Hilly traduction Turc

Chame-me Hilly.

Bana Hilly de.

Oh, Hilly!

Oh, Hilly!

Não, Hilly.

Hayır Hilly!

Gosta um bocadinho de mim, não é?

Beni biraz da olsa seviyorsun, değil mi Hilly?

Hilly, seu malandro.

Hilly, seni yaşlı şeytan.

Mas acho que não gosta de raparigas, Hilly.

Kızlardan hoşlanmadığınızı sanıyordum.

Hilly.

Hilly.

O Hilly está tão triste da Ruby se ir embora.

Hilly, Ruby gittiği için çok üzgün.

Um charro, Hilly!

Esrar, hödük!

- Hilly Burns.

Hilly Burns.

Hilly, vi um morto cair do teto.

- Ne? Hilly, çatıdan ölü bir adam düştü.

É muito bonita, Hilly.

Sen çok güzelsin, Hilly.

O homem que vi pela janela ontem à noite, é ele.

Hilly, dün gece pencerenin dışında gördüğüm adam... bu o.

Este homem foi assassinado! - Bem

Hilly, bu adam öldürüldü.

Não me Imaginei. Boa noite, George.

Hilly, Ben bunu hayal etmedim.

O professor está morto.

- Hilly, profesör öldü.

Hilly, preciso que vá à minha cabine.

- Eh... Hilly, kompartmanıma gelip ortalığı toparlamak zorunda kalacaksın.

Hilly, pode me ajudar a por tudo em ordem?

Hilly... şu karışıklık için bana yardım eder misin?

Na cabine de Hilly.

- Hilly'nin kompartmanında.

E Hilly?

Peki ya Hilly?

Fique responsável por Hillary.

- Hilly'e göz kulak olacaksın.

Temos que ver se Hilly continua no trem.

Hilly'nin hala trende olup olmadığını öğrenmeliyiz.

- Hilly, está bem?

- Hilly, iyi misin?

Senti saudades.

Seni özledim, Hilly.

Peque as cartas, Hilly.

Mektupları al, Hilly.

- É sua garota, Hilly?

Ordaki kadının Hilly mi?

- És a Hilly.

- Sen Hilly.

O que sentimos pela Deb e a Hilly é tão forte assim.

Bizim de duygularımız Deb ve Hilly İçin en az Lisa kadar derin.

Deixem-nos brincar com a Lisa e damos-vos a Deb e a Hilly.

Siz bize Lisa'yı alma şansı tanıyın. Bizde size Deb ve Hilly'i verelim.

Quero levar o Hilly.

Hilly ile gitmek istiyorum.

Hilly, estás inspirado, és um génio.

Hilly, sen bir şairsin. Bir dahisin.

Se o Hilly estivesse doente, faltava.

Eğer hasta olsaydı okuluna gidemezdi!

Se o Hilly pudesse ver-me ficaria orgulhoso.

Keşke Hilly beni görebilseydi, gurur duyardı.

- Não, hoje não vais à escola. - Hilly! Onde é que vais?

- Hilly, nereye gidiyorsun?

Hilly, sai do carro!

Hilly, çabuk çık o arabadan!

Tu amas o Hilly!

Hilly'i seviyorsun.

Tu amas o Hilly.

Hilly'i seviyorsun.

Claro que amo o Hilly.

Elbette. Hilly'i seviyorum.

Eu não ligo a isso mas será bom para o Hilly de me ver.

Çok da umrumda değil ama Hilly'nin beni görmesi iyi olacak.

É o que se passa desde que a Hilly nasceu.

Hilly doğduğundan beri durumumuz bu.

Talvez as coisas tenham parado depois do Hilly nascer, mas o sexo continuou.

Hilly doğduktan sonra biraz sönükleşmiş olabilir... ama gene de az çok düzenli sevişiyordunuz.

Ela deu-me o Hilly, e por isso estou eternamente grato, pois amo-o tanto.

Bana Hilly'i verdi, bunun için ona her zaman minnettarım... çünkü oğlumu çok seviyorum.

Hilly, abriste o conjunto de química?

Hilly, kimya setini mi açtın?

Hilly, acorda.

Hilly, uyan.

Não te assustes, Hilly.

Korkma Hilly.

Foi tua a ideia de raptar o Hilly!

- Hilly'i kaçırmak senin fikrindi.

- Hilly.

- Hilly.

Sim.

- Hilly Burns?

Acorde.

Hilly. - Hilly, uyan.

Está tudo bem, Hilly.

- Sorun yok, Hilly. O benim bir arkadaşım.

- Venha pra cá, Hilly.

Buraya gel, Hilly.