Translate.vc / Portugais → Turc / Hotel
Hotel traduction Turc
17,063 traduction parallèle
- Está bem. Vamos para um hotel, ou assim.
Gidip otelde falan kalırız sanırım.
Para o Western Hotel, para o encontro com o empresário.
İş adamlarıyla buluşmak için Western Oteli'ne.
Ele conseguiu um contrato num novo hotel, então há emprego de sobra para todos.
Yeni bir otel inşaatı aldılar. Hepimiz için yeterince iş var.
Se for preciso... ponho-vos num hotel, ou podem vir viver comigo.
Gerekirse sizi bir otele yerleştiririm veya benim yanıma taşınabilirsiniz.
Se já estás cansada do serviço de quarto de hotel, o que te parece pasta de trufa caseira?
Oda servisinden sıkıldıysan ev yapımı mantarlı makarnaya ne dersin?
Não, é só porque se tivesse voltado para a Michelle... ou para um hotel com camaras de vigilância, em vez de ter ido para essa pensão... poderíamos ter confirmado para onde tinha ido.
Hayır, Michelle'nin yanına ya da güvenlik kameraları çalışan bir yere gitseydiniz o pansiyonun aksine o gece nerede olduğunuzu doğrulayabilirdik sadece.
Quem eram aqueles brutamontes lá no hotel?
- Oteldeki şu haydutlar kimdi?
São só alguns testes, e depois vamos comer costeletas de cordeiro, no Hotel Peace.
Sadece birkaç tetkik yaptıracağız, sonra Peace Otel'de kuzu pirzola yeriz.
No mês seguinte, vesti-o para jantar no Hotel Imperial.
Ertesi aysa üzerimde o takımla Imperial Otelde yemeğe gittim.
O Radisson é aqui, também é um hotel de 5 estrelas.
Burası Radisson şehrin 5 yıldızlı otellerindendir.
A rapariga que deixámos no hotel.
Otelde bıraktığımız kız var ya?
Deixa-me perguntar, tens um primo, que é chefe de cozinha no hotel Estrela Vermelha?
Sana bir şey sorayım. Kızıl Yıldız Oteli'nde şef olarak çalışan yakının var mı?
Vai ficar no hotel Estrela Vermelha.
Kızıl Yıldız Oteli'nde kalıyor.
Sim, há o hotel The Oak, mas...
Evet, Oak Oteli var, ama...
Houve um homicídio, talvez relacionado com gangues. No York Hotel.
York Otel'de muhtemelen çete bağlantılı cinayet var.
Para o York Hotel, depressa.
Hemen York Otel'e gel.
Às 8h45, Sergei Ivanov, também conhecido por "Três Dedos", membro da Máfia Russa, saiu do quarto no York Hotel.
Rus mafyası üyelerinden Sergei Ivanov, nam-ı diyar Üç Parmak sabah 8 : 45'de odasından ayrıldı.
Esteve dois minutos no hotel e arranjou uma história.
Otelde iki dakika geçirsin, bütün hikayeyi anlatır.
Está a usar um colete à prova de balas e está a 15 metros do hotel.
Üstünde kurşungeçirmez yelek var ve otelden 15 metre uzakta.
O que, tipo, para o hotel ou algo assim?
Sadece iş. Otel için mi çalışıyorsun yada öyle bir şey mi?
Não, eu não trabalho para o hotel. Só estou hospedado aqui.
Hayır, otel için çalışmıyorum.
Ouve, vi-te a trazer uma guitarra e eu só quero te informar que o hotel tem uma rígida politica contra festas.
- Harika. Bir gitar taşıdığınızı görüyorum Sizi otelimizin gürültülü partiler konusunda oldukça katı kuralları olduğu konusunda bilgilendirmek isterim.
- Num quarto de hotel e coisas assim.
- Ne için? - bir otel odası ve birkaç ıvır zıvır.
O hotel chique dela em Cheyenne triplicou o valor enquanto a terra que me vendeu não serve nem para criar porcos.
Gösterişli Cheyenne otelinin değeri üç katına çıktı ama bana sattığı beş para etmez toprak domuz yetiştirmeye bile uygun değil.
E agora que Cheyenne é o centro oficial, preciso de voltar para o meu hotel.
Artık Cheyenne resmi merkez olduğuna göre... -... otelime geri dönmeliyim.
- Não quero o hotel, quero-te a ti.
- Otelini istemiyorum ki. Seni istiyorum.
Esses 50.000 dólares... Ela vendeu o hotel dela para o salvar.
O 50.000 dolar var ya seni kurtarmak için otelini sattı.
A sua estadia no Hotel Willard foi paga.
Willard Otel'indeki konaklamanız ödendi.
É uma longa história, não fiques zangada, mas, regressei ao hotel.
Uzun hikaye, kızmamaya çalış ben otele geri döndüm.
Ninguém sai da merda deste hotel enquanto eu não o recuperar.
Kimse bu sikik otelden ben paramı alana kadar ayrılmıyor.
Oito meses trancados num hotel, sem TV - e sem revistas.
8 aydır otel odasında tıkılıyız, hem de ne Tv ne dergi var.
Nossa, nunca estive num hotel tão luxuoso antes.
Daha önce hiç böyle güzel bir otele gelmemiştim.
Uma vez no hotel, não podem sair do vosso andar.
Otele giriş yaptıktan sonra kendi katınızdan ayıralamazsınız.
Conversei com uns amigos do hotel onde estão os jurados.
Jürilerin tutulduğu oteldeki arkadaşlarımla konuştum.
Vou arranjar um quarto no hotel e fico.
Otelde oda tutup ben kalırım.
Num hotel ao fundo da rua.
Sokağın ilerisindeki bir otelde.
Quando chegámos ao hotel, foi o caos.
Sonra otele geçtik, ortalık karışık.
Durante anos, não conseguimos marcar concertos. Toda a banda tinha de dividir um quarto de hotel nojento.
Yıllarca iş bulamadık, tüm grup aynı iğrenç otel odasını paylaştık.
Deixa-me levar-te ao Hotel Calendar.
Seni Calendar Oteline götürmeme izin ver.
Irá buscá-la a este hotel às 10h.
Saat onda bu otelden onu alacaksınız.
Não era nenhum hotel, mas... Ainda me fiquei a sentir pior.
Sonra pansiyona gittim ama orada kendimi iyice bok gibi hissettim.
Eu vou para um hotel ou assim.
Bir otele falan girerim.
Minha senhora, o hotel é o melhor lugar para estar, neste momento...
Hanımefendi sizi temin ederim ki şu anda otel sizin için olunabilecek kesinlikle en güvenli yer, güvenin bana.
Fala Pine, do Hotel Nefertiti, no Corniche.
Evet, ben Corniche'deki Otel Nefertiti'den Pine.
Temos um balcão de serviços executivos na entrada do hotel.
Lobinin hemen karşısında Yönetim Hizmetleri Büromuz var.
HAMID NO HOTEL. VEIO À PROCURA DELA.
Hamid otelde onu arıyor.
Hotel Nefertiti, Cairo.
Otel Nefertiti, Kahire.
EQUIPA TÁCTICA A POSTOS A POLÍCIA NÃO REAGIRÁ HOTEL BLUE FALCON.
Mavi Şahin Oteli
Vou para o hotel.
Otele giderim.
Estou no Hotel Drake.
Drake Hotel'deyim.
Estou no Hotel Drake.
Bir parti veriyorum.Drake Hotel'deyim.