Translate.vc / Portugais → Turc / Lütfü
Lütfü traduction Turc
28 traduction parallèle
A bênção do Senhor.
Tanrı'nın lütfü.
Toda esta grandiosidade. Esta inesperada dádiva de Deus.
Tüm bu güzellik, Tanrının bir lütfü.
Que ela e uma dadiva de Deus.
Tanrının bir lütfü olduğunu.
Abençoados sejam!
Tanrının lütfü üzerinizde olsun!
Todos!
Tanrının lütfü üzerinizde olsun!
Deus o abençoe.
- Sorun değil. Tanrının lütfü üzerinizde olsun.
Como a mãe diz,
"... Tanrı'nın küçük insanlara bir lütfü... "
Ela é uma benção para mim.
O bana Tanrı'nın bir lütfü.
Mas dei um jeito para... trazer escondido um pouco de algo... Não tem muito, mas... Bem, combina maravilhosamente com o pão aí.
Ama onun yerine ufak tefek kaçakçılık çabalarım sayesinde fazla olmasa da sizlere Tanrı'nın lütfü olan bu ekmekten sunmak isterim.
É um homem bom enviado por Deus, sr. Porter? Ou um mal, que não podemos confiar?
Tanrının bir lütfü müsünüz, Bay Porter yoksa, şeytanın oğlu mu?
A minha mãe disse que a menina é uma dádiva de Deus.
Annem senin Tanrının bir lütfü olduğunu söylüyor.
Uma bênção do Grande Garanhão.
Yüce At'ın lütfü.
- Então, é uma bênção.
Tanrilarin bir lütfü.
Joffrey Baratheon é o legítimo herdeiro do Trono de Ferro, pela graça de todos os Deuses, Lorde dos Sete Reinos e Protector do Reino.
Joffrey Baratheon tüm tanrıların lütfü ile demir tahtın tek gerçek vârisi Yedi Krallık'ın lordu ve krallığın koruyucusudur.
A ideia que Deus tem do dinheiro.
Tanrı'nın para kazanmak için lütfü.
Louvar a sabedoria de Alá. Ele é glorioso e honrado.
Allah'in lütfü ile, sürgün ettiginiz kisileri dinlemek zorunda kalacaksiniz.
Pela graça de Alá, se você tratá-la e alimentá-la bem ela florescerá em um ano.
Allah'ın lütfü, eğer ona iyi bakar ve yedirirseniz bir yıl içinde bir çiçek gibi olur.
Há quem diga que é uma bênção sabermos quem somos e o que estamos destinados a fazer na vida.
Kim olduğunu ve alın yazını bilmenin Tanrı'nın lütfü olduğunu söylerler.
Mehmet Lütfü, espera.
Aa. Mehmet Lütfü, dur.
Mais um especial do Mehmet Lütfü.
Yine bir Mehmet Lütfi vakası.
- Mehmet Lütfü, como estás?
- Mehmet Lütfi? Hayırdır?
- Mehmet Lütfü, assustaste-me.
Mehmet Lütfü, ödümü kopardın.
Conheço o Mehmet Lütfü.
Mehmet Lütfü'yü tanıyorum.
Mehmet Lütfü, o que fazes?
Mehmet Lütfü, ne yapıyorsun?
- Mehmet Lütfü.
Mehmet Lütfü?
O Mehmet Lütfü?
Mehmet Lütfü mü?
Se levarem esta Graça, sou um homem numa sala.
Bu lütfü alırsan odadaki sıradan bir adamım.
Nem percebes, verdade seja dita, mas perceberás quando faltar, pela graça de Deus.
Yardımlarımın pek farkında olmuyorsun ama yardım etmesem bunun yokluğunu Tanrı'nın lütfü gibi hissedersin.