Translate.vc / Portugais → Turc / Junuh
Junuh traduction Turc
119 traduction parallèle
Junuh pode derrotá-los de olhos fechados.
Junuh onları gözü kapalı yener.
Ele venceu 3 vezes seguidas.
Junuh sıralamada bunu üç kere kazandı.
O nosso era Rannulph Junuh.
Bizimki de Rannulph Junuh'dı.
Junuh encara a tacada mais difícil da história do golfe.
Bayanlar, baylar, Junuh golf tarihinin en zor vuruşunu yaptı.
Nunca o tinha visto jogar, pois foi antes de eu nascer mas diziam que Junuh iria tornar-se no maior golfista de todos.
Ben onu hiç seyredemedim. Ama Junuh'un bu ülkenin en iyi golfçüsü... olduğunu söylerler.
Junuh e todos na cidade acreditavam ser o destino deles levar os jovens de Savannah para a batalha.
Junuh ve kasabadaki herkes onun Savannahlı gençlerin... savaştaki lideri olacağını biliyordu.
Confuso, destroçado e incapaz de encarar uma recepção de herói Junuh simplesmente desapareceu.
Kafası karışmış ve yaralı halde... bir kahramanın karşılaşınına hazırlıksız halde... Junuh unutmayı,
Eu tinha 10 anos quando Junuh regressou.
Junuh eve geldiğinde on yaşındaydım..
Junuh podia derrotar os dois.
- Junuh ikisini de haklar.
Ele não acerta com um gato morto num saco.
Junuh ölü sincabı çuvala tıkamaz.
Que tal o capitão Junuh? - Quem?
- Ya Yüzbaşı Junuh?
- O capitão Junuh.
- Kim? Yüzbaşı Junuh.
- Junuh nasceu e foi criado em Savannah.
- Junuh Savannah'da doğdu ve büyüdü. - Kesinlikle!
- Desistiu do golfe. Esqueça Junuh, mesmo considerando que consigam encontrá-lo.
Rannulph Junuh'u unutun, nerede olduğunu bulabileceğinizi sanmıyorum.
Capitão Junuh?
Yüzbaşı Junuh?
Quanto é bêbado que chegue, capitão Junuh?
Peki, ne kadar sarhoş olmak yeterli olacak, - Yüzbaşı Junuh?
E eu carrego Junuh!
Ben de Junuh'u taşırım!
Invadindo, mas em missão urgente para a própria Savannah.
- Geçerken uğradım, Junuh. Ama aslına bakarsan Savannah'dan daha önemli bir şey yok.
Esta é uma oportunidade única na vida, Junuh.
Bu hayatta bir kere başına gelecek bir şans, Junuh.
Savannah precisa de você.
Savannah'ın sana ihtiyacı var, Junuh!
- Acho que sabes por que é que vim.
- Sanırım neden burada olduğumu biliyorsun, Junuh.
Achas que eu faria uma coisa dessas?
Bu işe yarar mı, Junuh?
Ora, que bom, Junuh.
İyi bari Junuh.
Espero não ter dado a impressão de que lamento por nós.
Umarım bundan bizim için ağladığım izlenimine kapılmazsın Junuh,
Não pediste de nenhuma maneira.
Hayır, kesinlikle istemedin, Junuh.
E foi assim, dizem, que Bagger Vance se tornou o caddy de Junuh.
Ve diyorlar ki, Bagger Vance nasıl Junuh'nin yardımcısı oldu.
Pois no que diz respeito a Junuh, acho que está tudo.
Junus işi bence olmayacak.
Sr. Rannulph Junuh.
Bay Rannulph Junuh...
O sr. Junuh venceu o Amador da Georgia aos 16 anos, tornando-se o mais jovem vencedor.
Bay Junuh Georgia Amatör'ü 16 yaşında kazanarak, bugüne kadar bu ödülü alan en genç kişi oldu.
O sr. Junuh voltou da guerra como herói condecorado com a medalha de honra por sobreviver a uma missão fatal em que a maioria...
Bay Junuh savaştan Onur Madalyalı, bir asker olarak döndü... Çünkü ölümcül bir görevi... şeyde...
Senhoras e senhores Bobby Jones, Walter Hagen, e o nosso Rannulph Junuh!
Bayanlar ve baylar, Bobby Jones, Walter Hagen... ve bizden Rannulph Junuh!
Vai precisar destes sapatos, sr. Junuh?
Gittiğiniz yerde bu ayakkabılar ihtiyacınız olacak mı Bay Junuh?
Vim ver Rannulph Junuh.
Ben Rannulph Junuh için geldim.
Veio de Nova York para ver Junuh?
Ta New York'tan Junuh'ı görmek için mi geldin?
Vi Junuh jogar uma vez, depois ele desapareceu.
Junuh'ı bir kere seyrettim Sonra ortadan kayboldu.
Vai-te a eles, Junuh!
Ez onları, Junuh! Yakala!
Deus te abençoe, Junuh!
Tanrı seni korusun, Junuh!
- Vai-te a eles, Junuh! - Acaba com eles!
- Junuh, onları cehenneme yolla!
Creio que estavas interessado em ser caddy dianteiro do sr. Junuh.
Junuj'un baş yardımcısı olmaya talipmişsin diye duydum.
Assim que terminares de limpar os sapatos do sr. Junuh vamos tirar as medidas ao campo.
Sanırım Bay Junuh'ın ayakkabılarını temizlemek istersin. Sen işine bak bizim sahada bazı ölçümler yapmamız lazım.
Junuh sabia que, para ter alguma hipótese no torneio ele seria obrigado a entender-se com seus demónios.
Junuh biliyordu ki bu turnuvada bir şansı olması için, içindeki iblislerle yüzleşmesi lazım.
E a única questão que o aborrecia era saber qual demônio o irritava mais :
Junuh'ın aklındaki soruysa, hangi iblisin işi zorlaştırdığıydı :
Acha que Junuh pode ganhar?
Sence Junuh kazanabilir mi?
Olá, sr. Junuh.
- Merhaba, Bay Junuh. Nasılsınız?
Em virtude do sorteio o sr. Jones será o primeiro o sr. Hagen, o segundo e, depois, o sr. Junuh.
Çektiğimiz kuraya göre ilk vuruşu Bay Jones yapacak, Bay Hagen ikinci, ve sonra da Bay Junuh.
Junuh fez um bom "drive" e tive a certeza de que estava bem lançado.
Junuh başarılı bir açılış vuruşu yaptı, emindim ki böyle devam edecekti.
E Junuh? Bom, até hoje não consigo pensar naquilo sem estremecer.
Ve Junuh, şimdi bile aklıma geldikçe ürküyorum.
As coisas piorariam muito se não fosse a tacada de Junuh no sexto.
Eğer Junuh'ın 6. vuruşu olmasaydı, daha fena olacaktı.
Junuh Vence Clássico de Amadores
Tee'lerin Titanic'i.
Junuh vai jogar.
Junuh oynayacak.
Ao fim de 5 buracos, Junuh estava 5 tacadas atrás...
Beşinci delikten sonra, Junuh beş vuruş geride... ve daha 67 delik var.