Translate.vc / Portugais → Turc / Gente
Gente traduction Turc
56,104 traduction parallèle
E toda a gente pensava que eu estava maluca.
Herkes kafayı yediğimi düşünüyordu.
Tanta gente.
Bayağı kalabalık.
A gente desenrasca-se.
Şansımızı deneyeceğiz.
A gente vê-se, Clay.
Görüşürüz Clay.
Têm as melhores lojas do vosso lado da cidade. Gente branca rica.
Kasabanın en güzel dükkânları sizin, zengin beyazların muhitinde.
Leva-se gente a isso?
Ona birini götürmek mi gerekiyor?
Tencionas denunciar toda a gente?
Herkesi mi ihbar edeceksin?
Persigo toda a gente.
Herkesi takip ediyorum.
Ora, eu persigo toda a gente.
Yapma, herkesi takip ediyorum, unuttun mu?
És simpática para toda a gente sempre.
Herkese karşı, her zaman çok iyisin.
A gente vê-se, Courtney.
Görüşürüz Courtney.
Toda a gente é assim, diariamente.
Onu her gün, herkes yaşıyor.
Toda a gente sabe disso?
Onu herkes biliyor mu?
Toda a gente sabe tudo.
Herkes her şeyi biliyor.
A gente vê-se?
Görüşür müyüz?
Toda a gente quer falar.
Herkes konuşmak istiyor.
Como sempre, começamos por lembrar a toda a gente que a poesia é expressão honesta.
Her zamanki gibi şiirin dürüstçe kendini ifade etmeye dayandığını hatırlatarak başlıyoruz.
A ideia da expressão criativa é virar um espelho para o mundo para que essa gente horrível se comece a ver e a estabelecer ligações para os ajudar a viver as suas vidas deprimentes.
Yaratıcı dışa vurumun tek amacı dünyaya ayna tutmak, ki bu iğrenç insanlar kendilerini görmeye başlayıp sefil hayatlarına katlanmalarına yardımcı olacak bağlar geliştirebilsinler.
Muita gente sabe.
Birçok kişi biliyor.
Toda a gente sabe.
Herkes biliyor.
Toda a gente fez o mesmo.
Herkes öyle girdi.
Ela queria ficar longe de nós, de toda a gente.
Bizlerden, herkesten uzaklaşmak istiyordu.
Ouve, temos de preparar toda a gente.
Hayır. Herkesin hazırlanmasını istiyorum.
Nós só... temos tanta gente nova, eu não...
Sürekli yeni kişiler gelip duruyor.
Precisam de mais armas, mais gente, mais tempo. Mais desculpas.
Daha fazla silaha, daha fazla insana, daha fazla zamana daha fazla bahaneye ihtiyaçları var.
Pensei que havia gente mais forte ou mais esperta do que eu.
Orada benden daha güçlü ya da daha akıllı insanlar vardır diyordum.
Cresci com muita gente à volta. Estou acostumado.
Kalabalık bir ortamda büyüdüm ben, alışkınım.
Mas não podem fazer isso sem terem gente.
Ama bunu başkaları olmadan yapamazsınız.
Muita gente.
- Çok insan lazım.
Tenho uma garrafa de gim que a minha gente encontrou.
Adamlarımın bulduğu bir şişe cinim var.
Tenho boa atitude, mas preciso manter a confiança da minha gente.
Elimden her iş gelir benim ama halkımın güvenini de kaybetmemem lazım.
E tens gente a mais na tua caravana.
Treylerinde de çok fazla insan var.
Deves estar bem preocupado se queres separar toda a gente.
Herkesi ayırmaya çalıştığına göre çok endişeleniyor olmalısın.
Logo vem aí gente.
Herkes birazdan burada olur.
Espera. Isto vai levar um segundo. Pode ter mais gente a vir.
Dur, biraz sürecek bu.
Há muita gente que ainda tem de morrer.
Ölmesi gereken çok insan var daha.
A tua gente a matar a minha gente?
Arkadaşların arkadaşlarımı mı öldürüyor?
A minha gente leva as armas, e nada muda.
Arkadaşlarım silahları alır ve değişen hiçbir şey olmaz.
Mas, por favor, Eugene... Não deixes que me usem para magoar a nossa gente.
Ama ne olur Eugene beni kullanarak arkadaşlarımıza zarar vermelerine izin verme.
Percebo fazeres isso comigo, com a minha gente... Mas com o Eugene?
Hadi beni ve adamlarımı anlıyorum da Eugene'i de mi?
Ele abandona toda a gente!
Esas o herkesi terk ediyor!
Bem, infelizmente, nem toda a gente concordaria com isso.
Maalesef herkes buna katılmıyor.
Toda a gente morre, Hildur.
Herkes ölüyor Hildur.
Onde é que está toda a gente?
İnsanlar nerede?
Tu estás... estás mesmo muito zangada com toda a gente, não estás?
Gerçekten de herkese çok kızgınsın, değil mi?
Muita gente desta cidade quer espancar a Renata Klein, eu incluída.
Pek çok insan Renata Klein'a bilenmiş durumda. Sen de dahil.
Nos dias antes da Noite dos Jogos, havia cada vez mais gente com vontade de matar alguém.
Yarışma Gecesi'ne birkaç gün kala birbirini öldürmek isteyen insan sayısı artmış gibiydi.
Mas, a gente rica? Eles gastam dinheiro, mas nem sequer têm... a disponibilidade para aparecer e investir tempo.
"Şu zengin insanlara bak para harcıyorlar ama düzenlenen geceye katılma zahmeti bile göstermiyorlar."
Desculpa. Não. Neste momento, odeio toda a gente.
Üzgünüm şu an herkesten nefret ediyorum.
Não faças isto em frente de toda a gente, ouviste?
Bunu milletin ortasında yapmayalım olur mu?
- Fique com a gente.
Bizimle kal.