English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Lister

Lister traduction Turc

125 traduction parallèle
Ao Dr. Listery ao Louis Pasteur. E ao Madame Curie.
Dr. Lister ve Louis Pasteur ve Madame Curie.
O Promotor Público James Lister morreu numa explosão de um carro... pertencente ao Ministro do Comércio Bailey ao sair da propriedade deste.
Bölge Başsavcısı James Lister, Ticaret Bakanı Christopher Bailey'in Long Islan'daki evinden ayrılırken, Bakanın arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucunda yaşamını yitirdi.
Lister, morto na explosão, deveria prestar declarações em Washington, na Quinta-feira, perante o Senado.
Patlamada ölen Bay Lister'ın Perşembe günü Washington'da Senato kurulu önünde ifade vermesi bekleniyordu.
Mr. Gold, tem conhecimento que o Promotor Público Lister é a segunda testemunha do Escândalo Bailey a morrer de repente.
Bay Gold, bildiğiniz gibi Bölge Başsavcısı James Lister Bailey Skandalında böyle vahşice öldürülen ikinci tanık oluyor.
Os únicos sobreviventes foram Dave Lister, que se encontrava em animação suspensa durante a catástrofe, e a sua gata prenhe, que ficou presa no porão.
Hayatta kalanlar : Dave Lister ( facia sırasında hayati fonksiyonları durdurulmuştu ), ve onun ambarda güvenli bir şekilde mühürlenip, muhafaza edilen hamile kedisi.
Reanimado 3 milhões de anos depois, Lister tem como únicos companheiros uma forma de vida desenvolvida a partir da sua gata e Arnold Rimmer, um holograma de um dos tripulantes falecidos.
Lister üç milyon yıl sonra canlandırdı, yoldaşları : kedisinden evrilen bir yaşam formu ve Arnold Rimmer, bir hologram ölü mürettebattan birinin simülasyonu.
Excelente plano, Lister.
mükemmel plan, Lister. mükemmel plan.
Se tirares cinco, Lister, atiro os restantes borda fora.
Beş tane alırsan ben de geri kalan tüm stoğu Geminin havalandırmasından uzaya bırakırım. Ha, ha, ha.
Nunca os encontrarás.
Asla bulamayacaksın, Lister.
Espero que te divirtas, Lister.
Umarım harika vakit geçirirsin Lister.
- Lister, a minha tabela de estudo?
- güncellenmiş çizelgem nerede?
- Lister, a minha tabela de estudo?
- zaman çizelgem nerede Lister?
Vais guardar estes cigarros antes que ele apareça.
O Sigaraları Lister dönmeden geri koyuyorsun.
Lister!
- LISTER!
Lister, se queres brincar com a morte, não me importo, mas não poluas as minhas ondas sonoras.
Ölümle aşık atmak istiyorsan sen bilirsin, Ama benim ses dalgalarımı zehirleme.
Ela tinha a mania, Lister.
Tanrım, kolunda bir çip vardı.
- Estamos a discuti-lo, Lister.
Zaten tartışıyoruz Lister.
- Bem, Lister...
- bak, Lister...
Esqueceste-te do código de cores.
Lister, renk kodlarını unutuyorsun.
Mas ele já não está aqui, e nós estamos, Lister.
Şu an burada değil Lister, ama biz burdayız.
É uma ameaça, Lister?
- bu bir tehdit mi, Lister?
Para todos os efeitos, Lister, "muito bem" não é uma ameaça.
Aslında "0K" teknik olarak Bir tehdit değildir.
- Deixa-te de tretas, Lister.
Aklını başına al Lister.
No dia em que isso acontecer, Lister, o Diabo vai de patins para o trabalho.
O gün geldiğinde, Lister, Şeytan işe buz pateni yaparak gidecek.
Lister, toca a levantar, seu preguiçoso!
Lister! Haydi kalk, El Slotho. Kımılda!
Há horas que estou a pé, Lister.
Dört saattir ayaktayım ben. Bir kii bir kii
Toca a levantar!
Egzersiz Lister!
Devo ter dormido mal Não tenho tempo para isto.
Uyuma şeklim yüzünden olmalı. AAhah, buna vaktim yok, Lister nerede?
O Lister? Essa informação é confidencial.
Bu bilgi gizlidir.
Onde está o Lister?
- Benim!
Não quero o teu peixe, gato idiota.
Senin balığını istemiyorum aptal kedi. Lister nerede?
Onde está o Lister, esse verme? Lister, Listy, Listy...
Nerede bu küçük solucan, Lister? Lister?
Eu sei que estás aqui.
Burada olduğunu biliyorum Lister.
Onde estás a escrever, Lister?
Neyin üzerine yazıyorsun?
Isto são conceitos básicos de Engenharia, Lister.
- Bunlar temel bilgiler.
O que é isto, Lister?
Lister, o nedir?
Estás metido até ao fundo num sarilhos dos grandes, Lister.
Korkarım ki başın Cidden belada Lister.
Diz antes : "Nunca há-de passar, senhor".
Asla geçemeyeceksin, Bay Lister, efendim.
- Foste tu que fizeste isso?
- Lister, onu sen mi yaptın?
- Está tudo a correr bem, Lister?
- ee, Lister, her şey yolunda mı?
Não há necessidade de estudares para passar o exame, Lister.
Sınava girmek, başarmaya çalışmak. Buna gerçekten hiç gerek yok Lister.
Mas não há necessidade alguma de andarmos às turras, Lister.
Demek istediğim, bu şekilde kavgalı olmamıza gerek yok.
- Ora, Lister...
0h, come on.
Lister, que barulheira é esta?
- 0ooooh! Lister, Titan aşkına bu gürültü de ne?
É só isso, Lister?
Bu mudur?
Onde está o Lister?
Lister nerede?
- Lister?
- Lister nerede?
Estás mesmo a levar isto a sério, Lister?
Bu konuda ciddisin, değil mi?
Ouve, Lister...
Lister...
Esta tensão entre nós é uma parvoíce.
Lister, aramızdaki bu gerginlik çok aptalca.
Estou a dizer que com momentos tão divertidos, não vale a pena deixar que algo tão mesquinho como isto se interponha numa amizade que cultivámos, qual pequena flor, pétala a pétala, e que vimos florescer e desabrochar num sentimento raro e especial.
- diyorum ki Lister, O kadar güzel zamanlar geçirdikten sonra, Böylesine küçük, saçma bir şeyin Aramıza girmesine

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]