English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Fulano

Fulano traduction Turc

1,327 traduction parallèle
- Um fulano de nome Scorpius. Descobriu essa informação lá e pôs um neurochip... em minha cabeça para removê-la.
Scorpius adında bir herif o bilgilerin orada olduğunu keşfetti... ve onları çıkartmak için kafamın içerisine bir sinir yongası yerleştirdi.
Você sabe, eu pensei... que eu era o verdadeiro eu, e que o outro fulano no Talyn... era o clone, mas começo a achar que talvez eu seja a fotocópia.
bak, ben düşünüyordum ki.. ... onun gerçek ben olduğunu, diğer oğlanın, yani Talyn'deki oğlanın ise klon olduğunu düşündüm, ama şimdi belki de kendimin bir fotokopi olabileceğimi düşünmeye başladım
Fulano mau. Vestido de preto.
Kötü çocuk.
Outro fulano mau. O fulano que está com Fe'tor.
Başka bir kötü çocuk.
O fulano está a dar em cima dela.
Tesadüf eseri bir oğlanla tanıştı.
Talvez Chiana nem esteja mais com aquele fulano.
Chiana o herifle bir daha bir araya gelmiş dahi olmayabilir.
É a mesma droga que o fulano deu a Chiana ontem?
Bu o herifin dün gece Chiana'ya sıktığı aynı şey değil mi? Evet.
Esse não é o fulano que estava com Fe'Tor ontem à noite?
Geçen gece Fe'tor'un yanındaki herif değil mi?
E soube que você é o fulano.
Ve görmem gereken kişinin sen olduğunu duydum.
Este fulano parece de Las Vegas ou não?
Bu herif az önce Vegas diye mi bağırdı?
Sim, sei que este fulano é feio, convencido, filha da puta... mas não posso deixá-lo morrer assim.
Evet, biliyorum, oldukça çirkin, koca ağızlı bir o... çocuğu... ama burada durup onun ölmesine seyirci kalamam.
Claro que sim. O outro fulano diz o mesmo.
Tabii ki öyle... diğeri de aynını söyledi.
Mas descobri que ela anda a sair com outro fulano.
Ama başka biriyle daha görüştüğünü öğrendim.
Pedi àquele fulano simpático, vestido à Joan Crawford.
Joan Crawford gibi giyinmiş hoş bir adamdan istedim.
Estou a ver um fulano limpar o pára-brisas.
Ön camını silen bir adamı izliyorum.
Pago a um fulano que trabalha com alarmes.
- Bir alarmcı adamım var.
Eu conheco este fulano!
Bu adamı tanıyorum!
O fulano diz menos do que o Harpo Marx.
Ama adam Harpo Max'tan daha az konuşuyor.
O fulano passa a vida a falar com o Albert...
Oradaki adam Albert'a imada bulunup duruyor.
- Aquele fulano merece ter o barco furado!
- O adamın botu patlatılmalı!
O assassino é um Fulano de Tal, nunca foi identificado.
Katilin kimliği belirsiz, hiç tespit edilmemiş.
Ainda é um Fulano de Tal?
Neden hala belirsiz?
Parece que é viciada em neuroína, como o nosso Fulano de Tal.
Görünüşe bakılırsa bir neroin bağımlısı, katilimiz gibi.
De repente, eu tenho um fulano a correr pela casa e um Tarzan a aterrar no meu coco.
Ama birdenbire, Geronimo evin içine daldı ve Tarzan tepeme iniş yaptı.
É que o fulano chama-se Oh.
Çünkü adı Tali'ymiş.
O fulano chama-se Oh e como tinha bom faro, é o faro Oh!
Adı Tali. Şefle birleşince "Şeftali" oluyor.
O fulano chama-se Oh.
Restoranda şefmiş.
O fulano disse-lhe que era o faro-Oh!
Adamın adı. Şef-Tali.
Neste momento, posso abater o fulano e vou aproveitar.
Adamı vurabiliriz ve şansımı deneyeceğim.
Eu só estou a dizer que, ou tu aguentas isto ou pegas na miúda, na Gracie, e deixas o fulano.
Ya buna katlanırsın ve kahrolası bir western şarkısındaki gibi yaşarsın ya da çocuğu, Gracie'yi alıp gidersin.
- Que tal é o fulano que eu te arranjei?
- Sana bulduğum dövüş hocası nasıl?
És um fulano atraente, Andy, mas... prefiro trazer a minha namorada.
Çekici birisin ama kızarkadaşımı getirmeyi tercih ederim.
- Sinto o gosto do outro fulano.
Dudaklarından diğer adamın tadını alabiliyorum.
Temos de arranjar um corretor. Conheço um fulano.
Öncelikle bir broker bulmamız lazım.
Um fulano esperto teria partido, mas tu não.
Zeki biri kasabayı çoktan terk ederdi. Sen değil.
Tens tempo para vigiar este fulano da limpeza?
Bu temizlikçiyi eğitmek için zamanın var mı?
- Este fulano está sozinho.
Efendim bu adam yanlız.
O fulano morreu.
Adam öldü.
Aquele é o teu novo fulano?
- Senin yeni adam mı?
É um fulano bestial.
Harika birisi.
Ele tentou que se parecesse com um, mas este fulano foi muito frio.
Öyle görünmesini istemiş. Adam buz gibi soğuk kanlıymış.
É o fulano por quem perguntaste - Charles Thyer.
Senin soruşturduğun adam, Charles Thyer.
Bem, o fulano da Zagat vem cá fazer uma avaliação hoje.
Zagat'taki adam bugün restoranımı eleştirecek.
Então se acharmos a teia acharemos o fulano que quer os fragmentos e ganharemos um prémio, certo?
Demek ki örümcek ağını bulursak adamı da buluruz. Bütün çömlekleri biriktirip değerli ödülü kazanmak isteyen adamı.
Quem é o fulano de nove dedos a quem este pertencia?
Parmağın sahibi olan dokuz parmaklı dostumuz kim?
Este fulano é muito rico?
- Bu adam ne kadar zengin?
Esse fulano com quem ela andou é boa pessoa?
O yüzden, ahh, o adam, onunla çıktığı adam, iyi biri mi?
Saí com um fulano. Juro que ele é a outra metade dela.
Evet, o adamlar randevum vardı, ve yemin ederim, onun diğer yarısı.
Sou fulano para não reparar nisso.
Bana tam tersi söylendi.
E o fulano diz-lhe : "É o faro-oh!"
Adam ona "Ben Şef Tali." demiş.
- Não, este fulano é um profissional.
Bu adam da öyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]