Translate.vc / Portugais → Turc / Form
Form traduction Turc
566 traduction parallèle
Não assinei nada.
Ben form imzalamadım.
Impresso AGO 21.
Form AGO 21.
E os papéis não são simples formulários. São algo mais.
Ve o sayfalar sadece form, istatistik ve tazminat talebi değildir.
O seu processo diz que tem mais tempo de voo do que qualquer homem aqui.
Form 5'ine göre, 4 motorluda uçuş süren herkesten fazla.
É a maneira errada.
Bu yanlış form.
eles terão que preencher esta solicitação nova.
Ama bir kaç yeni form daha doldurmanız gerekecek.
Sem inconvenientes, sem papelada, sem burocracia?
Başınız ağrımadan, form doldurmadan, bürokrasiye takılmadan?
se quiserem usar o plano de prestações, enviamos-lhe uma declaração depois do formulário ter sido analisado.
Eğer taksitlendirme yöntemini kullanmak isterseniz form incelendikten sonra size bildirimde bulunuruz.
E aqui, nesta nova Atenas, o rapaz Miguel Ângelo viu como é que a mármore... aquela pedra que surgiu no coração da sua terra... podia alcançar as suas potencialidades... podia adquirir harmonia de volume e forma... em igrejas... palácios, pontes, ruas.
İşte burada, çağın yeni Atina'sında genç Michelangelo,.. ... ülkenin bağrından yükselen taşın, mermerin, yaratıcılıkla nasıl mükemmelleştirilebileceğini,... uyum ve form kazandırılarak kiliselere,.. ... saraylara, köprülere, yollara dönüşebileceğini öğrendi.
Mas esta forma, duas mãos, dois olhos, foi sempre a melhor para sobreviver.
Ama bu form, iki el, iki göz, yaşamı sürdürmede hep en iyisi oldu.
Porque não faz um questionário?
- Doldurmam için bir form verseydiniz?
Há vidas em risco. Extraterrestres, mas, mesmo assim, vidas.
Yaşamları tehlikede, yabancı form belki ama yine de hayat.
E a entidade descrita poderia assumir uma forma física?
Tarif edilen varlık fiziksel bir form alabilir mi?
Onde se preenche um formulário e eles cuidam de tudo, de forma impessoal.
Bir form dolduruyorsun, onlar kişiselliğe dayandırmadan hallediyorlar.
As hipóteses de um planeta desenvolver uma cultura como a Alemanha Nazi, usando as formas, os símbolos da Terra do séc.
Bir başka gezegenin, 20. yüzyıl Yeryüzü form ve sembollerini kullanarak Nazi Almanyası gibi bir kültürü benimseme şansı çok az.
Quando quiseres documentos, preenche...
Arkasında, koparılabilen bir form var.
O Dr. Coleman não consegue dizer que forma.
Dr Coleman henüz ne form olduğunu söyleyemiyor.
- Um rosa da Secretaria.
- Reading'den gelen pembe form.
O homem não tinha o impresso adequado.
Adamda doğru form yoktu.
Toda a informação do formulário é confidencial.
Form üzerine yazdığınız bütün bilgiler gizli tutulur.
Depois, terá de assinar uns impressos, precisaremos de referências e um exame médico feito por...
Birkaç form imzalayacaksınız. Referans ve sağlık muayenesi de gerekecek.
O Tully está a pôr-se em forma?
Tully form mu tutuyormuş?
Mas é tão bom como trabalho de construção para se ficar em forma. E pagam-te por isso.
Bu iş form tutmak için koşu antrenmanından geri kalmıyor ayrıca para da alıyorsun.
- Sou mesmo pôr-me em forma.
Gerçekten form tutacağım.
Vou preencher impressos até ao mês que vem.
- Gelecek aya kadar form dolduracağım.
Não queres preencher impressos.
Form doldurmak istemiyor musun?
Tínhamos de preencher um impresso.
Bir form doldurmak zorundaydınız.
- São circulares.
- Bir form.
Não, não... Deste-me dois 17.
Hayır, hayır, hayır, iki tane form 17.
qual forma! Têm é medo.
Form önemli değil!
- Volta para a prisäo que recuperas.
- Hapse dön, form tutarsın.
Este modesto antepassado nosso também conduz, a animais de carapaça espinhosa com órgãos internos, incluindo a nossa prima, a estrela-do-mar.
Bu gösterişsiz form, aynı zamanda derisidikenli ve iç organları gelişmiş bir kuzenimiz olan, denizyıldızlarının da atasıydı.
Passamos os próximos dias a tratar de papelada.
Önümüzdeki dört gün boyunca form dolduracağız.
Leve o impresso e este número para o balcão 2. O próximo, por favor.
2. gişeden numara ve form al, sıradaki lütfen.
Ou quando preencher o formulário.
Ya da form doldururken. "Dürüst ol, hile yapma, bıçak taşıma."
Um registo para cada um que foi preso e depois libertado.
Her tutuklu için bir form tutulur ve bırakılır.
Mas sento-me atrás de lentes de vidro, preenchendo blocos de notas e formulários em triplicado, tentando captar os lobos nas páginas do meu diário.
Buna karşın, ben objektiflerin arkasından bakıyor, not tutuyor, form dolduruyor ve günlüğümün sayfaları arasından kurtları anlamaya çalışıyorum.
Pode ir buscar um impresso "C" e levá-lo ao guiché "F"...
"C" sırasından bir form alıp, "F" bankosuna götürürseniz...
Onde arranjaste o andaime?
- Bu form kalıbını nereden buldun? - Nasıl?
Enviaram-me aqui para que preenchesse um formulário.
Buraya gönderdiler. Burada bir form doldurmam gerekiyormuş.
Não se pode fazer nada sem um formulário.
Form olmadan kımıldayamazsın.
É apenas uma diferença de grau.
Bu seferki ise farklı bir form.
Se a forma e a cor não são atraentes, pode parecer com qualquer alimento que deseje visualizar.
Form ve rengi cazip gelmediği taktirde, hayal ettiğin herhangi bir yemek haline gelebilir.
Está bem, mas preciso da autorização do comandante John Hancock.
Tamam, gidip form için çavuşun imzasını almam gerekiyor.
Um A. L. F., é a abreviatura para Alien Life Form ( Forma de vida alienígena ).
- Bir ALF. A-L-F, açılımı "Uzaylı Yaşam Formu"
- Sim, mas tens de preencher a ficha.
- Evet, ama form doldurman gerek.
- Está aqui o impresso.
- İşte form 410. - Tamam.
- Então vais pôr-te em forma?
Tekrar dövüşmek istiyorum. Gerçekten form tutacak mısın?
são princípios constantíssimos.
Çünkü madde ve form ebedi ilkelerdir.
- Este é um 17.
- Bu form 17.
Três formas de vida aqui.
Üç form burada.