Translate.vc / Portugais → Turc / Ima
Ima traduction Turc
2,828 traduction parallèle
Olá, amor, estou a fazer uma coisa.
Bu bir ima değil. Hey, bebeğim, birşeyin ortasındayım.
Conforme o que disser, insinua casualmente que estás um pouco melhor.
Ne derse desin senin ondan daha iyi olduğunu ima et.
Se estás a perguntar sobre as minhas responsabilidades, não te preocupes...
Eğer sorumluluklarımı ima ediyorsan merak etme.
Está a insinuar que estive de algum modo envolvido.
Bir şekilde parmağım olduğunu ima ediyorsun.
Não sei o que estão a pensar, mas nunca dormi com ela.
Olmaz. Ne ima ettiğinizi biliyorum.
Não estamos a dizer que não era.
Çok iyi biriydi. Kötü birisi olduğunu ima etmedik.
Está a insinuar...
Sen ne ima...
O que estás a insinuar?
Neyi ima ediyorsun?
- O que está a insinuar?
Neyi ima ediyorsunuz?
O agente Harken não está a sugerir nada.
- Eminim Ajan Harken hiçbir şey ima etmek istemedi.
Ele está a sugerir que alguém da minha equipa é um assassino?
Ekibimden birini katil olduğunu mu ima ediyor? - Sadece işimizi yapıyoruz.
Nunca devia ter insinuado que era prostituta ou insultado os seus seios.
Senin orospu olduğunu asla ima etmemeliydim... ya da göğüslerine hakaret etmemeliydim.
- Refere-se a Jess Smith?
- Jess Smith'i mi ima ediyorsunuz? - Karşılığında...
Se está a sugerir que estava envolvida, isso é completamente falso.
Bu işe karıştığımı ima ediyorsanız, çok yanılıyorsunuz.
Preparas-te para ser má para alguém?
Birine bir şey ima etmeye mi çalışıyorsun?
Agora, escreve "gosta de Porsches" de forma a que dê a entender que tenho um.
Öyle bir Porsche arabaları sevdiğimi ima et ki bir Porsche'm olduğunu anlasınlar.
Digo-lhe que está gorda, dou a entender que os seios dela são pequenos, digo-lhe que a terapia é uma treta e que quero um casamento aberto?
Şişman olduğunu söyleyeyim, göğüslerinin küçük olduğunu ima edeyim terapinin boş iş olduğunu ve açık evlilik istediğimi söyleyeyim?
Não quero insinuar que o seu filho tenha muita imaginação, mas talvez ele tenha perseguido alguns assustadores cowboys e índios com uma fisga quando partiu a janela da nossa varanda.
Oğlunuzun hayal gücünün çok geniş olduğunu ima etmek istemiyorum ama sapanıyla camımızı kırdığında çok korkunç kovboyları ve Kızılderilileri kovalıyordu herhâlde.
Só que o Earl tinha informações no telemóvel que sugeria que o Sr. Renko era a maçã podre.
Ama Earl'ün telefonuna gelen mesaj Bay Renko'nun çürük elma olduğunu ima ediyordu.
Já que o assunto foi puxado, tem evitado quase religiosamente declarar ou insinuar uma tendência política.
Hazır lafı açılmışken,... neredeyse her defasında siyasi görüşünü açıklamayı bırak, ima etmekten bile kaçındın.
- Sei quem é. Achas que ele está envolvido?
Onunda bu işe dahil olduğunu mu ima ediyorsun?
A minha evidência objetiva aponta para os camiões de catering da eleição de 2004.
Yani bunun kökeninin Büyük Ulusal Parti mi olduğunu ima ediyorsunuz? Kanıtlarım 2004 seçimlerindeki yemek kamyonlarını gösteriyor.
Eu não sei porque é que insistes em pôr palavras na minha boca.
Neden böyle bir şey istediğimi ima edip duruyorsun, anlamıyorum.
Tem um incêndio num palácio de gelo.
Buzdan yapıIma bir sarayda yangın çıkardınız.
E o ferimento no osso frontal indicaria que feriu a testa num tipo de protuberância de latão durante a queda.
Kafatasının ön bölümündeki yaralar kurbanın kafasını pirinçten yapıIma bir yere çarptığını gösteriyor.
Está a insinuar alguma coisa, detective?
Bir şey mi ima etmeye çalışıyorsunuz, dedektif?
Não quis insinuar...
Başka bir şey ima etmek...
Por isso não se atreva a insinuar que eu abandonei a minha família.
Bu benim işimdi. O yüzden sakın ailemi terk ettiğimi ima etmeye falan kalkışma.
O que está a sugerir?
Ne ima ediyorsunuz?
A minha demissão não teve nada a ver com o falhanço do negócio de Cumberland, se é isso que está a sugerir.
Kredi birliğimden istifamın Cumberland anlaşmasının bozulmasıyla bir alakası yok. - Eğer bunu ima ediyorsanız.
Não estamos a sugerir nada.
- Bir şey ima etmiyoruz.
Eu não disse isto para soar como se eu e o Ted fôssemos fazer esse tipo de coisas.
Ted'le bir şey yapacağımızı ima etmek istememiştim.
Espera... Estás a insinuar que a Clea Hopkins faz parte disso? Não.
Bekle bir dakika Clea Hopkins'in de mi onlarla olduğunu ima ediyorsun?
Se os cientistas da IMA são tão inteligentes assim... descubra como voar naquela coisa!
Eğer siz GFM bilim adamları söylediğiniz kadar zekiyseniz bu şeyin nasıl uçurulacağını bul bakalım.
Está insinuando que a culpa é minha?
Hatanın benim olduğunu mu ima ediyorsun?
O que dizes?
- Ne ima ediyorsun?
Insinua que os Cristãos são imbecis que acreditam em qualquer coisa e reduz Deus a um membro do partido que apoia candidatos políticos.
Hıristiyanların, Tanrı'nın politik adayları desteklemek adına müdahale ettiğini sanan embesiller olduğunu ima ediyor.
Ele não pode insinuar que o espetador ainda não sabe tudo e que ela pode estar inocente.
Kesinlikle seyircinin bilmediği şeyler olabileceğini ve kadının masum olabileceğini ima etmemeli.
- Não estava a insinuar... - Olá.
- Yani ben... ima ettiğim...
E como, ela olha sempre para nós com aquele nariz empinado como se fossemos pessoas comuns.
Zaten hep burnu havada basit olduğumuzu ima ediyor.
O que está a insinuar?
Ne ima ediyorsun?
Se está a sugerir o que acho que está, não tem hipótese.
Bir dakika. Eğer düşündüğüm şeyi ima ediyorsanız, alakası yok.
- O que estás a sugerir?
Ne ima ediyorsun?
Não insinues que cometo um erro.
Sakın hata yaptığımı ima etme.
Por favor, diga-me onde quer chegar.
Öyleyse, lütfen, bana ne ima etmek istediğinizi söyleyin. Öyleyse, lütfen, bana ne ima etmek istediğinizi söyleyin.
Está a insinuar que iriamos esconder algo de vocês?
Sizden bir şeyler saklayabileceğimizi mi ima ediyorsun?
E estou a detetar alguma ironia no seu tom de voz, detetive.
Sesinizin tonunda bir ima olduğunu seziyorum Dedektif.
Mas está interessado nos puzzles.
Ama bir de şöyle bir ima var.
Já insinuaste.
- İma ettin ama.
- Fui sarcástico, Serena.
İma yapıyordum, Serena.
Porquê, o que estás a insinuar?
Neden, ne ima ediyorsun?