Translate.vc / Portugais → Turc / Herald
Herald traduction Turc
332 traduction parallèle
- Chicago Record Herald, saiu agora.
- Chicago Record Herald, yeni çıktı.
Vamos ver a Radio City e a HeraId Square. - Vamos à minha casa.
Radio City ve Herald Meydanı'nı görelim
Springfield Herald-News COD Y JARRETT ENTREGA-SE
Springfield Herald-News CODY JARRETT TESLİM OLDU
Mensageiro, chame a primeira testemunha, a Lebre Maluca.
Herald, ilk tanığı çağır. Mart Tavşanı.
- Lampe, do "New York Herald Tribune".
Lampe, "New York Herald Tribune".
O Herald Tribune trouxe um correspondente sueco.
Herald Tribune İsveç'ten bir muhabir getirtmiş.
Ela deve ter lido o teu artigo no Herald.
Herald'daki makaleni okumuş olmalı.
O New York Herald Tribune!
New York Herald Tribune!
E.K. Hornbeck, do Baltimore Herald.
Hornbeck. E.K. Hornbeck, Baltimore Herald'dan.
Vim dizer aqui ao jovem Sócrates que o Baltimore Herald opõe-se à cicuta e que trará um advogado.
Bu genç Sokrates'e Baltimore Herald'ın baldıran otuna itiraz ettiğini....... ve ona bir avukat tedarik edeceğini söylemeye geldim.
E.K. Hornbeck, do Baltimore Herald.
E.K. Hornbeck, Baltimore Herald'dan.
Não tem importância. O Baltimore Herald vai-o apoiar até ao seu linchamento.
Her ne olursa olsun Baltimore Herald linçe karşı dimdik sizin yanınızdadır.
O Baltimore Herald, por favor.
Bana Baltimore Herald'ı bağlayın, lütfen.
Gideon Spilett, do New York Herald.
Gideon Spilett, New York Herald.
Sou do New York Herald.
Kaptan Nemo, ben New York Herald muhabiriyim.
Herald Tribune.
Anlıyorum. Herald Tribune!
New York Herald Tribune.
New York Herald Tribune!
Eh! Se faz favor.
Herald Tribune!
- George Beckworth, Chronicle-Herald.
- George Beckworth, Chronicle-Herald.
Sr. Beckworth é do Chronicle-Herald.
Chronicle-Herald'dan Bay Beckworth.
Este aqui do Salt Lake Herald.
Bu Salt Lake Herald'dan alıntı.
O Colégio de Armas é constituído por 1 3 membros da casa real, nomeados pela soberana para dirigir assuntos genealógicos, armoriais cerimoniais e outros.
Herald Heyeti, hanedanlık armaları, soy ağaçları, törenler ve diğer konularla ilgilenmeleri için hükümdar tarafından atanmış 13 kraliyet soylusundan oluşur.
É mais um motor Triumph Herald com asas.
Sadece kanatlı bir motor.
Herald, é lindo.
- Bu çok güzel. Hiç gerek yoktu.
Talvez não tão boa como a do sábado passado mas, sabes, Herald? Adoro festas temáticas.
Geçen cumartesi kadar değildi ama biliyor musun Herald temalı partileri seviyorum.
Herald, escrevi outro poema.
Herald, bugün bir şiir yazdım.
Herald?
Herald?
" Fontes não identificadas mas fidedignas informaram o Times Herald que uma comunidade de reformados de St.
" Güvenilir gizli kaynakların Times Herald'a bildirdiğine göre
Sou Carl Reddick, do New York Herald, vim ajudar no caso James-Younger.
Ben Carl Reddick. New York Herald beni James-Younger çetesinin hikayesini yazmak için gönderdi.
- Herald?
- Haberci?
E quero algo no Herald segunda de manhã : "Os nossos notáveis médicos."
Pazartesi sabahı Herald'da şöyle bir şey istiyorum : "Yüce gönüllü doktorlarımız."
- Wally O'Sullivan, "Sydney Herald".
Wally O'Sullivan, Sydney Herald.
Quando estava no Miami Herald, fazia reportagens menores.
Miami Herald'dayken uyguladığım küçük 2. kat işini kullandım.
Recortes de jornais, "The Herald".
Basın küpürleri. The Herald.
Do Berkeley People's Herald.
Berkeley People's Herald'da çalışıyorum.
"Dinheiro bem gasto", "Uma noite bem passada".
"Büyük değer." Paris Echo. "İyi bir akşam." Glasgow Herald.
- Já viu o que diz o Herald?
- Herald'ı okudun mu?
Que dizia o Herald?
Herald'da başka ne yazıyordu?
É do "Herald", não é?
Sen "The Heralddan" sın, değil mi?
Ele é do The Herald.
The Herald'dan.
O tipo do Dallas Times Herald tirou fotografias fantásticas.
Dallas Times Herald'ın fotoğrafçısı müthiş şeyler çekmiş.
Um dos nossos fatos, teve grande cobertura no Herald Tribune.
Takımlarımızdan birisi, Herald firması tarafından çok beğenildi.
Chicago Post, New York Herald!
Yazıyor! Yazıyor! Ayrıntıları okuyun!
Meu primo Herald veio comigo. Ele morava em Long Beach então sairíamos naquela noite.
Beraber takılırken başımıza bir şey gelse, hiç sikimde olmazdı.
Gray Grantham faz a cobertura do Supremo para o Washington Herald.
Washington Herald'dan Grantham Yüksek Mahkemeyi iyi biliyor.
O artigo de Gray Grantham no Washington Herald de amanhã... mantém que, segundo fontes não identificadas da Casa Branca... o terrorista do Médio Oriente, Khamel... pode estar entre os assassinos de Rosenberg e Jensen.
Grantham yarın Washington Herald'da çıkacak yazısında Beyaz Saray'daki kaynaklara göre Ortadoğulu terörist, Khamel Rosenberg ve Jensen'in katili olabilir diyor.
Telefonei para a Necrologia do Herald.
Gazetenin arşivlerine göz attım.
Washington Herald, procuro...
Washington Herald'dan arıyorum. Görüşmek istediğim kişiler R. Akers ve L. Kaas.
Gray Gratham, do Herald.
Gray Grantham, Washington Herald'dan.
Grantham, do Herald.
W. Herald'tan Grantham.
Estão parecidos com um exemplar do Family Herald, que vi ontem na mesa da entrada.
Geçici aşçımız bizi kayırmış. Onların durumu, dün gözlemlediğim, salondaki masada duran