English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Kettle

Kettle traduction Turc

78 traduction parallèle
Sr. Blake, apresento-Ihe Homer Kettle, o meu ajudante.
- Elbette Bay Blake, size asistanım Homer Kettle'ı tanıştırayım
Esse, Chivinton e seu bando... certa manhã foram até a aldeia de Cabeleira Preta.
Sonra... Chivington ve gönüllüleri Bir sabah erkenden Black Kettle'ın köyüne saldırıp,..
Monahseetah era filha do Cabeleira Preta. Era a sua filha menor. Ela viu seus pais morrerem fuzilados.
Monahseetah Black Kettle'ın en küçük kızıydı Annesi ve babasını vurulurken gördü,..
Na altura, Sr. Kettle, pareceu uma confusão normal, mas quando a Lucy chegou a casa e viu que a Mildred ainda não tinha chegado, começámos a ficar preocupados.
Şey, en başta bay Kettle, basit bir karışıklık gibi göründü. Daha sonra, Lucy eve gidip de Mildred'in halen gelmediğini görünce, endişelenmeye başladık.
- Posso oferecer-lhe uma, Sr. Kettle?
Size de sunabilir miyim bay Kettle?
O perito dos seguros acha que tenho uma namorada.
Anlayacağın, Kettle, sigorta müfettişi bir sevgilim olduğunu sanıyor.
Foi o senhor que se enganou, como lhe disse há seis anos.
Siz kendinizi kandırdınız bay Kettle. Bunu size altı yıl önce söyledim.
mãe de Thorkel Braggart, que matou Gudmund, o Poderoso, que conhecia Howal, filho de Geernon, filho de Erik de Valdalesc, filho de Arval Gristlebeard, filho de Harken, que matou Bjortguaard em Sochnadale, na Noruega, por causa de Cudreed, filha de Thorkel Long, filho de Kettle-Trout, meio filho de Harviyoun Meio-troll, pai de Ingbare, o Bravo, que, com Isenbert de Gottenberg, filha de Hangbard, o Feroz...
Gudleif'in oğlu, Thorgier'in üvey kardeşi Ljosa Water rahibi, Thurunn'u eş alan Thorkel Braggart'ın annesi, Güçlü Gudmund'un katili Howal'ı tanıyan, Geernon oğlu, Valdalescli Erikoğlu Arval Gristlebeard oğlu, Harken oğlu Bjortguaard'ı Norveç Sochnadale'de Cudreed'de öldüren Thorkel Long kızı, Kettle-Trout oğlu Harviyoun Half-troll'un üvey oğlu, Cesur Ingbare'in babası Kızgın Hangbard'ın kızı Gottenbergli Isenbert ile...
Khaki, king, kettle, Koweit, Bolégio Keble de Oxford.
Kedi, kral, keriz, Kuveyt, kibir, büzel kız.
Vamos ver se podemos encontrar aos agricultores.
Hadi anne ve baba Kettle'ı bulalım.
O chefe Cheyenne, Chaleira Negra acha que ela näo resistiu o suficiente.
Seyen Sefi, Siyah Kettle yeteri kadar direnmedigi için izi koymus.
A chaleira já deve estar a ferver.
Kettle suyu kaynamış olmalı.
No dia em que uma mulher me vier dar lições de polícia...
- Ha! Ma Kettle'dan polislik dersleri aldığım gün...
Vamos colocar água na chaleira.
Hadi şu kettle'ı açalım.
Este é o Edgar Kettle.
İşte Edgar Kettle.
Vai pôr a cafeteira ao lume.
Git kettle`i ac.
"hey. that's the pot calling the kettle taupe."
Söyleyene de bak.
O seu rasto vai levar-nos a um ninho de comunistas... isto vai fazer os Rosenbergs parecerem a mãezinha e o paizinho Kettle.
O bizi öyle bir komünist yuvasına götürecek ki Rosenberg'ler yanında masum görünecekler.
Kettle Chips.
Kavrulmuş cips.
Terry enquanto fazes isso, pega na panela.
Terry... Bunları yaparken, kettle'ı açık tut, biz de kahve içelim.
A kettle.
Bir çaydanlık.
Levem-nos a Black Kettle.
Onları Kara Kazan'a götürün.
Acampamento de Black Kettle, Sand Creek, Colorado
Kara Kazan'ın Kampı Sand Creek, Colorado
Black Kettle pede um conselho.
Kara Kazan, görüşmek istiyor.
Black Kettle, tenho a honra de lhe apresentar a bandeira dos Estados Unidos.
Kara Kazan, size Birleşik Devletlerin bayrağını takdim etmek... -... benim için büyük bir onurdur.
Então, Black Kettle chamou pelos jovens que ficaram para trás procurando búfalos.
Artık Kara Kazan, geride kalan genç savaşçılara bizon aramaları çağrısını yaptı.
Dog Star tinha ouvido como os Facas Longas tinham quebrado a promessa de paz de Black Kettle.
Köpek Yıldızı, Uzun Bıçakların Kara Kazan'ın barış sözüne nasıl karşılık verdiğini duymuştu.
Margaret Light Shines tinha seguido o povo de Black Kettle no seu deambular.
Margaret Işık Parlar, Kara Kazan'ın göçebe hayatı süren halkını izledi.
Ouçam amigos, tenho uma ideia
Harika. Buna şaşmamalı. Ma ve Pa Kettle.
- Tem "Kettle One"?
- Kettle One var mı?
Sinto-me como o Pa Kettle.
Pa Kettle gibi oldum.
Enche a cafeteira e vamos beber um chá.
Sen şu kettle'a bir su koy da kahve içelim.
BEM-VINDO A DEVIL'S KETTLE VEJA O QUE É COZINHA
DEVIL'S KETTLE'A HOŞGELDİNİZ GELİN KONUĞUMUZ OLUN
"Devil's Kettle" parece horrível, eu sei, mas é apenas o nome de uma cascata.
Şeytanın Kazanı korkunç bir isim, ama kasabamızdaki şelalenin adı bu.
Gostava que tivéssemos mais tipos assim em Devil's Kettle.
Keşke bizim kasabada da böyle tipler olsa.
Porque quiseste vir tocar aqui tão longe, a Devil's Kettle?
Neden konser vermek için ta buralara kadar geldiniz?
- Devil's Kettle!
- Devil's Kettle!
Este é um dia muito, muito negro para Devil's Kettle.
Bu, kasabamız için çok, ama çok acı bir gün.
Basta uma pessoa morrer em Devil's Kettle, e parece que o tempo pára.
Biri öldü mü sanki kasabada zaman duruyor.
E ouvimos Low Shoulder, a banda local... que se tornou em heróis improváveis em Devil's Kettle a noite passada.
Low Shoulder'ı dinledik. Grubun üyeleri dün gece Devil's Kettle'da yaşanan faciada kahraman oldular.
O número de mortes aumentou num terrível fogo... que destruiu um famoso clube nocturno local em Devil's Kettle a noite passada.
Dün gece Devil's Kettle'da çıkan korkunç yangın bir gece kulübünün yıkılmasına ve birçok insanın ölümüne sebep oldu.
O país inteiro estava excitado com a tragédia de Devil's Kettle.
Kasabamızda olanlar ülke genelinde birçok insanı heyecanlandırmıştı.
"Estamos aqui esta noite para sacrificar o corpo de" -
"Bu gece Devil's Kettle'lı..."
"Estamos aqui esta noite para sacrificar o corpo da Jennifer de Devil's Kettle".
"Bu gece Devil's Kettle'lı Jennifer'ı kurban etmek için toplandık."
Por todo o Devil's Kettle, a rapaziada preparava-se para o baile... ignorando que um pobre desgraçado... estava prestes a tornar-se carne para Satanás.
Kasabamızın gençleri parti için hazırlanıyordu. Zavallı bir delikanlının Şeytan'a kurban gideceğini bilmiyorlardı ki.
Quem é o preto exemplar agora?
Kettle Pot denen zenci şimdi kim bakalım?
Sei que todos os anos há uma nova tendência de exercício mas nada se compara às Kettle Bells.
Her sene yeni bir yüksek teknoloji ürünü egzersiz aletinin çıktığını biliyorum ama hiçbiri giryalarla kıyaslanamaz.
Claro que as Kettle Bells não são uma tendência.
Giryaların geçici bir akım olmadığı açıkça görülüyor.
- Oh, outra vez?
- Beyefendiye bir Kettle One...
- É a cafeteira.
- Kettle burada.
Acampamento de Black Kettle Río Washita
Kara Kazan'ın Kampı Washita Nehri

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]