulldog calibre.44 exactamente como a que o Berkowitz usou.
Evet ama Bronx'un aynı mahallesinde oldu ve Berkowitz gibi 44'lük Bulldog kullandığı onaylandı.
E dissemos que 250 mil dólares, exactamente a quantia que vamos receber, era o suficiente para iniciarmos o nosso negócio de cupcake.
Ve dedik ki kapkek işletmesini yönetebilmek için tam olarak 250.000 dolar gerekiyor.
- Exactamente. Porquê sair de casa quando o barbeiro vem ter contigo?
Saçının bakımını yapan ayağına kadar geliyorsa neden dışarı çıkasın ki?
Diz-me, exactamente, aquilo que aconteceu, passo a passo.
Haydi, baştan başlayalım. Bana her şeyi tek tek anlat.
Exactamente.
Aynen.
Sim, exactamente.
Evet, bu doğru.
Podes dizer-me onde estou, exactamente?
Tam olarak nerede olduğumu söyleyebilir misin?
Na realidade, sei exactamente o que fazer.
Aslına bakarsanız ne yapacağımızı kesinlikle biliyorum.
A Emma fez exactamente o que tinha de fazer.
- Emma yapması gerekeni yaptı.
E onde, exactamente, é que poderemos encontrar... a Mamã Ming?
Peki bu Ana Kuzusu Ming tam olarak nerede?
É exactamente o mesmo que o nosso.
Bizimkiyle tamamen aynı.
- Caldo? - Exactamente.
- Bulyon mu koydun?
Ela diz exactamente quem vocês são.
Kim olduğunuzu anlattım kayıtta.
Sr. Hanson, esse é exactamente o problema.
Bay Hanson, olay da bu zaten.
Os detalhes do desaparecimento e o ter deixado o consultório não encaixam exactamente no perfil de um marido infiel.
Kocanızın kaybolmasının detayları ve işini terk etmesi tam olarak aldatan bir koca profiline uymuyor.
Exactamente.
Aynen öyle.
Bisbilhotar é exactamente o que somos pagos para fazer.
Gizlice izlemek tam olarak yapmak için para aldığımız şey.
Eu telefono e tu fazes exactamente o que eu mandar.
Ben arayacağım, ne yapmanızı istiyorsam harfiyen yapacaksınız.
Exactamente.
- Tam isabet.
Talvez seja exactamente o oposto.
Belki tam tersidir.