English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Irã

Irã traduction Turc

32 traduction parallèle
E depois disso, ao Irã, com a Companhia Dayton.
Sonra da Dayton Şirketi'yle İran'a.
China, Síria, Iraque, Irã, dos Estados Unidos.
Çin, Suriye, İran, Irak, Amerika'dan geliyorlar.
Irã todos menos eu.
Benim dışımda herkes orada olacak.
Irã a China com 3.
İran - Çin, 3 ile.
Em 1953, o primeiro-ministro do Irã, Mohammed Mossadegh... ficou extremamente irritado.
1953'te İran Başbakanı Muhammed Musaddık bir konudan son derecede rahatsızlandı.
No Relatório Após Ação da CIA sobre o que tinham feito no Irã em 1953... eles disseram : "Teremos algum blowback disso."
CIA tarafından 1953'te İran'da yapılan işlere yönelik hazırlanan bir raporda yapılanların geri tepeceğine inanıldığı belirtilmişti.
Ele estava com muito receio de que a revolução no Irã... se espalhasse em seu país. Ele, então, entrou em guerra com o Irã.
Kendi ülkesine de kısa sürede yayılan İran devriminden korkuyordu.
Iraque, com Saddam Hussein, era um Estado terrorista. Acho que o Irã é um Estado terrorista.
Saddam Hüseyin komutasındaki İran, terörist bir devletir.
Não é de todo acidental que quando o presidente nomeia nossos inimigos... na mensagem do Estado da União de 2002 no eixo do mal... que ela inclua Iraque, Irã e Coréia do Norte.
Başkan'ın 2002 yılında yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasında düşmanlarımızı "şeytanın işi" olarak tanımlaması bir kaza sonucu değildi. Irak'ı, İran'ı ve Kuzey Kore'yi dahil etmişti.
Desde a queda do maldito Shah, tem existido uma mudança e uma melhora radical no Irã.
Allah'ın belası Şah devrileli İran'da radikal değişimler ve ilerlemeler kaydedildi.
Quando o jornalista Franco-iraniano Freidoune Sahebjam publicou O APEDREJAMENTO DE SORAYA M., este se transformou num Best Seller internacional que focou a atenção ao apedrejamento no Irã, e a ausência de direitos para as mulheres e a ausência de direitos para as mulheres
Fransız asıllı İranlı yazar Freidoune Sahebjam Süreyya'nın Recm Edilişi adlı romanını yayımladığında İran'daki recm ve kadın hakları sıkıntıları üzerine dikkatleri çekerek, en çok satanlar listesine girmiştir.
- quando ele lutava com o Irã.
İran'la savaşırken.
Ainda estamos tentando que Coréia do Norte e o Irã... abortem seus programas nucleares.
Kuzey Kore ve İran'ı da anlaşmalara dahil etmek için çaba sarf ediyoruz.
" Alvo, Teerã, Irã.
Hedef, Tehran, Iran.
IRÃ ESTÁ PRONTO PARA CONSTRUIR UMA BOMBA-N.
İRAN NÜKLEER BOMBA YAPMAYA HAZIR.
Irã e Iraque estão em guerra um com o outro.
Iran ve Irak'ta savaştayken,
Ela vai pensar que eu morri no Irã.
İran'da öldürüldüğümü sanacak.
Senhor, os turnos estão lutando como Irã e Iraque.
Efendim, vardiyalar İran ve Irak gibi savaşıyor.
Agora Aidan irá ¡ contar-te a dele e tu irá ¡ s rir e ele irà ¡ dizer algo auto-depreciativo.
Şimdi de Aidan'da sıra, kendini küçümseyen bir laf edecek ve sen de güleceksin.
Se nà £ o chamar-mos ajuda ela irà ¡ morrer.
Yardım çağırmazsak, ölecek.
Depressa... qual à © o recurso mundial que se Irã esgotar mais depressa?
Çabuk... Dünya'da en hızlı buharlaşan kaynak nedir?
Quanto mais tempo tiveres em abstenà § à £ o... mais irà ¡ s apreciar a razà £ o para o fazeres.
Kendini ne kadar uzun süre tutarsan, bunu yapma sebebinden o kadar zevk alacaksın.
Quando acordares amanhã £, irà ¡ s sentir-te melhor.
Sabah uyandığında, daha iyi hissedeceksin.
Tenho a certeza que conversar com ela sobre o seu filho nà £ o irà ¡ pÃr a sua anca em perigo.
Kadıcağızla oğlu hakkında sohbet etmenin, kalçasını tehlikeye atmayacağından oldukça eminim.
Com o teu cà © rebro, isso irà ¡ ser fà ¡ cil.
Senin soğan beyninle, bu gayet kolay olacak.
"Aquele que acreditar em mim, irà ¡ viver" "mesmo que ele morra."
"Bana inananlar, ölseler de yaşamaya devam edecekler."
Achas que nà £ o irà ¡ s fazer aquilo que eu tenho feito?
Benim yaptığımı yapmayacağını mı düşünüyorsun?
Um dia, irà ¡ s saber como à ©... tudo o que eu te disse e tu virá ¡ s à minha procura!
Bir gün, söylediğim her şeyin nasıl bir his olduğunu anlayacak, ve beni bulmaya çalışacaksın!
Mas, senhor eles também podem ir para a fronteira do Afeganistão. Ou do Irã.
Ama Afganistan sınırına, ya da İran sınırına da gidebilirler.
Toda a operação foi um teatro, na esperança de me convencer que o Irã estava violando o acordo nuclear.
Tüm operasyon bir tiyatroymuş. İran'ın nükleer anlaşmayı ihlâl ettiğine beni inandırmak istemişler.
O acordo com o Irã foi formalmente adotado. É política estabelecida.
İran'la yapılan anlaşma resmî olarak kabul edildi, kararlaştırılmış politika bu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]