English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Far

Far traduction Turc

1,000 traduction parallèle
Uma noite descansada far-te-á muito bem.
Gece güzel bir uyku çekmek sana iyi gelir.
Far-lhe-ia bem.
Ona iyi gelirdi.
Bem, o ar far-te-ia bem e podíamos conversar, não era?
Açık hava sana iyi gelir, biraz da laflarız.
Sim, far-me-ia bem.
Evet, bana iyi gelir.
Excitar a raiva do povo. A violência contra os judeus far-Ihe-á esquecer a fome.
Halkı Yahudilere karşı öfkelendirirsek, karınlarının açlığını unuturlar.
O que é que tem de mal cobrar mil dólares? Far-nos-iam muito jeito, Bruce.
İhtiyacımız var.
E far-te-ia muito, muito infeliz.
Ben seni çok mutsuz ederim, çok.
Um bocado de ar far-te-á bem.
Biraz hava size iyi gelecektir.
Far-lhe-ei uma pergunta simples.
Şimdi basit bir soru soracağım.
Far-nos-á companhia, é óbvio.
Tabii ki sen de bize katılacaksın.
Far-te-á bem.
Biraz eğlenelim, iyi gelir.
Alguns dias na casa da tua mãe far-te-ão melhor que ficares aqui.
Annenin evinde birkaç gün kalman burada kalmandan çok daha iyi olacak.
Bem, far-lhe-ei uma proposta... 25.000 dólares.
Size bir indirim yapacağım - 25,000 dolar.
Espera aqui. Far-te-ei um sinal.
- Burada bekle!
Far-te-á dormir melhor.
Daha iyi uyursun.
- Far-te-á bem.
- Bak çok iyi gelecek.
Não posso ir, mas agrada-me que vão. A diversão far-vos-á bem.
İyi gelecektir.
Os mares são todos parecidos e este far-te-á recordar.
Sana elimden gelen bütün yardımı yapacağımı biliyorsun.
Vai perdoar-me, mas a sombra do olho esquerdo não está bem.
Hanımefendi izin verirse, sol gözünün üzerindeki far olmamış.
E se tivermos um pouco de paciência, O cúmplice de McCool far-se-á conhecer.
Eğer sabırla burada beklersek McCool'un arkadaşı kendisini tanımamıza fırsat verecektir.
Meu amor foi para longe, muito longe
# My love went away far away
Longe, muito longe
# Away, far away
Outro roubo e eles far-lhe-ão alguma coisa.
Sana bir şey yapabilirler.
Far-lhe-ei um bom preço.
İndirimli fiyatımla gelirim.
- Pó de arroz, batôn?
- Pudra, far, ruj?
Far-te-ia muito infeliz.
Seni mutsuz ederim.
Eu far-te-ei vénias, Datã.
Önünde eğilirim Dathan.
Far-nos-ás um deus! Um deus de ouro!
Bizim için bir tanrı yapacaksın!
Arão far-nos-á um vitelo dourado!
Harun bize altın bir buzağı yapacak!
Far-te-ei aproveitar a tua liberdade.
- Özgürlüğünü en iyi şekilde yaşamanı sağlayacağım.
Portanto, far-vos-ão companhia em trabalho útil.
Bu yüzden, kendileri yararlı işlerde kullanılmak üzere sizlere katılacaklar.
Quando me aproximei do rio, estava quase de noite, vi vir na minha direcção, vindo da água, o que parecia ser seis faróis de motorizada. Sabem o que era? Três iguanas.
Nehre yaklaştım bir ağacın önünde suyun içinde gördüğüm şey, bana doğru gelen altı motorsiklet farı gibiydi.
Pobre criança. Uma viagem far-lhe-á bem.
Seyahat ona iyi gelecek.
Esperamos.
- Dolce far niente.
- Dolce far niente.
- Bu harika.
- Muito bem!
Dolce far niente.
Dolce far niente.
- O ne demek?
Não faz mal.
Dolce far niente.
Dolce far niente.
- Paisá.
Mas far-nos-ia bem em sair.
Fakat dışarı çıkmak bize iyi gelir.
As suas férias far-lhe-ão muito bem, Sr. Mathews.
Tatil sana çok iyi gelecek, Bay Mathews.
Far-me-ia sentir como um assassino, ou um idiota.
Benim bir suikastçı ya da aptal gibi hissetmeme neden oluyor.
Um farol de nevoeiro. Vou estreá-lo domingo no rally.
- Bizim tıftıf için sis farı.
Se não tivesses comprado o farol de nevoeiro para mostrar aos amigos...
Gösteriş yapmak için şu sis farını almasaydın sen de!
Lá fora está escuro. Far-me-á mal aos olhos?
Sanırım dışarısı yeterince karanlık, gözlerimi acıtmaz.
Tudo bem, far-lhe-ei uma pergunta.
Peki, ona bir soru sorayım.
Então, far-me-á o favor de se afastar.
Öyleyse araya gireceğim.
Eu atiro aos faróis e pneus.
Ben far ve lastikleri alıyorum.
Ele far-te-á muito feliz. Por que não?
Neden Beddini'yle evlenmiyorsun?
Far-lhe-á bem.
Onun iyiliğine.
Far-lhe-ei uma surpresa.
Bu kocama sürpriz olacak!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]