Translate.vc / Portugais → Turc / Final
Final traduction Turc
19,063 traduction parallèle
Treino obrigatório da claque antes da final.
Finalden önce zorunlu tezahürat pratiği.
A primeira final em quantos anos?
Kaç yıldır ilk finalimiz.
Desapareceu no dia da final.
Final günü kayboldu.
Qualquer final surge como um filme na minha cabeça, com muitos finais.
Ne zaman bir fikir bulsam kafamda filmi oluşuyor. Bir sürü sonu oluyor.
- FINAL 7... olhava com os seus olhos grandes e pacientes.
SON Sonsuz sabırlı gözlerle yere bakıyor.
Ainda presa no final?
Hâlâ sonda mı takılıyorsun?
Outro mau final!
Al sana kötü son!
Portanto, só há um final que ele não esperará.
Yani beklemediği tek bir son var.
O golpe final.
Ölümcül darbe.
Independentemente daquilo que eles se riam, ou de quanto possas brincar com aquelas aves, o Mingo continua a ser um escravo no final do dia.
Ne kadar gülerlerse gülsünler o lanet horozlarla oynadıkları için ne kadar para alırsanız alın sonunda Mingo bir köle. Sen de öylesin.
Estou preocupado contigo. Ponto final.
Senin hakkında endişeleniyorum, nokta.
A equipa excluiu-me da partida do final de época.
Takım beni sezon sonu yapacakları şakaya katmadı.
É uma tradição estúpida, em que no final do semestre, os caloiros saltam de uma prancha com vestidos de baile pirosos.
Dönem sonunda tüm birinci sınıf öğrencilerinin dandik mezuniyet kıyafetleri içerisinde yüksekten havuza atladıkları aptalca bir gelenek.
Bom homem. Muito bem, vamos começar com a tua avaliação final.
Tamam, savunmanın son haline bakalım.
O Director deu-nos um pagamento final por todos os nossos problemas e o Chuck disse que queria que aquilo fosse o fim.
Müdür tüm sıkıntımız için bize son bir ödeme yaptı ve Chuck da bu işin böylece bitmesini istedi.
Um pagamento final do Director?
Müdürden son bir ödeme mi?
Ao final do dia, a Alemanha terá um novo governo.
Yarın gün sonu itibariyle, Almanya'nın yeni bir hükümeti olacak.
Há muita gente em risco se ela estiver doente. ponto final.
Kız hastaysa bir sürü insan tehlikededir, nokta.
Qualquer possível rota de fuga, será neutralizada até ao final do dia.
Bütün kaçış noktaları gün bitimine kadar etkisiz hale getirilecek.
Uma lamentável e dramática manifestação na fase final.
Talihsiz ve dramatik son evre belirtisi.
Clarissa, não te vou deixar. Ponto final.
Clarissa, seni bırakıp gidemem.
Temos pressionado Londres para investir em bloqueadores de radar há meses. Isto deverá colocar um ponto final na discussão.
Londra'yı aylardır, radar karıştırıcılarına yatırım yapması için zorluyoruz.
Sim, e sempre no final, dizes-me :
Evet, her zaman sonunda bana dönüp şunu dersin...
Tudo menos o verdadeiro final, que ela foi incapaz de, ou não quis, contar-me.
En sonu hariç, bunu bana ya anlatamadı ya da anlatmak istemedi.
Agora acredito plenamente na Polly quando ela insiste que não se lembra do que lhe aconteceu no final.
Artık Polly'nin, sonunda ne olduğunu hatırlamadığı konusundaki ısrarına inanıyorum.
A casa que fica no final da Teacup Road perto da cidade de Braintree, Massachusetts.
Braintree, Massachusetts'teki Teacup Yolu'nun sonundaki ev.
Se há alguém que mereça ter um final feliz, és tu.
Mutlu bir sonu hak eden biri varsa o da sensin.
O combate final na categoria olímpica de 72 kg. Entre os lutadores da América contra a Rússia.
Final müsabakası, 72 kilo kategorisinde Rusya ve Amerika güreşçileri arasında.
A primeira luta das semi-finais na categoria de 55 kilos. Geeta Kumari da Índia contra Naomi Edwards da Nigéria.
İlk yarı final müsabakası 55 kilo kategorisinde Hindistan'dan Geeta Kumari ile Nijerya'dan Naomi Edwards arasında.
A final não será tão fácil.
Final müsabakası o kadar kolay olmayacak.
Amanhã é a final.
Yarın final müsabakası var.
Deve ser uma final interessante amanhã.
Yarınki ilginç bir müsabaka olacak.
Angelina alguma pressão antes das finais?
Angelina, final müsabakasından önce gerginlik yaşanyor mu?
As finais da luta feminina de Commonwealth jogos 2010 categoria 55 kilos está prestes a começar. Geeta Kumari da Índia contra a australiana Angelina Watson.
Commonwealth Oyunlarının kadın güreşinde 55 kilo kategorisinde final müsabakası Hindistan'dan Geeta Kumari ile Avustralya'dan Angelina Watson arasında.
Esta é a final.
Bak, final bu.
E a luta final começa.
Ve final müsabakası başlamak üzere.
Uma vantagem de 3 pontos no round final!
Son raundda Angelina'nın 3 puan üstünlüğü var.
- A responsabilidade é minha, ponto final.
- Bütün suç benim, nokta.
Tu és a peça final do santuário.
Sen mabedin son parçasısın.
A morte é... tão definitiva.
Ölüm final noktası işte.
No final, a morte veio como uma amiga.
Nihayetinde, ölüm bir arkadaş gibi geldi.
Preciso de um final.
Yazıda bir sona ihtiyacım var.
Não quer o seu final?
Yazına son istemiyor muydun?
Ponto final.
Adam elimizde.
Ia receber cinco vezes isso no final.
Anlaşma tamamlandığında bunun beş katını görecektim.
Posso perguntar quem deu a decisão final?
Son oylamanın sonucunu öğrenebilir miyim?
O comité vai decidir o veredicto final.
Kurul son kararını verecek.
- FINAL 2... os dedos apertavam o livro.
SON
Não há júri, apenas um juiz. Ele tomará a decisão final.
Son kararı o verecek.
Legendas originais em italiano por Traduttori Anonimi Tradução para PT-PT por mpenaf
Evremira DİZİNİN FİNAL BÖLÜMÜYDÜ UMARIM ALTYAZIDAN MEMNUN KALMIŞSINIZDIR BAŞKA ÇEVİRİLERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE
Estragaste o final.
- Sonunu mahvettin.