Translate.vc / Portugais → Turc / Lime
Lime traduction Turc
383 traduction parallèle
Deviam ser enforcados e esquartejados.
Onlar asılmalı, boğulmalı ya da lime lime edilmiş olmalıydılar.
Todo cortado.
Etleri lime lime oldu efendim.
- Partam-lhe os ossos.
- Kemiklerini kıralım. - Lime lime edelim.
O nome era Lime.
İsmi Lime idi.
Harry Lime.
Harry Lime.
Martins estava falido e Lime ofereceu-lhe uma espécie de emprego.
Martins meteliksizdi ve Lime birlikte iş yapmak için ona teklifte bulunmuştu.
- O nome dele? - Lime.
- Onun ismi nedir?
Harry Lime.
- Lime. Harry Lime.
O Sr. Lime.
Bay Lime'nin.
Um homem chamado Lime.
Lime olarak tanırdık.
- Amigo do Lime?
- Lime'ın arkadaşı mıydın?
- Ouviu falar do Harry Lime?
Gerçekten mi? - Harry Lime'ı duymuş muydun?
Era um amigo do Harry Lime.
Evet? Ben Harry Lime'ın bir dostuyum.
- Conhecia bem o Sr. Lime?
- Bay Lime'ı tanıyor musunuz?
- O Sr. Lime?
- Bay Lime mi?
Quem costumava visitar o Sr. Lime?
Bay Lime'ı kimler ziyaret ederdi?
Eu era um amigo do Harry Lime.
Ben... Harry Lime'ın dostuyum.
Suponho que não lhe interesse saber que o Harry Lime foi assassinado.
Sanırım Harry Lime cinayeti de seni ilgilendirmiyor.
Não estou interessado em saber se um gangster como o Lime foi morto pelos seus amigos por acidente.
Lime'ın kazayla ölmesi ya da bir cinayete kurban gitmesi beni hiç ilgilendirmiyor.
Por favor, podia dizer que sou um amigo do Harry Lime?
Lütfen Harry Lime'ın arkadaşı olduğumu söyler misiniz?
- Éramos ambos amigos do Harry Lime.
- Harry Lime ile ben ikimiz çok iyi dosttuk.
Sra. Schmidt, tinha uma relação íntima com o Lime, não tinha?
Bayan Schmidt, Lime ile çok yakındınız, öyle değil mi?
É onde um monte de amigos do Lime costumava ir.
Orası Lime'ın arkadaşlarının genellikle gittiği bir yerdir.
Arranje-me o ficheiro do Harry Lime e um whisky para o Sr. Martins.
Bana Harry Lime dosyasını getir ve Bay Martins'e bir viski ikram et.
Esse foi o crime que o Harry Lime organizou.
Bu işi organize edenlerin içinde Harry Lime da vardı.
Ele trabalhava para o Lime e ajudou a roubar o material dos laboratórios.
Lime için çalışıyor ve ilaçların çalınmasına yardım ediyordu.
Forçámo-lo a dar-nos a informação que nos conduziu ao Kurtz e ao Lime.
Bizimle çalışması için onu ikna ettik. Bize Kurtz ve Lime hakkında bilgi sağlıyordu.
- Costumava trabalhar para o Harry Lime.
- Harry Lime için çalışırdı.
- Quando viu o Lime pela última vez?
- Lime'ı en son ne zaman gördün?
- Diga-me onde o Lime está.
- Bana Lime'ın nerede olduğunu söyleyin.
Pedi à sua gente para ajudar com o Lime.
Sizinkilerden Lime konusunda yardım istedim.
Estou a começar a conhecer o Lime.
Lime'ı yeni tanımaya başladım.
Todas as crianças aqui são o resultado da burla do Lime na penicilina.
Lime'ın suçlarının sonucunda hastalanan bütün çocuklar burada yatıyor.
Deram-lhe alguma penicilina do Lime.
Lime'ın penisilinlerinden vermişler.
Rapaz insolente, corto-te às fatias.
Küstah çocuk! Seni lime lime edeceğim!
O teu está velho.
Seninki lime lime olmuş.
- Farei-lhe pedaços.
- Onu lime lime edeceğim.
Vai. Eu faço-o em pedaços.
Onu lime lime doğrayacağım.
Deve ter tido pesadelos, pois rompeu o sofá todo com as esporas.
Herhalde kabus gördü. Koltuğu mahmuzlarıyla lime lime etmiş.
Vou-te mandar esquartejar em pedaços tão pequenos que nem os abutres os encontrarão.
Seni öyle lime lime ettireceğim ki parçalarını akbabalar bile bulamayacak.
"Vivo áspera toda a hora"
"... lime lime elbiselerim! "
Duas cervejas com lima e duas cervejas com lima, se faz favor.
Two lagers and lime and two lagers and lime, please.
Você joga a bola : nós dividimos consigo.
Kurallara uygun oynayın yoksa lime, lime ederiz.
Mas vamos dar cabo da tua escola, incluindo todos os seus malditos livros!
Ama senin şu okulunu lime lime edeceğiz. Bütün o lanet olasıca kitaplarla birlikte!
Só ficaram os farrapos.
Hepsi lime lime olmuş.
Um homem morre... despedaçado literalmente... em pleno centro de Londres.
Adam abartısız lime lime doğranmış hem de Londra'nın tam ortasında.
Vou cortar-te toda.
Şimdi seni lime lime edeceğim. Çık dışarı!
- Lime também a mira.
- Görüş alanın çok düşer.
Os outrora orgulhosos gigantes financeiros, jazem em ruínas, despojados dos seus bens,
Bir zamanların mağrur devleri, yıkıntılar içinde yatıyordu. Mal varlıkları ellerinden alınmış... poliçeleri lime lime edilmişti.
Vou tirar-te o couro fora, ao pontapé.
Derini lime lime yüzeceğim.
E depois? - Eles ainda nos massacrariam.
- Bizi lime lime ederler.