Translate.vc / Portugais → Turc / Hey
Hey traduction Turc
116,844 traduction parallèle
Viva!
Hey!
Amigo, lamento muito aquela tatuagem.
Hey, dostum, şu dövme için çok üzgünüm.
Ouve lá, Len.
Hey, Len.
Gus?
Hey, Gus?
- Calma.
- Hey, hey.
Olá.
Hey.
Serve-nos dois plasmas. - Plasma?
Hey, iki plazma yap.
Vá lá, eu não ressono.
Hey, ben horlamam.
Olá, Luke.
Hey, Luke.
- Mais uma coisa.
- Hey, bir şey daha.
Ouve.
Hey.
- Isso não faço.
Bu zormuş işte. Hey!
O que, pensando bem, parece um pouco absurdo, mas é feito pela miúda que dispara luz do sol da mão e cria Portais do nada.
Geçmişe bakmanın biraz saçma olduğunu biliyorum, ama, hey, bunu elinden güneş ışığı çıkartıp havada bir portal yapabilen bir kız söylüyor.
Tu!
Hey! Sen!
Espera.
Hey...
Não se preocupe.
Hey. Takma kafana.
Quem é a Jacqueline?
Hey! Jacqueline kim?
- Sentes-te bem?
- Hey, iyi misin sen?
Ouça-me, estamos desesperados, precisamos de capital.
Hey, hey, hey. - Lanet olsun! Hadi ama, dinle beni.
O Karachi Kid e eu acabámos.
Hey, Pakistanlı çocuk ve ben işimizi bitirdik.
Olá.
Hey, selam.
Não!
Hayır! Hey, Audrey?
É ali que fica...
Hey, orası...
- agora mesmo, então...
- Ne... Hey! - Hem de hemen.
Há um assalto no Hotel Payson.
- Evet. - Hey, Payson Hotel'de soygun var.
Olá, homem morto.
Hey ölü adam.
Ouve.
Hey, dinle.
Vá lá, ruiva.
Hey, hadi ama Kızıl.
Olá! Onde está o reitor?
Hey, dekan nerede?
Não te estás a esquecer de nada?
Hey, bir şeyi unuttun sanki.
Uma tática de principiante utilizada por um neófito.
Beyni yıkanmış bir yeni yetmeden acemice bir hamle. Hey!
Foste tu que fizeste essa merda, meu.
Hey. Bu boku sen başardın dostum.
Lionel, o que estás a fazer aí?
Hey Lionel, orada ne yapıyorsun?
Meu.
Hey!
Eu recorri dessa porra de acordo.
Hey! Ben o şartlara itiraz etmiştim.
O que se passa?
Derdin ne? Hey!
Joe.
Hey, Joe.
Tu não me disseste que ele era vegan. E um dos que julgam.
Hey, bana onun vejetertan ve sorgulayıcı biri olduğunu söylememiştin.
Eric, está a acontecer alguma coisa aqui.
Hey, Eric, burada birşeyler oluyor.
Mizuyama era o único da gestão sénior a opor-se à possível venda para as Empresas Dreyfuss, que agora espera-se que aconteça.
Mizuyama, Dreyfuss kuruluşuna yapılacak muhtemel bir satışa karşı çıkmasıyla şirketinde yalnız kalmıştı şimdi ise bu anlaşmanın yapılması bekleniyor. Hey!
Olá, Moo.
Hey, Moo.
Ei.
Hey. Hey.
Deixa-o em paz.
Hey! Hey!
A mais bela do baile.
Hey! İşte, balonun güzel kadını.
Então!
Hey!
Ouve.
Hey...
Queres um copo?
Hey bir fırt ister misin?
- Olá, Rocky.
- Hey Rocky.
Olá.
Hey?
Olha.
Hey.
Acho que tenho de te ligar de volta.
Hey, bebeğim?