English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Fondue

Fondue traduction Turc

168 traduction parallèle
Primeiro, há o Fondue de Cereja.
Önce, Kirazlı Fondü var.
Usamos os melhores pedaços de bexiga de carneiro da Cornualha, vazios, fervidos e com o sabor a sementes de sésamo, mergulhamos num fondue e molhamos em vómito de cotovia.
En seçkin, sulu, taze Cornish tipi koç mesanesi kullanırız. Boşaltılmış, buğulanmış, susamla tat verilmiş fondü kıvamına getirilip tarlakuşu kusmuğuyla süslenmiş.
Sim, é maravilhoso estar a fazer fondue outra vez.
# Evet, harika birşey tekrar fondü yapabilmek #
Feixes solares e fondue vivo.
Güneş Isılı düdüklü tencerede ve canlı eritme beyniri.
Quer dizer que me vais devolver o "fondue"?
Bu beslenme çantamı sırtıma takmam anlamına mı geliyor?
Como se fosse um fondue, mas não é.
Fondü gibi, ama değil.
Minha pérola... desejo-vos a todos um fondue.
İnci tanem, hoşça kal.
Não apareceste ontem no fondue.
Frank, dün geceki fondü partisinde seni özledik.
Lamento, mas não me inspiras sequer um jantar no Bucky's Fondue Hut!
Hayallerini yıkmak istemem ama Bucky's Fondue Hut'da... -... sana yemek ısmarlama isteği uyandırmıyorsun.
Fondue.
Fondue.
Agora, se me dão licença, o meu fondue deve estar...
Şimdi bana müsaade ederseniz şayet güvecim pişmek- -
Comer fondue.
Fondü yaparım.
Sabes, eu não sei porque é que eles lhe chamam fondue.
Biliyor musunuz, neden buna fondü deniyor bilmiyorum.
Eu adoro fondue.
Fondü'e bayılıyorum.
O que deves fazer é... colocar o pedaço de carne no teu garfo fondue.
Yapacapınız şey fondü çatalınıza bir parça biftek almak.
Se juntar tudo, é fondue para uma nação, meu chapa.
Topladığın zaman bir yığın fondü yapabilirsin.
O teu pai e eu, temos fondue, hoje, em casa dos Pinciotti's.
Baban ve ben, Peçiç ve föndü için Pinciotti'lerdeyiz.
Eu disse Fondue de queijo! Estava a pensar em fazer fondue de queijo, hoje para o jantar.
Akşamki yemek için pişirmek istiyorum.
Fondue de queijo.
- Kazları yolacağım.
Ou poderemos ir comer um fondue àquele restaurante suíço, ou encher as nossas malas de rebuçados e bombons... e ir ver a produção da escola primária de Stars Hollow... de Who's Afraid of Virginia Woolf?
Ya da akşam yemeği için şu İsviçre restoranına gidip "fondu" yeriz. Ya da ceplerimizi şeker ve çikolatayla doldurabiliriz. Stars Hollow İlk Okulu'nun sahnelediği "Kim Korkar Vırgina Wolf'tan"... oyununu izleyebiliriz.
Este "fondue" está tão bom!
Bu fondü çok güzel olmuş!
E agora, se me derem licença, o meu fondue está quase...
Şimdi izin verirseniz, sıcak çikolatam neredeyse...
-'Fondue'amas-me?
- Beni fondüler misin?
"Olá,'fondue'a mim."
"Fondü şöyle."
Vamos fazer um fondue no meu apartamento.
Hadi gel de... fondü yap.
Isto, meu querido irmão, é fondue de queijo acompanhado de compota de brócolis e ameixas. - E isto?
Bu, sevgili kardeşim, bir brokoli kompostosu ve erik eşliğinde bir peynir fondüsü.
Fondue ou ratatouille?
Fondü mü, ratatouille mi?
Este é o fondue e esta é a ratatouille. Não.
Bu fondü, bu da ratatouille.
Este é o fondue e esta é a ratatouille.
Hayır. Bu fondü, bu ratatouille.
É proibido fazer bombas, "amonas", namorar e festas de "fondue".
Bombalama yok, okşama yok, suya batma yok ve fondü partisi yok.
Sem mais esperas, o famoso Fondue Focker.
Fazla uzatmadan size ünlü Focker fondümü sunuyorum.
Ah, o fondue está a acabar.
Tamam. Bu arada fondü harika olmuş.
O que vais fazer, dar a receita de fondue ao juiz?
Ne yaptın? Yargıca fondü tarifi mi verdin?
- O teu fondue pôs-nos no topo. - A sério?
Muamelen çok etkileyici!
Podias apanhar um peixe, fervê-lo, fritá-lo, grelhá-lo, fazer "fondue" e "souflé",
Bir balık tutup, pişirtebiliyormuşsun buğulama, kebap, kızartma, ızgara, tütsüleme...
Não ajudou a vender o antigo conjunto de fondue.
Fondü satmak için fayda etmemişti.
Porque levas sempre as crianças e não os conjuntos de fondue?
Neden çocuklar ve fondüler kaybolur?
SERVIÇO DE CHÁ, FONDUE, PANOS DA LOIÇA TALHERES, RALADOR DE QUEIJO, COLHER DE GELADO, ESTATUETA
ÇAY, FONDÜ ÇATAL, HAVLU.
- Um jogo de fondue.
- Fondue seti. - Kusura bakmayın anlayamadım?
- Perdão? O presente que está a segurar é um jogo de fondue de prata.
Elinde tuttuğun hediye bir fondue seti.
Para quê acampar no jardim quando podemos ter uma festa de fondue aqui?
Burada fondü partisi verebilecekken dışarıda kampa ne gerek var?
O presente que está a segurar é um jogo de fondue de prata.
Elinde tuttuğun hediye bir fondue seti.
Não parece que hajam aqui matérias - primas para o fabrico de droga, mas há bastantes fontes de ignição : Bico, fondue, forno a gás, velas...
- İşin doğrusu burada uyuşturucu üretildiğine dair hiç bir kanıt yok fakat pek çok ateşleme düzeneği var elektrikli ocak, eritme kabı gaz sobası ve mumlar
A Claire e o Austin acabaram de nos convidar para a festa deles do fondue no próximo sábado à noite.
Claire ve Austin bizi gelecek hafta cumartesi gecesi fondü festivaline davet ettiler.
Estás mesmo a tentar fazer com que fique excitado acerca de fondue?
Sen gerçekten beni fondüyle heyecanlandırmaya mı çalışıyorsun?
Chama-se fondue, pai.
Eritilmiş peynir yemeği, Baba.
- Olha, têm fondue.
Bak, fondüleri var!
- "Fondue"?
- Tütsüleme mi?
A fondue está óptima.
Bu fondü çok güzel.
Fazes fondue?
Fondü yapar mısınız?
- Um jogo de fondue.
- Fondue seti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]