Translate.vc / Portugais → Turc / Fin
Fin traduction Turc
328 traduction parallèle
Após o fraco desempenho contra os finlandeses, foram tomadas medidas para a sua reforma.
Fin ordusu karşısındaki başarısızlık reform hareketlerine hız kazandırdı.
E a sua reorganização desde o fiasco da Guerra Finlandesa, estava bem encaminhada.
Fiyaskoyla sonuçlanan Fin Savaşı'ndaki eksiklikler de bir bir gideriliyordu. Peki morali ne seviyedeydi?
Mas os finlandeses, embora em menor número, retaliaram.
Düşmana göre sayıca çok az olan Fin ordusu direnişe geçti.
As tropas esquiadoras finlandesas sabiam como usar as suas condições, movendo-se em torno dos russos e cortando-lhes os abastecimentos.
Kamuflajlı ve kızaklı Fin birlikleri, araziyi çok iyi biliyor ; Rus hatlarının gerisine sarkıp ikmal yollarını kesiyorlardı.
Os russos utilizaram toda a sua força e dominaram as defesas finlandesas.
Ruslar tüm güçleriyle Fin siperlerine saldırıyorlardı.
Sou o Dr. Fin.
Dr. Fin.
Quero falar com o Dr. Fin.
Dr. Fin'le görüşebilir miyim lütfen?
O Fin!
San!
Sou a Dóris Fin...
Ben Doris Finse...
Mas... os bolcheviques soltaram uns professores finlandeses... mudando de John Reed. John Reed.
Ama Bolşeviklerin John Reed'le Fin profesörleri değiş tokuş ettiğini duymuştum.
E a fronteira com a Finlândia, aqui.
Ve şurada, Fin-Sovyet sınırında.
- Artigos para o FIN?
- FIN için mi?
- O que é o FIN?
- FIN nedir?
Então alguém decidiu verificar e viu que Charlie trabalhava para o FIN.
Sonra biri, o dosyalara bakmayı düşünmüş ve Charlie'nin FIN için çalıştığını görmüştür.
Só se for o "Fin Quest".
Yalnızca Fin Quest adlı bir tekne geldi.
O operador da marina 65 chama o Fin Quest.
Burası Deniz Operatörü 65, Fin Quest aranıyor.
Daqui Fin Quest.
Burası Fin Quest.
Parece que o Projecto para a Vida Marinha não tem nenhum contrato com o Fin Quest, nem estão a investigar nada na área da baía de Descanto.
Fin Quest'in Deniz Hayatı Projesi'yle ilgili herhangi bir sözleşmesi yokmuş. İşin ilginci Descanto Körfezi Bölgesi'nde bir araştırma projesi bile yokmuş.
Está a bordo do Fin Quest com aquele mergulhador local... O Manley.
Fin Quest teknesindeydi ve şu Manley adlı yerel dalgıçlaydı.
Estava num recife quando vi os tipos do Fin Quest.
Av peşinde olduğum sırada Fin Quest'ten gelen bir kaç adamla karşılaştım.
Devon, já temos a Guarda Costeira a postos para abarcar o Fin Quest?
Devon, Sahil Güvenlik Fin Quest'e doğru yola çıktı mı?
Leva a minha vara a uma "hechicera". Encontra Razzel.
Sihirli Değneğimi büyücü Fin Raziel'e götür
Guiamos-te ate a ilha da grande Feiticeira Razzel!
Sizi büyücü Fin Raziel'in Adasına getirdik
Depressa estaremos com Fin Razzel.
Çok yakında Fin Raziel ile döneceğim
Fin Razzel!
Fin Raziel!
Vim buscar a grande feiticeira, Fin Razzel.
Büyük büyücü Fin Raziel'i bulmaya geldim
Depois da galeria finlandesa.
Fin galerisinden sonra.
- Com as linhas aéreas finlandesas.
- Fin Havayolları'yla.
Nada de truca-truca sem a aliança!
Yüzük takılmadan fan-fin yok.
" A la fin tu es las de ce monde ancien
" A la fin tu es las de ce monde ancien
Isto comprei-o a um arquitecto finlandês, um génio.
Bunu bir Fin mimardan aldım. Bir dahiydi!
Talvez um papel de parede simpático ou uma pintura.
Aklımda tutacağım. Fin de nedir? Emin değilim.
Membros da Selecção Nacional Finlandesa aceitaram formalmente um convite de Steve Prefontaine para competir contra o Clube de Pistas de Oregon no Campo Hayward, este Verão.
Pre hayranları, iyi dinleyin. Fin Millî Takımı mensupları Steve Prefontaine'nın bu yaz Hayward Pisti'nde Oregon Atletizm.
"Toma o meu braço Toma o meu fin..." "fino ombro"
" Kolumu tut, omuzumda özlemin...
Mas, ao meio-dia vão sempre juntos ao café Paradis, onde comem com o Fin.
Öğle tatili sırasında Finn ile yemek için hep Café Paradis'e giderler.
Fin? Sim.
- Finn de kim?
Quem é esse Fin? Fin é o dono do café Paradis.
- Café Paradis'in sahibi.
Vai buscar tabaco a esse Fin...
Git Finn'den bir paket al.
Vou voltar para o meu apartamento, beber um copo de vinho, ter uma conversa agradável, e se tudo correr bem, um bocadinho de "golpe, estrondo, sacudir-sacudir".
Şimdi daireme gidip, bir kadeh şarap içip, muhabbet edeceğim. Her şey yolunda giderse biraz da fan fin yapacağım.
E sauna, sauna finlandesa.
Ve bir sauna. Fin saunası.
Tens a certeza?
Fin olduğuna emin misin?
- Óptimo. Munch, Fin... - Deixe-me adivinhar : porta a porta.
Dağ bisikletleri olan bir grup özel okullu serseri, gangster olmaya kalkıyor.
É muito importante.
Yardım etsene, Fin.
Sou o rei Canute dos finlandeses.
Ben Fin Kralı Canute.
Se calhar o Munch e o Fin tiveram mais sorte com a carrinha.
Belki Munch ve Fin minibüsü bulmuştur.
- E se dermos metade ao Munch...
Munch'la Fin'e yarısını verelim.
- Fin, não vejo o relatório da cabina.
Fin, jetonlu telefondaki parmak izlerini göremiyorum.
O Fin ligou.
Fin aradı.
"Fin".
Finn.
Onde está o Fin?
- Finn nerede?
Eu e o Fin travámos amizade com um segurança da universidade.
Sarah.