Translate.vc / Portugais → Turc / Fountain
Fountain traduction Turc
73 traduction parallèle
É de Fountain's Abbey. Conhecido por...
Bu Fountain Manastırı'nın keşişi.
Acha que devo contar ao Fountain? Não.
- Sence bunu Fountain'a söylemeli miyim?
Vire à esquerda em Calle Bilbao e veja se a fonte está ligada.
Turn left until you see the fountain Make sure it's working
"3 moedas numa fonte" "Cada uma à pro-procura de felicidade." â ™ ª Three coins in a fountain
Kuyuda üç madeni para var
"Three loins in the fountain."
"Kaynakta 3 fileto"
Todas as tardes passeia pela Citrus, entre a rua Fountain e a Sunset.
Akşamüstleri ona Citrus caddesinde rastlayabilirsiniz.
- Queres dizer tipos do Fountine Park? - Não.
- Fountain Parktaki çocuklar gibi?
Vou fazer o meu quinteto de dança, o meu ciclo, no Crane Jackson's Fountain Street Theater, na terça-feira.
İstediğim randevuyu ayarladım... Dans gösterimi gerçekleştirebileceğim sonunda, Şey, gösteri,
Adoraria que fosses e tocasses.
Salı gecesi, Crane Jackson Fountain Sokağında yapılacak... Ve, gelip bana not verisen, sevinirim...
Dr. Fountain.
Evet, evet, ben Dr. Fountain.
O Dr. Fountain chamou-me pela minha competência científica e ainda bem que o fez.
Ve söylemeliyim ki... getirdiğine çok mutlu oldum.
- Bellagio Fountain.
Bellagio çeşmesi.
A Fonte di Trevi foi construida por
The Trevi Fountain 17.yüzyılda
Ao longo dos anos, pessoas vieram do mundo todo para pedir um desejo e atirarr uma moeda na Fontana di Trevi.
Tarih boyunca, dünyanın her yanından insanlar gelip Trevi Fountain'a bozuk para atıp dilek tutmuşlardır.
Lizzie, se mudares de ideias, estarei amanhã de manhã na Fonte di Trevi às 9 : 00.
Uh, Lizzie, eğer fikrini değiştirirsen, yarın sabah 9'da Trevi Fountain'da buluşalım.
Paolo quer-me encontrar na Fonte di Trevi amanhã.
Peki, Paolo yarın onunla Trevi Fountain'da buluşmamı istiyor.
A dupla pop italina Paolo e Isabella impressiona a multidão numa loja perto da Fonte di Trevi, mostrando o novo cabelo loiro de Isabella. "
İtalyan pop ikilisi Paolo ve lsabella Trevi Fountain yakınlarında bir dükkanda, Isabella'nın yeni saçlarını gösterdiler. "
Deve ser parecida com a receita do Fiorella's, na Fountain Street, em São Francisco.
Bunun tarifi San Francisco'da Fountain Caddesi üzerindeki... Fiorella'nınkine yakın olmalı.
Blood dripping from my canine like a fountain pen
Kan damlıyor dişimden dolmakalem gibi...
- 7565 Fountain.
- 7565 fountain.
Canal no 3329 na Newberry Road entre a 103ª e a Fountain.
Newberry Yolu'nda, 103'üncü Cadde'yle Fountain arasında.
Para oeste pela Fountain.
Fountain'dan batıya döndü.
Para oeste pela Fountain.
Fountain'dan batıya.
Fountain, não é?
Fountain, değil mi?
Fountain no 634.
634 Fountain.
Uma unidade à paisana viu-os entre a Blythe e a Fountain.
Sivil giysili bir birim, Blythe and Fountain'de onların yerine alacak.
Ben Fountain, um analista financeiro que trabalhava no WTC, disse à People Magazine que nas semanas anteriores ao 11 de Setembro, houve inúmeras perfurações anormais e não comunicadas, onde secções, tanto das Torres Gêmeas como do Edifício 7, foram evacuadas por "razões de segurança".
Dünya Ticaret Merkezi'nde bir finansal analist olarak çalışan, Ben Fountain, 11 Eylül'den önceki haftalarda, People Magazin'e, herhangi bir duyuru yapılmamasına rağmen, İkiz Kulelerin her ikisinin ve Bina 7'nin, alışılmadık matkap sesleri duyulan çeşitli bölümlerinin "güvenlik gerekçeleri" ile boşaltıldığını söyledi.
e uma caneta Montblanc Fountain. - Tudo muito bem pensado.
Hepsi de özenli.
"Três moedas na fonte."
"Three Coins in the Fountain."
FONTE DO BAYSHORE PARK - 1 : 00
Bayshore Park Fountain 1.00
- Se formos pela rua Fountain, chegaremos mais rápido, porque agora tem muito trânsito.
- Sanırım Fountain'dan gidersek kestirme olur ve epey zaman kazanmış oluruz.
We've got joy like a fountain
Neşe çeşmeden akarcasına bizde
Porque não volta para o Fountain View E toma um par de bebidas á beira da piscina e pensa sobre isto.
Neden Fountain View'e dönüp havuz kenarında bir şeyler içip bunu düşünmüyorsunuz.
Ele disse-me para voltar para o Fountain View, beber um copo, e pensar nas coisas.
Fountain View'e dönüp havuz kenarında bir şeyler içip düşünmemi söyledi.
Estou confuso. Eu nunca lhe disse que estava no Fountain View.
Ona Fountain View'da kaldığımı söylemedim.
- Vai ser uma moca.
- Love Fountain süperdir!
Uma menina branca de dez anos de idade, vista pela última vez na "Fountain And Virgil" vestindo uma blusa cor-de-rosa, saia escura, e ténis cor-de-rosa.
10 yaşında, beyaz, kız, en son Fountain ve Virgil'de pembe kolsuz bluz, açık kahverengi etek ve pembe ayakkabılarla görüldü.
Pelo que... há um tipo em Crunch, trabalha num serviço de revelação de fotos.
Crunch'taki birisi aracılığıyla bir adamla tanıştım. Fountain'da bir fotokopi mağazasında çalışıyor.
Pode virar na Fountain?
Fountain'e yönlenebilir misin?
Possível colisão, próximo da Fountain com a Hayworth.
A-43. Muhtemel trafik kazası. Fountain ve Hayworth civarı.
Vamos encontrar-nos na Fonte.
Fountain'de buluşalım.
Na Fonte. Está bem. Posso lá estar às 15 horas.
Fountain'de, evet, tamam saat üç gibi orada olabilirim.
Às 15 horas na Fonte. Certo.
Tamam, saat 3'de Fountain'de.
Não irás ter à Fonte, pois não, Ian?
Fountain'e gelmeyeceksin, değil mi, Ian?
Parece que vai a pé perto da La Brea e Fountain.
La Brea Fountain'da yaya görünüyor.
Na fonte Bethesda.
Berhesda Fountain'de.
Unidades disponíveis, vejam a mulher, relato 459, na Fountain com Beachwood.
Müsait birimler, Fountain ve Beachwood'da hırsızlık ihbarı yapan kadını görün.
- O Fountain.
- The Fountain.
Sabes onde é a igreja? Fica na rua Fountain.
Kilise nerde biliyor musunuz?
'O Sr Macintyre na Escócia. 'Devo transferi-lo para o Sr Fountain?
Bay Fountain'a aktarmamı ister misiniz?
Dr. Fountain, está a ver isto?
Dr. Fountain, bunu görüyor musunuz?