Translate.vc / Portugais → Turc / Fairbanks
Fairbanks traduction Turc
179 traduction parallèle
Os Fairbanks, os Gilberts, os Valentinos!
Fairbanks'lar, Gilbert'ler, Valentino'lar!
Supõe que a Bolsa colapsa, que Mary Pickford se divorcia do Douglas Fairbanks.
Ya borsa çökerse? Ya Mary Pickford, Douglas Fairbanks'ı boşarsa?
Este parece o Douglas Fairbanks.
Douglas Fairbanks'a benzetiyorsun.
- Fairbanks, Alaska!
- Fairbanks, Alaska!
Fairbanks, Juneau, Anchorage, Nome, Sitka, Seward.
Fairbanks, Juneau, Anchorage, Nome, Sitka, Seward.
Miss Fairbanks, organizou esta reconstituição da batalha.
Bayan Fairbanks, savaşın tekrar canlandırılması sizin eseriniz.
Foi escrita, dirigida e produzida por Mrs. Rita Fairbanks.
Yazan, yöneten ve yapımcı Bayan Rita Fairbanks'ti.
Menina Rita Fairbanks... você organizou esta representação da batalha de Pearl Harbor.
Bayan Rita Fairbanks. Pearl Harbor muharebesinin bu gösterimini siz düzenlediniz.
Os Fairbanks, os Barrymore, etc.
Fairbankslar, Barrymorelar, bunlar gibi.
BOA SORTE SID DOUGLAS FAIRBANKS
İYİ ŞANSLAR SID DOUGLAS FAIRBANKS
Moneypenny, Fairbanks.
Moneypenny, Fairbanks.
O Bill Fairbanks, o 002.
Bill Fairbanks, 002.
- O Bill Fairbanks.
- Bill Fairbanks.
- O Fairbanks?
- Fairbanks mi?
Fairbanks começa a campanha para a reeleição de Roosevelt.
# Başkan Yardımcısı Fairbanks, Roosevelt'in Yeniden Seçilmesi için Seçim Turunu Başlattı. #
O vice-presidente dos EUA, Charles Fairbanks.
ABD Başkan Yardımcısı, Charles Fairbanks.
Conheci um rapaz que pensava que era o Douglas Fairbanks.
Douglas Fairbanks olduğunu zanneden bir adamla tanışmıştım.
- Eu sempre quis ser o Douglas Fairbanks.
- Hep Douglas Fairbanks olmak istemiştim.
Veja, sou o Douglas Fairbanks!
Bakın, Douglas Fairbanks oldum!
Não acredito que esteja na cama com a Dana Fairbanks.
Dana Fairbanks'i yatağa atmak üzere olduğuma inanamıyorum. Bu kızın lanet olsaı kötü bir etkisi var.
"Aqui é Dana Fairbanks."
- Ben Dana Fairbanks.
Costumo, mas as notícias nunca mudam.
Eskiden okurdum ama haberler durmadan değişiyor. - Max Fairbanks adını duydun mu?
- Ouviste falar do Max Fairbanks?
- Büyük işadamı mı?
"O bilionário Max Fairbanks pôs hoje a Trigram, a sua empresa, " na divisão da T. U. I., no Capítulo 11. " O homem faliu e nós vamos roubá-lo?
"Milyarder Max Fairbanks TUI'ın alt şirketi olan Trigram Emlak'ın iflas ettiğini açıkladı." Parasız bir adamı mı soyacağız?
"Nos termos do Capítulo 11, Fairbanks deixa de ter acesso às suas propriedades, incluindo o West Chop, o seu Marblehead, a sua mansão em frente à praia." O homem não pode mesmo ir para a sua própria casa?
"İflas anlaşmasının şartları uyarınca Fairbanks artık Marblehead sahilindeki evi West Chop da dahil birçok mülküne giremiyor." Adam kendi evine giremiyor mu?
Tire o anel, dê-o ao Sr. Fairbanks.
Bay Fairbanks'e ver.
Não se aborreça, Sr. Fairbanks.
- Endişelenmeyin, Bay Fairbanks.
- O Fairbanks é um grande jogo.
- Fairbanks büyük av. - Doğru.
Beacon Hill Casa Cidade, de Max e Letícia Fairbanks.
Max ve Lutetia Fairbanks'in Beacon Hill'deki evleri.
Letícia Fairbanks.
Lutetia Fairbanks.
Aquela é que é a Mrs. Fairbanks?
Şu konuşan Bayan Fairbanks mi?
Pensei que a Sra. Fairbanks era uma linda jovem morena com um belo e avantajado peito.
Ben Bayan Fairbanks'i büyük, sabunlu göğüsleri olan genç bir esmer sanıyordum.
Acha que os regulamentos não se aplicam a si, não é Sr. Fairbanks?
Kuralların sizin için geçerli olmadığını düşünüyorsunuz değil mi, Bay Fairbanks? - Ne?
Sabe, não era assim tão finaço quando veio ter comigo de mãos vazias a pedir-me dinheiro.
Gelip benden para isterken bu kadar kibirli değildin ama. - Max... - Ne dediniz, Bay Fairbanks?
Que disse, Sr. Fairbanks? Pensa que eu me esqueci de quanto me custou para o fazer eleger, a espalhar histórias acerca das preferências sexuais do seu opositor?
Rakibinin cinsel tercihleri hakkında söylentiler yayıp seni seçtirmek bana kaça patladı unuttum mu sanıyorsun?
Earl Radburn, chefe de segurança, T. U. I.
Earl Radburn, T.U.l. güvenlik şefi. Benim, Fairbanks.
Temos um problema aqui. Sim senhor, Sr. Fairbanks.
Evet, efendim, Bay Fairbanks.
O Fairbanks tem de estar em Washington na Quarta-feira.
Fairbanks, çarşamba günü Washington'da olmak zorunda.
Bem-vindo de volta, Sr. Fairbanks.
- Hoş geldiniz, Bay Fairbanks. - Tabii, tabii.
Percebemos o seu ponto, Sr. Fairbanks.
Çok ikna edici konuşuyorsunuz, Bay Fairbanks.
Que está para aí a dizer, Sr. Fairbanks?
Siz neler geveliyorsunuz, Bay Fairbanks? Size demedim.
- Sr. Fairbanks!
- Bay Fairbanks! - Walter!
- Sr. Fairbanks!
- Bay Fairbanks! Bir dakika.
Sr. Fairbanks, um pouco de respeito, por favor.
- Biraz saygı lütfen, Bay Fairbanks.
Isto é uma sub comissão do Senado, Sr. Fairbanks.
Burası bir senato alt komitesi, Bay Fairbanks. - S.. tir.
Vá-se [... ], vá-se [... ], vá-se [... ]...
S.. tir. S.. tir. - Bay Fairbanks!
Tardio. Estão aqui todas as fichas que pediu acerca do Fairbanks.
Fairbanks'ler hakkında istediğin tüm dosyaları getirdim.
Mas tu tornas estas coisas pessoais com o Fairbanks e isso é mau para o negócio.
Ama bunu kişiselleştiriyorsun ve bu iş için hiç iyi değil.
É o Fairbanks.
Burada bir sorun var.
Sr. Fairbanks!
Bay Fairbanks. Televizyonda küfür.
- Sr. Fairbanks!
- Bay Fairbanks!