English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Interfere

Interfere traduction Turc

252 traduction parallèle
Porque interfere com os meus pequenos romances?
Küçük kaçamaklarımı neden bozuyorsun?
Um diplomata não interfere em sua companhia, não?
Bir diplomatın, birliğinle beraber cepheye saldırıya geçmesini istemezdin, değil mi?
O comandante da unidade não interfere nos assuntos do navio.
Özel görev timi komutanı gemiye burnunu sokmaz.
A menos que mudem a sua posição original... aquele monte interfere.
Tabii ilk orijinal konumlarına dönerlerse, O etkin yüksek noktaya...
Sim, sim..., será como diz, mas Porquê interfere?
Bu doğru olabilir ama sen niye bu işe bu kadar karışıyorsun?
Não interfere com o que está fazendo? Não, não.
- Yaptığın işe engel olmuyor, değil mi?
A patente não interfere nisto, mas é óbvio que se eu atravessar a linha, estarei em boa posição de recomendar qualquer um, ao mais alto nível, para uma condecoração póstuma.
Şimdi, bunda rütbe konuşmaz ama eğer hattı ben geçersem ölümden sonra madalya için tavsiyede bulunabilirim.
Queremos apenas garantir que nada interfere... com a sua completa satisfação durante a refeição.
Yemeğinizden aldığınız hazzı herhangi bir şeyin kesmemesini sağlamaya çalışıyoruz.
A utilização do telefone interfere com o rádio.
Telefonu kullanınca radyoda parazit oldu.
Eles levam muito a peito quando um ex-yakuza interfere nos seus assuntos.
Eski bir yakuza, yakuza işlerine karıştığında bunu ciddiye alırlar.
Como a mesquinhez interfere na amizade! Como pudemos permiti-lo? Como?
Marcus, ne saçma şeyler çıkıyor dostluğun önüne!
O árbitro interfere.
Hakem araya girdi.
Velho tolo! Por que interfere?
Neden bu işe karışıyorsun?
Não interfere com o trabalho que fazemos com Hobart.
Bunlar, Hobart ile yürüyen çalışmalarımızı engellemeyecek.
- Mas ser casada interfere.
- Evlenmek işlerimizi aksatabilir.
Interfere nas ondas e dá-me um directo de duas vias do altifalante PA deles.
Dalgaları boz ve onların hoparlörüne iki yönlü bir bağlantı kur.
Tico quase interfere com o lance de Arra, mas ele consegue lançar.
Tico neredeyse Arra'yı engelliyordu. Ama Arra gene de atışını yaptı!
Gananciosa, disse? O que pode ser mais ganancioso do que destruir alguém... porque interfere com sua miseráveis ambições?
Kendi zavallı isteklerinin önüne çıktığı için birini mahvetmekten daha açgözlü ne olabilir ki?
O pedi-te para tomar conta do bébé se não interfere-se com os teus planos
Eğer planlarınla çakışmazsa bebeğe bakmanı istiyorum.
A turbulência atmosférica interfere com as transmissões.
Atmosferdeki elektriksel bozulmaların - uydu sinyallerini etkilediği bilinir. - Onu kontrol ettim.
A Ethel Marman interfere no radar russo.
Ethel Merman, Rus radarını bozdu.
É a segunda vez esta noite que o estúpido interfere.
Bu gece bu aptalın yayını ikinci kesişi.
O campo de radiação é tão forte que interfere com os nossos sensores.
Hayır efendim. Aşırı radyasyon algılayıcılarımızı engelliyor.
- Mas não interfere nos meus deveres.
- Ama bu benim görevimi etkilemeyecek.
- O que estou a dizer é, e isto não é um atiranço de modo e maneira nenhuma, é que os homens e as mulheres não podem ser amigos, porque a parte sexual interfere sempre.
Erkeklerle kadınlar arkadaş olamazlar çünkü sevişme yanı hep engel olur.
- O que estou a dizer é, que os homens e as mulheres não podem ser amigos, porque a parte sexual interfere sempre.
- Neden olmasın? - Demek istediğim, erkekle kadın arkadaş olamazlar, çünkü sevişme kısmı buna engel olur.
A minha bebida não interfere no meu trabalho.
İçki içmem işime yansımıyor.
Interfere em nossos sensores.
Tarayıcılarımızı etkiliyor.
Não interfere no jogo.
Oyununuz bozulmaz.
Sejamos sinceros, o dinheiro interfere na relação.
Para hep aranıza girer. Bence kesinlikle böyle.
- Há muita radiação. - Isso interfere com os nossos detetores.
- Bu tarayıcılarımızı bozuyor olmalı.
Algo interfere com o processo de rematerialização.
Bir şey yeniden materyalleşme sürecini engelliyor.
A ionização da tormenta interfere nos transportes.
Fırtınadan gelen iyonizasyon ışınlayıcıları engelliyor Kaptan.
Ele não interfere.
Beni rahat bırakıyor.
Isso não interfere em sua verdadeira vocação?
Ama asıl mesleğinizi yapmanıza engel olmuyor mu?
Isso interfere com o teu horário habitual?
Ne yani günlük programına uymuyor mu?
Mas o meu pai interfere menos na minha vida se fingir ser às direitas e ter um trabalho respeitável.
Fakat babam ayakları üzerinde duran genç, saygın bir işli biri olunca... hayatıma daha az karışıyor. Lester?
Se estou a apertar de mais com ele, interfere e dá uns murros. eu vou te dizer, isto me faz sentir tão bem.
Tatlım ben üzerine fazla gidersem, sen de şuradan atla ve birkaç tane de sen vur, çünkü bu harika hissettiriyor.
A ionização atmosférica interfere com a receção.
Atmosferik iyonizasyon aktarıcılarının çalışmasını engelliyor.
Nada interfere com isso!
Hiçbir şey bunu engelleyemez!
Algo interfere com o equipamento.
Bir şey, donanımlarımızı etkiliyor olmalı. Ağ geçidi.
Tem sido divertido, mas interfere com o trabalho, e tu não queres estragar a amizade, porque é o mais sagrado para ti.
Eğlenceliydi... ... ama işinizi engelliyor, ve dostluğunuzu bozmak istemiyorsun... ... çünkü buna değer veriyorsun.
Mas já interfere com o meu trabalho, e quero preservar a nossa amizade.
Ama işimizi engellemeye başlıyor ve dostluğumuzu korumak istiyorum.
Para que é que interfere?
Neden bizim yolumuza çıkıyor ki?
É isso mesmo. A lealdade é uma virtude mas no deserto nada interfere com a sobrevivência.
Tam olarak şu sadakat bir erdemdir ama eğer çöldeysen, hayatta kalmak için her şeyi yaparsın.
Só sabemos que interfere com os químicos do organismo.
Tüm söyleyeceğim vücut kimyasallarını karman çorman ediyor - hepsini.
Recordamos aos ouvintes que não devem fazer perguntas porque interfere com a recepção.
Dinleyicilere soru sormamayı hatırlatırız. Çünkü sinyal bozuluyor.
Não se interfere com o destino, por isso é que é destino.
Zaten kadere karışamazsınız, onun için adına kader demişler.
Se algum de nós interfere...
Eğer birimiz araya girersek...
Interfere com a deslocação dimensional.
Boyutsal değişimi engelliyor.
Não interfere com os estudos.
Okulumu engellemez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]