Translate.vc / Portugais → Turc / Gran
Gran traduction Turc
137 traduction parallèle
Para ele, era a "gran liga".
Ona göre, bunlar büyük liglerdi.
Lembra-te daquela vez em Gran Fort, daqueles desconhecidos que nos puseram num hotel com guarda?
Bir zamanlar Gran Fort'ta idik, otele bir yabancı gelmşti, biz de oradaydık.
O novo Alfa-Romeo, consegue parar em 34 segundos, com os seus potentes 4 travões de disco interior luxuoso e poder de tracção em terrenos difíceis, é um "gran turismo" de primeira classe :
Alfa Romeo'nun hızlanması mükemmel dört çekerli ve de disk frenli iç dizaynı ve işçiliği mükemmel çekiş gücü de öyle. Fevkalade bir araba.
não é longe.
Gran'in yerine gitmiştim. Hemen köşede, uzak değil.
Uma austríaca no Gran Hotel, fizemos amor a noite toda!
Avusturya'lı bir kadınla Grand Otel'de sabaha kadar seviştik.
Quando comprares o bilhete, diz-lhes que o levanto no aeroporto Grand Junction.
Bileti aldığın zaman onlara uçağa Gran Junction Havaalanı'ndan bineceğimi söyle.
"Peugeot Gran Prix".
Peugeot Grand Prix.
Bem, há a grande duquesa Sophia de Turim nunca conseguiremos que se case com ele.
Torino Gran Düşesi Sophia var Prens'le asla evlendiremeyiz.
Amor, o Gran Aldwin nao selecciona um novo aprendiz ha anos.
Aşkım, yüce Aldwin yıllardır yeni çırak almadı
O Gran Aldwin...
Yüce Aldwin...
Os meus filhos encontraram este bebe a boiar no rio, Gran Aldwin.
Çocuklarım bu bebeği nehirde bulmuş Yüce Aldwin
A organização agrária "PIENSO" integrada na "Gran Patronal" organizou este protesto.
Bu gösteriyi hazırlayan kuruluşun... ismi Pienso'dur.
A organização agrária "PIENSO", integrada na "Gran Patronal"
Pienso Kuruluşu...
Cerca de um gran...
Büyük bir şeye yakın...
" A menina... E o baby Boo... passearam... através... da grande, gran... loj... loj...
Dadı ve Bebek Bu, yürümekteydiler çok büyük...
Subiremos a Avenida Aeropuerto El Dorado até à Gran America.
Aeropuerto El Dorado Caddesi'nden yukarıya ve Gran America'ya kadar.
É uma gran... uh, enor...
Teşekkür ederim.
Isto é um Grand Torino aqui a olhar para ti!
Bu sana bakan bir Gran Torino.
- Dez mil.
- 10 gran.
Hoje não. Vou sair com minha avó.
Bu gün olmaz, Gran'le çıkıyorum.
Vovó, precisa de algo?
Gran, bir şeye ihtiyacın var mı?
Está tudo bem, vovó?
Her şey yolunda mı, Gran?
Tem pólen demais, e prometi à minha avó...
Dışarıda çok polen var ve Gran'e söz verdim...
Anima a sua avó, senhor.
Gran'in morali için iyi, Efendim.
Escuta, vovó, Aymé a levará e depois a trará de volta.
Dinle Gran, Aymé seni götürüp getirecek.
Às vezes, um maior más, um Gran Dane, um Bull Mastiff, um Rottweiler precisa-se de algo mais forte.
Bazen de köpekleriniz daha büyük olur ; Danua ya da Mastiff gibi. Rotweiler için daha kuvvetli bir ürün kullanmak gerekir.
zzzzzzzzzzzzzz!
Bock seppen gran leer.
Meu grande amigo.
Mi gran amigo.
O sr. Schmeer, de certo, foi educado aqui, na Gran Bretanha, nao?
Bay Schmeer, İngiltere'de eğitim gördü, öyle değil mi?
Desprezo tal pretensão, ser la gran caca não me interessa nada.
Bu iddialı tavırları beni hiç ilgilendirmiyor. Tabii Diego buna bayılıyor.
E ganhares-lhe a Gran G faz uma semana.
Bir hafta önce Big Gee'yi geçerken gördük.
A Fran foi das primeiras pessoas que conheci quando nos mudámos.
Gran buraya taşındığımda ilk tanıdığım kişilerden biriydi.
Isto é um Ford Gran Torino, ok?
Bu bir Ford Grand Torino tamam mı!
Quando estou com Lee e Grant, tenho poder, sinto-me crescer, e agora, isto.
- Çünkü Lee ve Gran'i taşırken çok güçlü hissediyorum. - Ve kendimi büyüyor hissediyorum. Sonra da bu oluyor.
Andas a transportar imigrantes ilegais pela fronteira outra vez, Gran Coyote?
Sınırdan kaçak göçmenleri mi sokuyorsun yine?
No Grand Cafe, perto da Opera, às 10 horas.
Gran Cafe. Opera yakınında. Saat 10'da.
Gran Rabino Grossman, mas, e a dúvida. É para seu bem :
Saf olup olmamasındaki şüphe!
E a vaza do Grand Slam é muito excitante, n'est-ce pas?
Gran şlem de çok heyecanlıdır, değil mi?
Espere, como sabe o nome da minha Gran-Gran?
Büyük annemin adını nerden biliyorsunuz?
Se a Gran-Gran estava comprometida, por que partiu?
Eğer nişanlandıysa, neden buradan ayrıldı.
A Gran-Gran ia casar consigo?
Büyük annem sizinle mi evlenecekti!
A Gran-Gran não deixava que costumes estúpidos controlassem a vida dela.
Büyük annem yaşamını aptal törelerinize göre yönetmeyi reddetti.
Foste tu ou o pai que pôs um polvo na cabeça e convenceu a Gran-Gran de que era um espírito da água?
Kafasına ahtapot koyup büyük neneyi su ruhu olduğuna inandıran sen miydin yoksa baba mı?
Diga olá à Gran Gran por mim!
Büyükanneme selamımı söyle!
Já ajudei a Gran-Gran a dar à luz a muitos bebés antes.
Büyük büyükanneme bebek doğurturken pek çok kere yardım etmiştim.
O gran júri reúne-se amanhã.
Büyük jüri yarın toplanıyor.
Mais especificamente, um charuto gran cahill
Daha detaylı olarak bir Grand Cahill diyebilirim.
O Duque!
Gran Dük!
Eu aviso o Duque para, escolta-la a casa em segurança.
Gran Dük'e size evinize kadar eşlik etmesini söyleyeyim.
Tiene una gran reputación.
Çok meşhur biri.
DK 603 para "Gran Canaria".
- Kes sesini ve dinle!