Translate.vc / Portugais → Turc / Interesse
Interesse traduction Turc
7,324 traduction parallèle
Estás a ver? É assim... Qual é o interesse?
Yani, amaç ne ki?
É assim... O interesse é que fizeste isso a vida toda e és bom nisso.
Amaç şu, hayatın boyunca sanatla uğraştın ve bu konuda çok iyisin.
Penso que foi esclarecedor, ele não tem interesse em reféns.
Bence rehinelerle ilgilenmediğini açıkça belli etti.
A mulher que me roubou o navio e a tripulação, não tem interesse em nada disso.
Beni gemimden ve tayfamdan eden kadının böyle şeyler işi olmazdı.
Se queremos todos fazer com que este sítio seja alguma coisa, talvez seja do interesse de todos que eu e tu resolvamos as coisas, devido à tua irritação para comigo.
Eğer burada bir şeyler başaracaksak hırgür çıkartmadan geçinmenin bir yolunu bulmamız herkesin hayrına olur.
Acho que o que Anatoly tenta dizer é que é de nosso melhor interesse que o problema da Union Allied seja resolvido rapidamente.
Sanırım burada Anatoly'nin demek istediği Union Allied için olabilecek en iyi şeyin durumun olabildiğince hızlı bir şekilde toparlanmasıdır.
E não tenho interesse em ser o homem mais rico no cemitério.
Ve cenazemde zengin biri olmakla ilgilenmiyorum.
Qual o interesse desta conversa?
- Bunun şu anda ne önemi var?
Mas ele já tinha um interesse pessoal na empresa e apreendeu tudo. Incluindo a si.
Ama şirket hisselerinin büyük çoğunluğu ona aitti, her şeye sahipti sen dahil.
Isto é algo que só um gajo retorcido, anti-social, anarquista e muito irritado e descontente podia ter interesse em alinhar!
Bu kesinlikle yolunu şaşırmış, anarşist, tepesi atık ve huzursuz birinin yapabileceği bir şey.
Fala com ele sobre algo que lhe interesse.
Onunla ilgi duyduğu bir konu hakkında konuş.
Tens interesse numa miuda?
Şu anda endişelendiğin şey bu mu, kız?
Talvez seja do interesse de todos que eu e tu resolvamos as coisas.
Alası. Hırgür çıkartmadan geçinmenin bir yolunu bulmamız herkesin hayrına olur.
Mas também tem interesse que isto fique resolvido.
Ayrıca sizin de bu işten çıkarınız var.
A ilha precisa de comércio, trabalho e de pessoas empenhadas no seu interesse para sobreviver e eles enquadram-se na descrição.
Yani emek gücüne. Adanın kaderine ortak olmuş insanlara. Bu adamlar tam da bu tarifime uymuyor mu?
Nada que nos interesse.
Bizi endişenediren bir şey değil.
Vivo cá há 11 anos e nunca encontrei ninguém que se preocupe com algo que interesse.
Burada 11 yıldır yaşıyorum... ama dünyadaki asıl sorunları önemseyen kimseye rastlamadım.
- Que interesse tens em mim?
Bana olan bu ilgin ne? Sen ne...
Faz com que interesse.
Bir önemi olsun.
Também parece uma forma de garantir que, da próxima vez que alguém lhe apontar uma pistola, a vanguarda tenha um interesse enraizado.
Ayrıca sana bir daha tabanca yöneltildiğinde pişdarın iki kere düşünmesi gerekecek.
Ele não tem interesse em perturbar o comércio.
Ticaretin akışını baltalamak gibi bir kaygısı yok.
Finalmente, as irmãs perdem interesse e Kip pode partir.
Sonunda Kız Kardeşler ilgilerini kaybediyorlar ve Kip serbest kalıyor.
Meritíssimo, acho que pode ser considerado que é do maior interesse para os Estados Unidos que o Abel continue vivo.
Efendim bana göre Abel'ın hayatta kalmasının Amerika için daha yararlı olacağını göz önüne alınmalı.
Não pode dizer que é do maior interesse para os Estados Unidos que ele passe o resto da vida numa cela de prisão.
Geri kalan günlerini hapishane odasında geçirmesinin Amerika yararına olacağını söyleyemezsin.
Como pode ser do interesse nacional?
Ulusal çıkar bunun neresinde?
E qual o seu interesse neste processo.
Ve kimin ne çıkarı olduğunu.
Eis o interesse da República Democrática Alemã :
Demokratik Alman Cumhuriyeti'nin istediği şeyi söyleyeyim.
Cavalheiros, sei do grau de interesse de que são alvo de outras firmas, que a participação no Série A requer uma proposta muito competitiva mas, por inúmeras razões, creio ser a decisão prudente.
Baylar, diğer firmalardan gördüğünüz ilgi derecesinin farkındayım. Seri A'nızdaki katılımın uygun bir değer hak ettiğinin farkındayım ancak sayısız sebepten dolayı... Tedbirli bir karar olması gerektiğini düşünüyorum.
Há alguma forma de eu conseguir manter o vosso interesse?
İlginizi çekmek için benim yapabileceğim bir şey var mı?
Isso manterá o meu interesse.
Bu ilgimi çeker işte.
O derramamento foi uma tragédia, mas é do interesse de todos manter o petróleo americano saudável.
Petrol sızıntısı felaketti. ama herkes için en iyisi Amerikan petrolünü sağlam tutulmasıdır.
Isto também é muito do seu interesse.
Çıkarlarınızın yanında bu çok fazla.
O parque precisa de uma nova atracção após alguns anos, para renovar o interesse do público.
Halkın ilgisini canlı tutmak için birkaç yılda bir... parkta yeni bir gösteri yapmak gerekiyor.
Depois quando as notícias apanharem o interesse de outros vendemos tudo de uma vez.
Daha sonra haberler diğerlerinin ilgisini çektiği zaman bir çırpıda satacağız.
Mas isto é um interesse nacional.
- Ama bu da milli çıkarlara dahil.
Temos um interesse em comum em ver que o Flint seja salvo, mas não tenhas dúvidas, este navio agora é dos meus homens.
Flint'in kurtarılmasında aynı çıkarı göz ediyoruz fakat aklınızda bulunsun, bu gemi şu anda benim adamlarıma ait.
Não tenho que vos explicar o interesse dele neste acontecimento. Visto que esta será possivelmente a maior exposição para este acontecimento.
Onun bu davadan öğrenilebilecek en büyük sırrı öğrenmeye ne kadar istekli olduğunu anlatmama gerek yok.
Não tenho interesse em cometer os mesmos erros que a Eleanor.
Elenor'un yaptığı hataları yapmak gibi bir niyetim yok.
Nem interesse nos saques dela.
Ganimetlerini korumaya niyetim yok.
Nem tenho interesse em ter algo que seja deles.
Onları hiçbir şekilde yönlendirmeye niyetim yok.
Não, desculpa, é que nunca demonstraste interesse por alguma coisa antes.
Yani, şey, kusura bakma daha önce hiç bir konuda böyle inek gibi konuştuğunu duymamıştım.
Et pourtant, je suis interesse.
Yine de ben ilgileniyorum.
Porquê o interesse nisso?
Neden bunları istedin ki?
Bem, não tem interesse pô-los lá agora.
Şimdi şeker getirmenin bir anlamı yok.
Acho que tu estás a perder interesse em mim por causa do Abe Lucas.
Abe Lucas yüzünden benden uzaklaştığını düşünüyorum.
Bem, mostraram eles algum interesse?
Yani benimle mi ilgileniyorlar?
Essa coisa que você está a tentar escrever você podia aumentar-lhe o interesse.
Yazmaya çalıştığın şeye biraz gaz verebilirsin.
O império soviético do mal era interesse do Reagan, sempre foi.
Reagan hep, kötü Sovyet imparatorluğunu eleştirirdi.
Gaviria tinha apoiado a extradição dos traficantes para os EUA, e era do nosso interesse que ele se tornasse presidente.
Gaviria kaçakçıların iadesine onay verdiği için ABD'nin desteğini kazandı. Başkan olması en çok bizim işimize yarayacaktı.
Mas, isso atrai sempre o meu interesse.
Diğer yandan, Reese Hennessy, çıkılan son kurban, cinsel saldırı yüzünden hüküm giymiş ama delil yetersizliğinden dolayı salıverilmiş.
Mas, isso atrai sempre o meu interesse.
Ama bu hep ilgimi çekmiştir.