English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Maravilhosa

Maravilhosa traduction Turc

5,140 traduction parallèle
A 13 de Abril, Booth visita o Teatro Grover e fica a saber que uma produção de Aladino! Ou a Lâmpada Maravilhosa está planeada para a noite seguinte, 14 de Abril, sexta-feira Santa, e que o presidente foi convidado a assistir.
13 Nisan günü, Booth Grover Tiyatrosunu ziyaret eder ve ertesi akşam "Alaaddin'in Sihirli Lambası" oyununun sahneleneceğini ve başkanın da oyunu izlemeye davet edildiğini öğrenir.
- Muito bem, aqui estamos na maravilhosa Barcelona em Espanha, em frente a estátua de Cristóvão Colombo.
Burası güzel Barcelona'da, İspanya'da, Christopher Columbus heykelinin önü,
"Está maravilhosa hoje, Sra. Governor."
"bugün çok güzel görünüyorsunuz Bayan Vali."
Tem uma menina maravilhosa.
Harika bir kız var.
Que surpresa maravilhosa.
Ne hoş bir sürpriz.
Maravilhosa e confiável
♪ Dürüst ve harika biri.
Foste maravilhosa, querida.
Çok güzeldin, bebeğim.
Tínhamos uma relação maravilhosa.
Harika bir ilişkimiz vardı.
Que criatura única e maravilhosa.
- Ne benzersiz ve harikulâde bir yaratık.
Obrigado por seres uma irmã maravilhosa.
Harika bir kardeş olduğun için sağol.
Uma cuidadora maravilhosa.
Harika bir dadıdır.
Depois, posso sair para procurar trabalho e tornar-me um membro contribuinte da nossa maravilhosa sociedade capitalista.
Ondan sonra ben de mükemmel, kapitalist toplumumuza katkıda bulunan bir birey olabilmek için iş aramaya koyulabilirim yani.
É uma notícia maravilhosa.
Bu harika bir haber.
- Parece que era uma mulher maravilhosa.
Kulağa harika bir bayanmış gibi geliyor.
Isto é a coisa mais maravilhosa que pode acontecer a alguém.
Bir kimsenin başına gelebilecek kesinlikle en güzel şey bu.
Como assim, "a coisa mais maravilhosa"?
Dalai Lama mı? "En güzel şey" de ne demek?
Ela deu-me um copia de "Fruta maravilhosa" quando a minha mãe morreu.
Annem öldüğünde bana Güzel Meyveler kitabınızı vermişti.
Recebi uma chamada maravilhosa do Joni Mitchell esta manhã.
Bu sabah Joni Mitchell'dan muhteşem bir telefon geldi.
Que época maravilhosa!
Şimdi nerede o günler?
Foi uma semana maravilhosa.
Gerçekten süper bir haftaydı.
Sim, foi uma semana maravilhosa.
Evet. Gerçekten süper bir haftaydı.
És raio de sol, asas de anjo, e o Taj Mahal, tudo junto numa maravilhosa dama.
Güneş ışığı ve melek kanatları gibisin ve Taj Mahal'in görebileceği en muhteşem kadınsın.
Quão maravilhosa é a minha vida
* Hayat ne kadar güzel *
Eu sei, é uma coisa especial e maravilhosa.
Biliyorum bu özel ve inanılmaz bir şey.
Estou a tentar ser maravilhosa.
Mükemmel olmaya çalışıyorum.
E a paixão pode ser uma coisa assustadora, mas não devíamos fugir ou esconder-nos dela, porque a paixão é... É maravilhosa.
Ve tutku korkutucu bir şey olabilse de ondan kaçıp saklanmamalıyız çünkü tutku mükemmeldir millet.
Mas que semana maravilhosa.
- Biliyorum. - Ne kadar mükemmel mükemmel bir hafta.
E contigo, é uma vida maravilhosa.
- Seninle birlikte, mükemmel bir hayat.
E a contorcionista de circo número um de Indiana, Senhora Maravilhosa!
Ve Hindistan'ın bir numaralı sirk akrobatı. Bayan Marvelous!
Que melodia maravilhosa!
Ne hoş bir ses.
É uma coisa maravilhosa!
Bu harika bir şey.
Maravilhosa, mesmo.
Hatta muhteşemsin.
É maravilhosa!
O harikadır.
- Bem, foi uma noite maravilhosa. - Sim.
Harika bir geceydi.
Maravilhosa.
Parlıyorsun.
A Ana é uma mulher maravilhosa.
Ana, muhteşem bir kadın.
Disseram que é uma chefe maravilhosa e completamente dedicada ao trabalho.
Kendini tamamen işine adamış, mükemmel bir patron olduğunu.
- Maravilhosa.
- Muhteşem.
Kenya, tenho a certeza, de que foste uma noiva maravilhosa.
Kenya, nefis bir gelin olduğuna eminim.
A sua mulher parece uma pessoa maravilhosa.
Anlattığına göre karın harika biriymiş.
A tua irmã era uma rapariga maravilhosa, cativante, divertida e bonita.
Ablan harika, büyüleyici eğlenceli, güzel bir kızdı.
A tua mãe é uma pessoa maravilhosa, ela ama-te muito, mas ela é completamente e totalmente incapaz de ser dura contigo e dizer o que tens de ouvir. Que, nesta altura da tua vida, é :
Annen harika biri ve seni çok seviyor ama sana sert davranma ve ihtiyaç duyduğun şeyleri söyleme konusunda hiç iyi değil.
Vamos ver se toda esta maravilhosa tecno-audio funciona com a plateia.
Hadi bu mükemmel ses teknolojisinin kalabalık ortamlarda nasıl çalıştığını görelim.
A Letha tem ido visitá-lo. É uma miúda maravilhosa.
Letha arada onu görmeye geliyor.
E eu sei que vai ser uma avó maravilhosa.
Çok iyi bir büyükanne olacağınızdan da eminim.
Não estou maravilhosa.
Pek iyi değilim.
Ela deu-me uma maravilhosa carta de recomendação.
Bana çok güzel bir referans vermişti.
Eu teria falado sobre isso consigo primeiro, mas... Quando eu vi aquela maravilhosa recomendação que lhe escreveu.
Önce seninle konuşacaktım ancak onun için yazdığın referans mektubunu görünce...
- És tão maravilhosa.
Çok naziksin.
Estava a acariciar a sua maravilhosa mão com os meus maravilhosos lábios.
Güzel elini güzel dudaklarımla okşuyordum.
Estás maravilhosa.
- Harika görünüyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]