Translate.vc / Portugais → Turc / Incluso
Incluso traduction Turc
28 traduction parallèle
Os homens bons, incluso os grandes homens, aspiram isso.
Bunu yapan iyi ve düzgün insanlar çıkar.
História médica, descripção pessoal, estudos, profissão, incluso as impressões digitais.
Orada her şeyi bulabilirsiniz müfettiş. Tıbbi geçmişlerini, kişisel tanımlarını akademik başarılarını, mesleki faaliyetlerini, siyasi görüşlerini ve hatta parmak izlerini.
Incluso isto, dá o direito de matá-lo?
öyle bile olsa bu onu öldürme hakkını sana verir mi?
Seu nome incluso apareceu na lista de caídos na praça e logo lhe apagaram Carmelo Patanè, o afilhado do pároco
Piazza şehitler anıtına ismi yazılmıştı ama... daha sonra silindi. Carmelo Patane, yaşlı rahibin vaftiz oğlu.
Sempre estão escondendo coisas, incluso delas mesmas.
Hep bir şeyler saklıyorlar, bazen kendilerinden bile.
Te podem incluso fazer chorar.
Hatta ağlatabilirler.
Se você quiser me ajudar... o preço é incluso e honesto.
Yardımımı istersen... bedeli, planına beni de dahil etmen... ve dürüst olman.
eramos oito na minha tripulaçao, eu incluso.
Mürettebatım 8 kişiydi, ben dahil.
Se agora me levasse a algum sítio, incluso a um destino exótico ou fabuloso... talvez nos divertissemos, mas seria como uma tentativa de evasão.
Sizinle şimdi bir yerlere açılmak, egzotik ya da heyecan verici bir yer bile olsa... belki de bir balo, bana öyle geliyor ki bu bir kaçınma olacaktır.
" O cheque está incluso.
" Çek ektedir.
Há texto incluso em cada número digitado.
Numaraların içine yerleştirilmiş bir metin var.
E até o doutor McKay ser incluso nesta discussão, não tenho nada mais a dizer.
Ve Doktor McKay bu tartışmaya gelene kadar, söyleyecek bir şeyim yok.
Nosso pequeno negócio está incluso aí também?
Küçük anlaşmamız da buna dahil mi?
Incluso ultimamente.
İstediğimi alırdı.
Incluso pode rasgá-la.
- Hatta yırtabilirdin de.
Incluso se isso lhe custar a vida.
Hayatına mal olsa bile
Então, tratamento ocular é incluso no plano de saúde?
Peki.. Sağlık planında, göz kontrolü de var mı?
Incluso viu alguns filmes. Quando estava na prisão.
Hatta birkaç kez mahkum cesetlerle ilgili tavsiyede bulunmuştu
Está na agência de inteligência britânica, chamada MI5. Está incluso no complexo da suprema corte de Israel, criada e financiada completamente pelos Rothschilds.
İngiliz Zeka Ajentası MI-5'de, ve deniz aşırı, İsrail'de En Üst Mahkeme Kompleksinde,
Incluso os detalhes que nunca revelámos ao público?
Detaylara göre halka bişey sunmadık mı?
Parece ser um molar incluso, mas eu não percebo nada disso.
Sanırım arka azılarından biri çürümüş, ama tam emin olamadım.
Incluso o direito a julgamento, com um júri.
... jüri heyetiyle yapılacak mahkeme hakkınız dahil.
Estando em "Terapia Intensiva" incluso até ao dia de hoje. Ainda tem muita dificuldade em recuperar do ataque.
Yoğun bakımda kaldı ve bugün hâlâ iyileşme sürecinde.
E incluso no seu testemunho admite que... Não viu nenhuma cena de violação. Ou qualquer outro delito, não passa de uma menina.
Ve kendi ifadesine göre, hiçbir zaman herhangi bir tecavüz eylemi ya da başka suçların işlendiğini kendi gözüyle görmemiş.
A identidade estava com o corpo e uma chave do hotel Chancla West, um resort com tudo incluso em Montego Bay.
Cesedin üstünde kimliği ve Chancla West'e ait anahtar bulunmuş. Montego Bay'de her şey dahil bir tatil köyü.
Não... incluso vou a fazer-lhe saber onde encontrar o homem que o está a roubar!
Hayır... hatta onu soyan adamı nerede bulabileceğine dair ona mesaj göndereceğim.
- Incluso ferido, segue sem vê-la.
Onu göremezsin.