English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Limites

Limites traduction Turc

4,364 traduction parallèle
A única coisa que fizemos foi manter-nos nos limites.
Tek yaptığımız şey sınırı aşmamaktı.
Existem limites.
Sınırlarımız var.
E depois de tudo aquilo de me deixar abrir o coração para si, agora quer falar de limites?
Bütün bunlardan sonra da içimi sana dökmeme izin verdin. Şimdi de bana sınırlardan mı bahsetmek istiyorsun?
Pompeia está estritamente fora dos limites.
Pompeii'nin sınırları kapalı.
A área inteira está fora dos limites.
Tüm bölgenin sınırları kapalı.
Talvez ele tenha limites dos quais não passe.
Geçmediği sınırları olabilir.
E quais os limites que não me deixarias ultrapassar.
Ve geçmeme izin vermeyeceğin çizgiyi de.
"Circle William", estabeleça limites.
Giriş çıkışları sınırlandırın.
Não passem dos limites.
Kimse bölme dışına çıkmasın.
- Até eu tenho os meus limites.
- Benim bile sınırım var.
A 22ª emenda da vossa Constituição impôs os limites dos mandatos presidenciais, mas só foi aprovada pelo vosso Congresso em 1947, e só foi ratificada pelo número necessário de estados americanos em 1951...
Bak sizin anayasanızın 22. maddesi başkanlık süresini tanımlar ama bu kongreniz tarafından 1947'ye kadar onaylanmamış ve 1951'e kadar gerekli sayıda Amerikan eyaleti kabul etmedi.
Passou todos os limites, Henry.
Tüm sınırları ihlal ettin Henry.
O rapaz não tem limites.
Bu çocuğun hiç sınırı yok.
- O ponto é, preciso estabelecer limites.
Siz değilsiniz. Sizler harikasınız. Mesele şu ki, sınırları koymam lazım.
Ela passou dos limites desta vez.
Bu sefer haddini gerçekten aştı.
Ultrapassando os limites do estilo...
Stilde sınırları zorluyoruz.
Precisamos de estabelecer alguns limites pessoais.
Bazı kişisel sınırlar belirlememiz gerekecek.
- Estradas secundárias dentro dos limites.
- Otobana çıkmayın, sürat yapmak yok...
Sabia quando não devia passar dos seus limites.
Boyunu aşan şeyleri gayet iyi biliyordu.
As crianças precisam de limites.
Çocuklar sınırları gerekir. Evet.
Mas tenho limites, detetive Linden.
Ama benim de bir sınırım var, Dedektif Linden.
Estás a passar dos limites, Booth.
Çizgiyi çok aştın, Bones.
Até mesmo o meu poder tem limites.
Benim gücümün bile sınırları var.
Estes estrangeiros... A ganância deles não tem limites!
Yabancılar gerçekten açgözlü
O "Olympia" está fora dos limites.
Olympia yasak bölge.
A guerra levou-nos a todos, para além dos nossos limites.
Savaş hepimizi geriyor.
Leiam a história desse homem, Gilgamesh, um herói nascido em Uruk, que passou por todo o tipo de sofrimento, que atravessou o oceano, o mar alto, até ao levante, que inspecionou os limites do mundo, em busca da vida eterna.
Gılgamış isimli bu adamın hikayesini okuyun Uruk'ta doğmuş, her türlü cefayı çekmiş bu kahramanın hikayesini. Okyanusları, engin denizleri geçtiği, gündoğumuna ulaşmaya çalıştığı ebedi hayatı arayışında, dünyanın sınırlarını yokladığı.
E poderá haver outro problema : somos, até certo ponto, prisioneiros do nosso próprio momento no tempo e dos limites da nossa tecnologia.
Bir sorun daha var bizler bir ölçüde kendi zamanımıza ve teknolojimizin sınırlarına hapsolmuş durumdayız.
Mas se a nossa inteligência é a única vantagem, temos de aprender a usá-la melhor, a aguçá-la, a entender os seus limites e deficiências.
Ama tek ayırt edici özelliğimiz zekamız ise onu daha iyi kullanmayı da öğrenmeliyiz. Onu geliştirmeliyiz. Sınırlarını ve kusurlarını anlamalıyız.
Não quis passar dos limites.
Haddimi aşmak istememiştim.
Eles vão até ao limite. Limites sociais, limites sexuais.
Sosyal, seksüel sınırları zorlarlar.
Teste de aptidão : fora dos limites.
Yetenek testi normallerin çok üzerinde.
Agora passaste dos limites.
Şimdi başın belada.
Suponho que eles não são muito rigorosos sobre limites de velocidade, Agente Silva?
Ben sanmıyorum Onlar Ajan Silva, burada hız limitleri hakkında çok sıkı?
Disse-lhes que não tens conceito... de espaço pessoal ou limites. Disse que scaneaste as minhas bolas... e que raptaste um DRN de um hospital, e causaste danos de milhões de dólares.
Özel hayat kavramın veya sınırının olmadığını, hayalarımı taradığını hastaneden bir DRN'i kaçırıp milyonlarca dolarlık hasara sebep olduğunu söyledim.
Isto já passou todos os limites.
Hiçbir şeyin karşısında duracak halim kalmadı.
E levou-as até os penhascos nos limites da sua propriedade.
Onları senin varlığının kıyısına götürdü.
Não existem limites para ti se não os impuseres.
Senin için hiçbir limit yok tabii kendini sınırlamadığın sürece.
Eu li a autobiografia do seu CEO, Charles "Chamem-me de Chuck" Hammond, e ele é desse tipo, que cita Sun Tzu, não fazer prisioneiros, de executivo corporativo que qualquer um espera que ultrapasse todos os limites da decência moral.
CEO'sunun otobiyografisini okudum, Charles "Bana Chuck Diyebilirsiniz" Hammond alıntı yapmanın Sun Tzu'su gibi, yöneticilerini esir almıyor ancak birisi bütün ahlaki sınırları yoksaymış olabilir.
Creio que qualquer malandrice que se faça em Vegas como que fica nos limites da cidade, sabias?
Vegas'ta nasil bir haylazlik yaparsan yap bu sehrin sinirlari içinde kaldigini anladim sanirim.
Mas mantenho alguns limites, porque no fim do dia, eles têm um trabalho a fazer, e sou o chefe.
Fakat ben mesafemi korumuştum çünkü günün sonunda onların bitirmeleri gereken bazı işler olurdu. Ben de patronum.
Passei dos limites.
Çizgiyi aştım.
Eu passei dos limites, e lamento.
Ölçüyü kaçırdım, kusura bakma.
- Moram nos limites da cidade.
- Hepsi şehir sınırları içinde yaşamış.
A nossa nação tem morto pessoas com drones, prende gente sem o devido processo legal, e, sim, tem espiado o próprio povo sem causa ou limites e em violação à nossa constituição.
Ulusumuz elinde uzaktan kumanda olan insanlar tarafından suikaste uğruyor. Haklarına aykırı şekilde insanları tutuyor. Ve evet, kendi insanını gözetliyor.
Foste muito além dos limites da nossa doutrina.
Öğreti krallığımızdan başka bir yöne gittin.
Não, mas um tipo estranho sem limites talvez fizesse isso. Isso é um assunto à parte.
Hayır ama sınır bilmeyen garip bir adam diyebilir.
Mas saber onde estabelecer limites é o que mais importa, e lamento que eu... Que tenha ultrapassado esse limite com o Alak.
Ama belirlediğin sınır çok önemlidir ve maalesef ben Alak'ı yetiştirirken o sınırı aştım.
A sua generosidade não tem limites.
Cömertliğiniz sınır tanımıyor.
O Almirante forçou os limites e estilhaçou o eixo.
Amiral sınırını zorladı, bu da dingili parçaladı.
A minha vida pessoal está fora dos limites.
Özel hayatım sınır dışı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]