Makin traduction Turc

They been makin'me weary

* Bitkine çeviriyor beni *

Oh, these troubled times They been makin'me weary

* Bu zor zamanlar bitkine çeviriyor beni *

Well, if makin'love

* Eğer sevişmeler *

É o que se chama um cigarro enrolado.

"Makin" denilen şey, işte bu.

- O que é um cigarro enrolado?

- "Makin" nedir?

Malas de marca falsas, jóias de imitação, computadores.

Sahte bagajlar, imitasyon mücevherler, "Makin-tuş" bilgisayarlar.

Não me vou acalmar!

Sakin makin olmayacağım!

Makin'love until we drown, yeah

Nefessiz kalana kadar sevişelim *

Stop makin'a fool out of me

* Vazgeç beni aptal durumuna düşürmekten *

- Ba-da-ba-da - You makin'dogs wanna beg

* Yalvartıyorsun bizleri *

Okay, rapazes, agora vão fazer um dueto sincronizado de "Makin'Whoopee" enquanto vos acerto com esta pressão de ar.

Pekâlâ, şimdi ben sizi bu tüfekle vururken eşzamanlı olarak "Makin'Whoopee" söyleyeceksiniz.

Makin!

Makin! Makin!

Makin!

Makin!

Makin!

Makin! Bırakın!

Sim, soube que o Makin costumava trabalhar em casa.

Evet, Makin'i evin etrafında dolanırken görmüşler.

Makin Trebolt, seu patife

Makin Trebolt, seni kancık.

Makin Trebolt.

Makin Trebolt.

O homem que queremos é Markin Trebolt.

Peşinde olduğumuz adam Makin Trebolt.

A policia quer interrogar o cidadão Sérvio, Makin Trebolt sobre o roubo e também sobre o assassinato de Natália Wolscat morta no inicio da semana num outro assalto

Polis ayrıca Sırp kökenli Makin Trebolt'u soygunla olan ilgisini ve geçen hafta bir başka soygunda öldürülen Natalija Wolscat'la olan bağlantısını sorgulamak için arıyor.

Quem é o Makin Trebolt?

Makin Trebolt kim?

Agora, quem é Makin Trebolt?

Şimdi, Makin Trebolt kim?

Havia o Makin'Waves, o Reel Wild...

"Dalgacı" ya da "Gerçek Vahşi" de vardı...

O que aconteceu aos Marines da ilha de Makin?

Makin Adası'ndaki deniz piyadelerine ne oldu?

Ei, não estou a prometer nada.

Yo, ben'bile makin değil Hayır sözler. Tamam.

Redirecciona, vamos precisar ver Makin de manhã.

Yeni güzargah girişi yap. Sabah onları Makin'de istiyorum.

Deves ver luzes de uma cidade, é Makin.

Vadi zemininde ışıkları göreceksin. Orası Makin.

Tem uma mercearia na rua Ferozepur, em Makin.

Ferozepur Yolunda market işletiyor.

Temos um drone sobre Makin.

Makin'in üzerinde bir hava aracımız var.

Refiro-me a manter o labirinto numa zona protegida.

Bilmiyorum. Korunan bölge'makin hakkında'labirent bahsediyorum.

Então passou a trazer caçadores até ao labirinto, para ganhar dinheiro.

Sonra o para'labirent, makin içine avcıları'çekiyorlar başladı.

Deixa-me nervosa.

Makin'beni sinir.

Ela está aqui, deixem-me ir!

Makin! Makin! Makin!

Makin.

Makin.