Translate.vc / Portugais → Turc / Manhã
Manhã traduction Turc
43,996 traduction parallèle
E numa manhã, estava na casa de banho, e ele chama por mim.
Ve bir sabah, ben banyodayken, bana seslendi.
Foi com se 28 anos de tal perfeição tivesse o apanhado naquela manhã.
28 yaşından bu yana kusursuz. o sabahtan beri birbrimizi tamamlıyoruz.
Estive no laboratório até de manhã cedo.
Sabaha kadar laboratuardaydım.
Acordamos na Alemanha, num sábado de manhã, e é provável que 30 % da eletricidade seja solar ou eólica, e não é de poucos produtores de energia, é de mais de 2 milhões de cidadãos que alimentam um rede.
Almanya'da bir cumartesi sabahı uyandığınızda, elektriğinizin yüzde 30'unu güneş ve rüzgar sayesinde alırsınız. Sadece birkaç yerden de almazsınız. İki milyonu aşkın vatandaş, bir şebekeye elektrik sağlıyor.
Ontem de manhã, finalmente conseguimos localizar a tia e o tio da Sara no México.
Dün sabah sonunda Sara'nın amcası... ve halasının yerini Meksika'da tespit ettik.
Tenho um compromisso pela manhã, então... tenho que me levantar cedo.
Sabah bir randevum var, o yüzden erken kalkmam lazım.
Ele apanhou um avião para Europa esta manhã.
Bu sabah Avrupa'ya doğru yola çıktı bile.
Se a sua noite não foi boa. Como vai a sua manhã ser boa?
Eğer gecen iyi geçmediyse sabahın nasıl iyi olsun?
Vamos apanhar um voo horrível das 7 da manhã?
Berbat bir sabah 7 : 00 uçuşunda mıyız yoksa?
Tínhamos centenas de quilos de marfim, que vendemos hoje de manhã.
Yüzlerce kilogram fil dişimiz vardı, bu sabah hepsini sattık.
Na manhã seguinte, acordei e disse-lhe que ia voltar para a minha casa.
Ertesi sabah uyandim, ona evime gidecegimi söyledim.
E, contudo, ao mesmo tempo, estas são as mesmas pessoas que se ligam à Internet de manhã cedo para tentarem saber os pormenores mais recentes, sabem?
Ama ayni insanlar, sabah ilk is Internet'e giriyor ve en son ayrintilari ögrenmeye çalisiyorlardi.
O advogado italiano de Amanda Knox diz esta manhã :
Amanda Knox'in Italyan avukati bu sabah söyle dedi,
Esta manhã, parece que a imprensa desejava que fosse a última pessoa a lê-lo.
Bu sabah görünen o ki basın, benden başka kim okusa onu beğenecekti.
Sabe o que fiz esta manhã?
Bu sabah ne yaptım, biliyor musunuz efendim?
O que aconteceu esta manhã?
Ne oldu bu sabah?
Falei com eles esta manhã.
Daha bu sabah konuştuk.
Se tens fome à noite, tens de ter fome de manhã.
Gece açsan sabah da aç olman gerekir.
Esta manhã levaram-no ao segundo médico em Tuscaloosa.
Bugün onu Tuscaloosa'daki ikinci doktora götürdüler.
Esta manhã, recebemos uma mensagem dele a confirmar uma ligação entre a al-Sakar e o atentado.
Bu sabah bize yolladığı mesajda El-Sakar'ın saldırıyla doğrudan ilişkisi olduğunu doğruladı.
Esta manhã, estava obcecada com o atentado ao Capitólio e agora quer trabalhar noutro caso?
Daha bu sabah Meclis'in bombalanışına kafayı takmıştın şimdiyse görev değişikliği istiyorsun.
Não pensava que fosses alguém que bebia logo de manhã.
Öğle vakti içen biri gibi durmuyorsun.
Sabe... o DOE recebeu relatos esta manhã de um extraterrestre com um 1,80 metros que atacou dois homens num bar, ontem à noite.
Bu sabah DEO'ya bazı ihbarlar geldi. 1.80 boylarında bir uzaylı barda iki kişiye saldırmış.
Obrigado, olhei-me ao espelho esta manhã.
- Teşekkürler, sabah aynaya baktım zaten.
- Vais trabalhar de manhã?
- Şey, sen... gece vardiyasında mısın?
Filho da manhã, banido da graça.
Şafağın oğlu, inayetten mahrum bırakılan.
Sim, é a primeira coisa que farei de manhã.
Sabah ilk iş o olacak.
Pode depositar este cheque logo pela manhã, por favor?
Sabah ilk iş bu çeki bozdurabilir misin lütfen?
Filho da manhã, banido da graça, Estás perdoado.
Şafağın oğlu, inayetten mahrum bırakılan mağfiret edildin.
Um falcão chegou esta manhã.
Bu sabah haberci bir kuş geldi
Conhece o teatro como a palma da sua mão, Ele dá sempre a morada do teatro e vem buscar a correspondência dele sempre às 10h da manhã.
Ford Tiyatrosu'nu avucunun içi gibi biliyor, iletişim adresi olarak burayı kullanıyor, postalarını almak için saat tam 10 : 00'da geliyor.
A menos que tenha chegado esta manhã.
- Hiç görmedim, yoksa bilirdim. - Tabii buraya bu sabah getirilmediyse.
E isso vem de alguém que queimou as bolas com um secador de mãos hoje.de manhã.
Kendini rezil ediyorsun.
De manhã tive que passar uma mamoca de vez.
Daha bu sabah memelerimi içeri tek tek soktum.
- Amanhã de manhã.
- Yarın sabah.
Levantaste-te muito cedo esta manhã.
Bu sabah çok erkencisin.
Encontraram-no esta manhã.
Onu bu sabah bulmuşlar.
Hoje de manhã eu disse adeus á lavandaria, e hoje à tarde, disse adeus ao Hospitalito onde levamos as vacinas contra a gripe.
Bu sabah çamaşırhaneye veda ettim. Ve öğleden sonra da grip aşısı olduğumuz marketle vedalaştım.
Certo, vejo-te de manhã e não antes, adeuzinho.
Sabah görüşürüz. Sabahtan önce gelme.
- E? Um inspector de gasodutos em Newark foi encontrado morto no carro, esta manhã.
- Newark'ta bir doğalgaz boru hattı müfettişi bu sabah arabasında ölü bulunmuş.
Eu pedi-te esta manhã para confiares em mim, para não localizares a ligação.
Bu sabah bana güvenip linkin izini sürmemeni istedim.
Esta manhã, um agente estadual da Virginia encontrou uma saco com partes desmembradas de um corpo.
Bu sabah Virginia eyalet polisi ceset parçaları olan bir çanta bulmuş.
De manhã, assim que a luz entrou, mataste os porcos um por um.
Sabah ilk ışıkla birlikte domuzları tek tek öldürürdün.
Amanhã de manhã às 7h.
Yarın sabah 7 : 00'de.
Consigo entregar-vos tudo até amanhã de manhã.
Yarın sabah size her şeyi yollarım.
Não achaste que eu estaria na tua cozinha esta manhã e aqui estou eu.
Bu sabah da mutfağında olacağımı düşünmemiştin ama işte buradayım.
Na manhã seguinte, tinha mudado tudo.
Ertesi sabah her şey bambaşka olmuştu.
Duas vezes à noite e uma de manhã.
Geceleri iki kere ve sabahları birer kere.
Eram quatro da manhã.
Saat 4'dü.
Jack tocou a nossa campainha às dez da manhã... crente de que eu e Lucy estaríamos na escola.
Lucy ve benim okulda olduğumuzdan emindi.
Uma hora da manhã?
1 mi?