Translate.vc / Portugais → Turc / Gabbana
Gabbana traduction Turc
52 traduction parallèle
Vou convidá-lo para a festa da Dolce Gabbana.
Dolce Gabbana partisine gelir mi diye soracağım. Ne?
Sexta-feira à noite. A festa da Dolce Gabbana.
Cuma gecesi, Dolce Gabbana partisi.
Nem sequer a visão das sandálias da Dolce Gabbana desta estação me conseguiu animar.
Bu krizden beni Dolce Gabbana'nın yeni sezon ayakkabıları bile çıkartamıyordu.
Sei que Dolce Gabbana encontrarão outra pessoa.
Hiç vaktim yok. Eminim DolceGabbana giydirecek başkasını bulabilir.
Dolce Gabbana e uma língua afiada?
Dolce Gabbana ve de kelime hazinesi demek?
Pára de fazer perguntas e vai procurar o vestido preto da Dolce Gabbana que te ofereci.
Soru sormayı kes ve siyah Dolce Gabbana kıyafetini aramaya başla. Geçen Noel almıştım.
Não é a camisa favorita dele? Da Dolce Gabbana?
Bu, onun en sevdiği Dolce Gabbana tişörtü değil mi?
O quanto merece um Dolce e Gabbana?
DolceGabbana'yı hak ettiğinden emin değilim.
Ok, merece totalmente vestir Dolce e Gabbana.
Kesinlikle DolceGabbana giymeyi hak ediyorsun.
Agora mesmo... alguém está a queimar o meu fato Ermenegildo Zegna... a minha gravata Armani... a minha camisa Dolce e Gabbana e os meus sapatos Gucci!
Tam şu anda, biri benim Ermenegildo Zegna takımımı, Armani kravatımı, Dolce Gabbana gömleğimi ve Gucci ayakkabılarımı yakıyor.
Outra coisa que as raparigas adoram são Jimmy Choos, Dolce Gabbana e descapotáveis mais caros do que o PIB do Sri Lanka.
Kızların sevdiği diğer şeylerse Jimmy Choos, Dolce and Gabbana,... ve Sri Lanka'nın brüt ulusal gelirinden bile daha fazla eden üstü açık arabalar.
Pode soletrar Gabbana?
Gabbana'yı heceleyebilir misiniz lütfen?
Dolce Gabbana.
Dolce Gabbana.
É um Dolce Gabbana. E custou mais do que a Gina ganha num ano.
Bak, Dolce Gabanna ve bana Gina'nın bir senelik maaşından daha fazlasına patladı.
Quem fodeste, Dolce ou Gabbana?
Hangisini beceriyorsun? Dulce'yi mi, Gabana'yı mı?
- Topa a roupa. É da colecção estudo de Dolce Gabanna?
Dolce-Gabbana ders çalışma kıyafetin mi bu?
Bem, temos que ficar de olho nele.
- Bir gözümüz onda olmalı. - Bence Dolce Gabbana.
Dolce e Gabbana não fazem sapatos apropriados para isto.
Dolce ve Gabana'lar pek açık hava ayakkabısı sayılmaz.
Dolce Gabbana feito à mão, de caxemira e trespassado. Deve ser tão assustador.
El dokuması, kaşmir, çift katlı Dolce Gabbana çok korkmuş olmalı.
Dolce Gabbana, Gucci, Ferragamo... foram todos roubados no mesmo dia, sempre pelo mesmo método.
Dolce Gabbana, Gucci, Ferragamo. Hepsi de aynı gün soyulmuş. Benzer yöntemlerle.
Era uma visão em Dolce Gabbana de compaixão.
Sen Dolce Gabbana ile bir şefkat görüntüsüydün.
A Dolce Gabbana vai pagar-te 1 milhão de dólares por uma sessão fotográfica de um dia em Itália.
Dolce Gabbana İtalya'daki fotoğraf çekimine bir milyon dolar ödeyecek.
Ouvi dizer que te juntaste à campanha da Dolce Gabbana.
Dolce Gabbana kampanyasına katıldığını duydum.
Dolce Gabana...
- Şeydi, ee... - Dolce Gabbana.
Ficava-te a matar!
- Gabbana, evet. - Olağanüstü görünüyordun.
Esperava, pelo menos, que o A.J. fosse preso por uma Dolce Gabbana.
A.J.'nin en azından bir Dolce Gabbana için tutuklanmasını isterdim.
- Dolce e Gabbana. Acordem!
Dolce and Gabbana.
Isto é uma Doce e Cabana!
Bu gömlek yeni bir "Dolce and Gabbana" ydı.
E no intervalo, falo o quanto está bonita no seu Dolce Gabbana.
Devre arasında, geri gelip DolceGabbana, Versace'nin içinde ne güzel göründüğünü söylerim.
- Ou Dolce Gabbana.
- Ya da, Dolce ve Gabbana.
Com as tuas asneiras, estragaste um Dolce Gabbana.
Dolce Gabbana'mı mahvettiniz.
Mango, Diesel, Dolce Gabbana, Gucci,
Mango, Diesel, Dolce Gabbana, Gucci
E também é sócia maioritária da "Dolce, Gabbana e Leibovitz", por isso, sugiro que dê ao Caleb o dinheiro dele e que continue a dar-lho até ele fazer 18 anos, ou então terei de me armar em Erin Brockovich e metê-la em tribunal.
Ayrıca Dolce, Gabbana Leibowitz'in kıdemli çalışanıdır. Bu yüzden sana önerim, Caleb'a parasını vermen ve o 18 yaşına gelene kadar da buna devam etmen olur. Yoksa Erin Brokobitch'i üstüne salmak ve donuna kadar her şeyini almak zorunda kalırım.
- "Dolce, Gabbana e Leibowitz"?
Dolce, Gabbana Leibowitz.
Acredita, Botwin, já mijou os seus Dolce Gabbana.
İnan Botwin, şu an Dolce Gabbana'sına dolduruyor.
Não sabes o que é uma má situação, se usas Dolce Gabbana.
Dolce Gabbanas kullanıyorsan kötü durum nedir bilmezsin.
O que me diz se lhe dissesse que comprei um vestido Dolce Gabbana clássico numa loja, com 90 % de desconto?
Anladım. İkinci elciden % 90 indirimle klasik bir Doice Gabbana aldığımı söylesem ne derdin?
Tenho roupa interior da Dolce Gabbana.
Dolce Gabbana iç çamaşırlarına sayibim.
É um enigma... envolto em Dolce Gabbana dentro de um...
Bana bilmece gibi geldi. Dolce Gabbana'ya sarılmış ve içine- -
É da Dolce Gabbana, sua tonta.
Bu Dolce Gabbana, aptal.
És amigo de DolceGabbana?
- Dolce Gabbana arkadaşların mı olur?
Primeiro o vestido, agora "A Cartomante" do Georges de La Tour?
Önce bir Dolce Gabbana... Şimdi ise Georges de La Tour'un "Falcı" sı mı?
- Acho que é Dolce Gabbana.
- Dolce Gabbana sanırım.
Comprei uma mala DG falsa numa feira, para os irritar, e irritou.
Araba satışında onları sinirlendirmek için sahte bir Dolce Gabbana çantası aldım ve anlaşılan işe yaramış.
Cometi o erro de elogiar uma desconhecida pelas suas calças Dolce Gabbana coladas ao corpo.
Tanımadığım bir kızın Dolce Gabbana pantolonuna iltifat ettiğim an yaptım.
Visitei o dono multimilionário de uma fábrica de têxtil, a empresa Lardini, que faz roupa de homens para marcas como a Dolce Gabbana,
Milyonlarca dolar değerinde bir hazır giyim üreticisi olan Lardini Company'nin sahibiyle görüştüm. Firmanın erkek giyimi üzerine üretim yaptığı markalar arasında Dolce Gabbana Burberry ve Versace bulunuyor.
- Dolce Gabbana?
- DolceGabbana mı?
Dolce Gabbana me escolheram?
- DolceGabana beni mi seçti?
Ele será mais Dolce Gabbana.
- Evet, evet.
Dolce e Gabbana.
Dolce Gabbana.
Preparem-se para receber imagens através do Dolce Gabbana.
Dolce Gabbana ile görüntü almaya hazırlan.