Gladys traduction Turc

Claro, Gladys, mas o Horace que não te traga tarde.

Tabii ama Horace'ın seni fazla oyalamasına izin verme.

É arrojado, o Horace Perkins, não é, Gladys?

Horace Perkins yakışıklı bir genç, değil mi?

A porta, Gladys.

Kapıya bak Gladys.

- Que foi, Gladys?

- Ne var Gladys?

Ela que entre, Gladys.

İçeri al Gladys.

A Gladys está...

Gladys...

E a Gladys está num vale de lágrimas.

Gladys de gözyaşlarına boğuldu.

Mas ela não pode trabalhar. A sério.

Gladys çalışacak durumda değil.

Vá lá. Anime-se, Gladys.

Haydi Gladys.

É o espírito adequado, Gladys.

Gladys, doğrusu da bu.

Perdão, mas diga à Gladys que o Horace tem de apanhar o comboio. Pergunta se pode entrar para se despedir?

Affedersiniz, Horace trene yetişecekmiş içeri gelip vedalaşabilir miymiş?

E a pobre Gladys.

Zavallı Gladys de.

Não quer que a Gladys o acompanhe à estação?

Gladys'in seni geçirmesini istersin, değil mi?

- E muito bonita, Gladys.

- Gladys çok yakışmış.

- Vamos perder a Gladys.

- Gladys'i kaybediyoruz.

A Gladys vai para as WAAFs de Aldershot.

Gladys HKKD'ye katıldı. Gidiyor.

"G" para Gladys.

Gladys'in "G" si.

O que preferes Gladys?

Hangisini tercih edersin Gladys,

Porém, havia uma pessoa com a qual ele achava difícil não ser sincero.

İkiyüzlü davranmasının zor olduğu yalnızca bir kişi vardı. O da Basil Hallward'un yeğeni Gladys idi.

Era a sobrinha de Basil Hallward, Gladys, que o tinha amado desde que era uma criança.

Dorian'ı çocukluğundan beri seviyordu.

Não se alarme acerca de Dorian Gray, Mr. Hallward. Gladys casará comigo.

Dorian için endişelenmeyin Bay Hallward.

Não tenho uma palavra a dizer, nisto?

Gladys benimle evlenecek. Benim söz hakkım yok mu?

Vou alugar um estúdio em Paris e isolar-me para terminar um quadro que tenho em mente.

Aklımdaki bir tabloyu tamamlamak için. Gladys sonra bana katılacak.

Gladys juntar-se-á a mim mais tarde. Posso entrar por um instante?

Sana gelebilir miyim?

- Que tem Gladys a ver com isto?

Gladys ne yapacak?

Gladys nunca deveria sabê-lo.

Gladys asla bilmemeli, hiçbir zaman, hiçbir şekilde.

mas, alguma vez, nalgum momento, Basil podia revelar o seu segredo à única pessoa no mundo cuja boa opinião era indispensável para ele.

Basil bu sırrı ona açıklayabilirdi. Gladys'in Dorian hakkındaki temiz hisleri, onun için vazgeçilmezdi.

Gladys, querida.

Gladys, tatlım, benimle evlenir misin?

Eu vou para a minha casa de campo em Selby, amanhã. Convenci Gladys a juntar-se a mim, com uns amigos, quinta feira.

Gladys perşembe günü arkadaşlarıyla bana katılacak.

Adeus, Gladys. Adeus?

Hoşçakal Gladys.

Agora que te vejo, Gladys, não consigo dizer-te o que tencionava. Mentiria se dissesse.

Artık seni gördüm Gladys, ne yapmayı düşündüğümü söyleyemem.

Tenta recordar-me, querida Gladys, sem amargura.

Beni bir daha asla görmezdin. Beni iyi bir şekilde hatırlamaya çalış sevgili Gladys,

Leva Gladys a casa, David.

Gladys'i eve götür David.

Não saberia dizer, Gladys.

Bunu bilemem, Gladys.

Gladys, passa-me à livraria.

Gladys, kitapçıyı bağlayabilir misin?

Gladys, liga-me...

Gladys, bana...

Gladys, por favor.

Gladys, bana bir iyilik yap.

Olha, Gladys, são três semanas na Florida.

Baksana, Gladys, Florida'da üç hafta.

Gladys.

Gladys.

Gladys!

Gladys!

Tira a colher da chávena quando bebes, Gladys.

Çayını içerken kaşığı fincanından çıkar Gladis.

Vamos, Gladys.

- Ne var?

E eu que ia com a Gladys.

- Ben de Gladys ile birlikte olacağımı söyledim.

Levavamos a Audrey e a Gladys a Skegness antes que nos apanhem.

Audrey ve Gladys'i Skegness'e götürebilir ve içeri tıkılmadan önce hayatımızın tadını çıkarırdık.

A Gladys está em condicional.

Gladys göz hapsine alındı.

Não, daqui fala a Sra. Gladys Thomas.

Hayır, ben Bayan Gladys Thomas.

E quando penso em como Gladys está apaixonada por ti

Ve Galdys'in sana duyduğu hayranlığı düşündükçe...

A semana passada, Gladys recordou o dia em que se acabou este quadro.

Geçen hafta Gladys tablonun bittiği günü hatırladı.

Penso que Gladys deveria saír por uns tempos para fora.

Sanırım Gladys bir süre dinlenmeli.

Com o dia chegou a cruel necessidade de dissimular frente a Gladys e aos seus convidados.

Gün doğunca Gladys ve konuklardan gerçeği gizlemenin zorluğuyla yüzleşiyordu.

Tinha-se libertado de Gladys.

Portrede yaptığı iyi şeylerin yansımasını da görebilecek miydi?