Translate.vc / Portugais → Turc / Lexus
Lexus traduction Turc
166 traduction parallèle
Hoje vamos levar o Lexus novo ao funeral das tias Patty e Selma?
Patty ve Selam teyzenin cenazesine yeni Lexus'la mı gideceğiz?
Um carro "Lexus".
Bir Lexus araba.
Fique por aqui e está a guiar um Lexus novo em menos de nada.
Bize takıl, kısa bir süre sonra yepyeni bir Lexus sürüyor olacaksın.
Cinco Rolex davam-me para um Lexus descapotável.
5 Rolex'le, üstü açık Lexus alabilirim.
- A Lexus não faz descapotáveis.
- Lexus'un üstü açıkları yok.
- O descapotável é do Infiniti.
- Infiniti'nin var, Lexus'un yok.
Vou comprar um Lexus descapotável de cada cor.
Üstü açık Lexus filosu alacağım.
Já te disse que a Lexus não faz descapotáveis.
Lexus'un üstü açığı yok.
Aposto um Lexus em como fazem.
Bir Lexus'a iddiasına girerim ki var.
A Lexus faz este modelo?
Lexus'un bu modeli var mı?
A Lexus não tem descapotáveis.
Lexus convertible yok. Sadece İnfiniti.
Conduzia um Lexus.
Lexus sürüyormuş.
Trata-se de um miúdo que acabou de comprar um Lexus de $ 60,000.
Düşünün, bu çocuk 60 bin dolara Lexus marka araba aldı.
Homem do Lexus!
Lexus adam!
Acho que Lois II e eu iremos ao meu trabalho... e faremos uma visita ao Lexus do Sr. Jackson.
Sanırım ben ve Lois II işyerime doğru gidip Bay Jackson'ın Toyota Lexus'unu ziyaret edeceğiz..
Nós, os 63 %, vamos pensar : "Ei, ninguém está vigiar o concessionário da Lexus."
Bazı kişiler yalnızca doğduğunuzda, küçükken, mükemmel olduğumuzu söylerler. Ayrıca kan ve plasenta içinde doğarsınız. Kimse bu nostaljiyi hatırlamak istemez, nedense.
O senhor tem um Lexus preto?
Siyah bir Lexus mu kullanıyorsunuz?
Ouve-se falar do " "Lexus" ".
Anlarsın ya, hep duyarsın, "Lexus."
Lexus.
Lexus.
O cabrão conduz um Lexus, foda-se.
HeriF bir Lexus kullanıyor.
- Um Lexus 430LS.
- Bir Lexus 430 LS.
- É um Lexus.
- O bir Lexus.
- Toyota, Lexus, vai dar ao mesmo.
- Evet, Toyota, Lexus, aynı şey.
Tem de ser um Lexus.
Lexus'un izleri olmalı.
O Lexus parou ali.
Lexus orada durdu.
A porra das contas do Lexus, as fotocópias.
Lexus ücretleri, fotokopiler.
Sim, um Lexus prateado.
Evet, gümüş renkli bir Lexus.
Queríamos pendurar o cenário de veludo, com o Lexus e os pit bulls, mas ainda está na limpeza a seco.
Üzerinde Lexus ve birkaç pitbul köpek olan kadife bayrak asmak istedik ama hâlâ kuru temizlemecide.
Você, no Lexus prateado, abrande.
Gümüş Lexuslu sürücü, yavaşla.
Um tipo chamado Buddy Rydell deixou este cartão no que restou do meu Lexus!
Buddy Rydell diye biri Lexus'umdan geri kalanların üstüne kartvizitini bırakmış!
A dgv diz que anda num lexus descapotável novinho em folha.
Ehliyet kayıtlarında yepyeni üstü açılabilen bir Lex kullandığın yazıyor.
Sim, sabes, eu podia ter um Lexus de edição dourada.
Evet, bilirsin, Gold sürümü bir Lexus alabilirdim.
Eu gostava mais de um Lexus.
Lexus daha iyi olurdu.
Algo sobre um Lexus?
Lexus'la ilgili bir şey mi?
Era ele naquele Lexus dourado, no telemóvel.
Aitn renkli lexus'ta cep telefonuyla konusan oydu.
- Tem duas bolsas Fendi e um Lexus.
- 2 Fendi çantası ve bir Lexus'u var.
- Compraste um Lexus?
- Kendine yeni Lexus almışsın.
Comprei um Lexus a prestações.
Özel sipariş Lexus.
Podes pegar na porcaria do teu Lexus e ir para o México, se quiseres.
Arabana bin ve istersen Meksika'ya git.
Será que vi a Kaitlin sair com o Lexus?
Az önce Kaitlin'i Lexus sürerken mi gördüm?
Vejo que alguém estacionou um Lexus novo no teu lugar.
Park yerinizde yeni bir Lexus var.
Conta o teu dinheiro e lava o teu Lexus.
Paranı say ve Lexus'unu yıka.
Comprei-lhe um Lexus.
Lexus aldım.
Pois, mas parece que vais comprar um Lexus novo à tua namorada.
- Sevgiline Lexus alıyorsun.
Já encontraste o Lexus que te pedi?
Sana sorduğum Lexus'u buldun mu?
- Como foi o teste do laboratório?
Senin Lexus nasıI?
" E teremos sempre o Lexus encarnado, de dois lugares...
" Ömrümüzün sonuna dek,'Chuck ve Cindy'plakalı...
"com uma matrícula que dirá : 'Chuck e Cindy'."
"iki kırmızı Lexus'umuz olacak."
- Que tal é conduzir o Lexus?
- Lexus nasıl?
- Presumo que tenhas um Lexus.
Sende Lex var sanıyorum.
Levo o Lexus.
Lexus'la.