Translate.vc / Portugais → Turc / Itis
Itis traduction Turc
376 traduction parallèle
- Ere, eo, is, it, imus, itis, eunt.
- Ere, eo, is, it, imus, itis, eunt.
Houve uma briga, e lá foi ele.
O katiller beni takip etti, ufak bir itiş kakış oldu, sonra da o uçtu.
Aproximem-se e comprem os vossos bilhetes!
İtiş kakış ve hokkabazlık. Onbeş dakika sonra! Gelin ve biletlerinizi alın.
É Push.
İtiş olayıydı.
Isso dá 6.000 meses, ou seja, 500 anos, a subir a montanha, a passar fome e sede.
Bu, dağlarda itiş kakış, açlık ve susuzlukla geçen 6000 ay ya da 500 yıl eder.
Fomos ao coração do navio, à sala de compressão.
Geminin kalbi olan yere gittik itiş motoruna.
Não sei. Tive de lutar a vida toda, mais valia ser pago para isso.
Ne bileyim, hayatım itiş kakışla geçti zaten.
Quando se rompem os suportes da câmara mortuária, a pedra deslizará por essa rampa até esta estância, e colocará um movimento de força que se estenderá por toda a pirâmide.
Mezar odasında, düzenek tetiklendiğinde... taş, şu rampadan kayıp bu odanın içine düşecek ve piramidin her tarafında yayılacak olan itiş kuvvetini başlatacak.
Essa pedra colocará em movimento todas as forças para lacrar a pirâmide.
O taş ise piramidi kapatacak tüm itiş gücünü başlatacak.
Pressionando para a frente é projectado para o futuro pressionando para trás, é projectado para o passado.
Öne itiş onu geleceğe gönderir. Geriye itiş de geçmişe.
A iniciar a retro propulsão.
- İlk itiş başlıyor.
Planos aerodinâmicos, coeficientes de impulso e resistência... equações de importância-propulsão, e todo o padrão da aviação moderna... se originaram aí.
Hava folyoları, kaldırma ve sürtünme katsayıları,.. ... ağırlık ve itiş gücü oranları, bunların tümü bu gün gerçek havacılığın temellerini oluşturuyor.
Não temos propulsão.
İtiş kuvvetimiz yok.
Se os elefantes pudessem nadar, seria um bom empurrão... e estaríamos de volta numa corrente do sul antes de...
Tabii filler yüzebilseydi. Tek bir iyi itiş ve biz bir anda güney akıntısına giriverirdik.
Agora, se ela desse um empurrão debaixo de nós, isso deveria fazer efeito.
Şimdi altımızdan bir itiş yaparsa bu yeterli olur.
Um... empurrão... aqui.
Bir itiş buradan.
Explique os nossos métodos de propulsão ao Sr. Cochrane.
Neden itiş yöntemlerimizi Bay Cochrane'e anlatmıyorsunuz?
Limpei a conduta de lixo radioactivo e o motor de impulso número 2.
Radyoaktif atık deliğini ve 2. itiş motorunu temizledim.
Está a voltar pelo respiradouro.
- Scott, Kaptan. İtiş havalandırmasına doğru ilerliyor.
Mantenha todo o impulso à ré contra a energia que os está a puxar.
Ters itiş gücü kullanın.
Com o máximo impulso contra a energia que nos puxa, seremos capazes de manter a energia total por apenas 16 horas.
Maksimum ters itiş gücüyle bile, sadece 16 saat tam enerji konumunda olabiliriz.
- Você arruinou a minha unidade de propulsão.
- İtiş birimini mahvettiniz.
Sr. Sulu, motor de impulso, factor de velocidade 0.037.
Bay Sulu, itiş gücü, hız faktörü 0,037.
- Impulso, Capitão?
- İtiş gücü?
Vamos todo o caminho a impulso?
Mesafeyi itiş gücüyle mi katedeceksiniz?
Continue a aplicar o impulso contrário à tracção.
Çekişe karşı itiş gerçekleştirin.
Scotty, canalize todo o impulso e energia de warp num impulso massivo para a frente. Isso podia tirar-nos daqui?
Tüm itiş ve Warp gücüyle ileriye bir hamle yapabilir.
Vamos aplicar toda a energia disponível num avanço para a frente na esperança de que isto nos arranque para fora da zona.
Elimizdeki tüm gücü ileriye doğru büyük bir itiş için kullanacağız bizi bölgeden çıkarması umuduyla.
Cortar a força de inversão?
İtiş gücünü kesmek mi?
Desviar a energia para os escudos, impulso em reserva, a cortar inversão a zero... agora!
- Güç kalkanlara veriliyor. İtiş güç yedekte. İtişi durduruyoruz... şimdi.
Temos energia de impulso, Scotty?
İtiş gücümüz var mı?
Sr. Scott, quanto tempo nos resta a 100 % de energia de impulso?
Scott, % 100 itiş gücü için ne kadar vaktimiz kaldı?
Enquanto não chega o combustível atômico!
Nükleer itiş gücü bulunana dek. Nükleer itiş gücü...
Não estou em condições para efectuar aterragem no EUROSEC.
EUROSEC'e inemiyorum. Bütün dikey itiş gücüm...
Todo o impulso vertical está em falha.
Bütün dikey itiş gücüm bozuldu.
A força de impulso ao solo será incontestavelmente suficiente.
İtiş gücü kesinlikle yeterli olacak.
Não empurrem na fonte.
Çeşmede itiş kakış yapmayın.
Nada de brincadeiras!
İtiş-kakış yok!
Alavancas de potência.
İtiş kolu.
Propulsionaram-nos com a explosão e aumentaram a velocidade para 804.
Patlamayı, hızımızı 804'e çıkarmak için yeterli itiş gücünü... vermekte kullandılar.
E se tentarmos os tubos de propulsão?
İtiş tüplerinin içi?
Propulsores : potência média.
İticiler, yarım itiş!
- Propulsor de emergência!
- Acil itiş motoru.
Retro-foguetes?
- Ters itiş roketleri.
Guido, queria saber que tipo de propulsão usaram para ultrapassar a velocidade da luz.
Guido, ne çeşit itiş gücüyle ışık hızını aşıyorsunuz? Geliştirilmiş iyon roketleriyle.
No meu caminho para ir estudar os dados da Voyager, e chegando ao Laboratório de Jato Propulsão ( JPL ) fui pensando que Júpiter nunca mais seria o mesmo.
Voyager verilerini incelerken jet itiş laboratuarına geldiğimde Jupiter'in asla aynı olmayacağını düşündüm.
Nas primeiras horas da manhã de 9 de Julho de 1979, em tempo real, nos monitores televisivos do JPL, começávamos a aprender algo sobre um mundo chamado Europa.
9 Temmuz 1979 sabahında, eş zamanlı Jet İtiş Laboratuarındaki televizyon ekranlarından Europa adlı bir dünyayı keşfetmeye başladık.
Aí, um conjunto de torres de retransmissão por microondas, transmite para um computador no JPL, onde os dados serão tratados.
Burada, alıcı telsiz kulelerinden Jet itiş laboratuarındaki bilgisayara gelip işlemden geçiyor.
Os Tumanskys atingem um excesso numa capacidade de 100 %.
Bu Tumanskylerin itiş gücü yüzde yüz fazla.
Fui obrigado a activar os rockets traseiros.
- Geriye itiş roketlerimi aktif hale getirmek zorunda kaldım.
Interruptor automático de descarga.
Anlaşıldı. Otomatik arka itiş şalteri.