Translate.vc / Portugais → Turc / Market
Market traduction Turc
1,086 traduction parallèle
Espere, isso não são lojas de conveniência.
Dur - dur biraz! Bunlar market ismi değil.
Para se sincero, no próximo filme... faço de empregado introvertido... Gosto de pesquisar os papéis para os interpretar melhor.
Ee, şey, dürüst olmak gerekirse, yakında çekilecek filmimde sıkıcı bir küçük market tezgahtarını oynayacağım ve bildiğiniz gibi ben, rolümü araştırmayı ve hakkını vermeyi severim.
Em que trabalhas tu?
- Tele-market işi.
Jà lhe disse que isto é uma mercearia.
Burası market, dedim.
Stop-n-Shop.
Durak market?
Isto parece-te obra de pilecas que assaltam lojas?
Bu market soygununa mı benziyor?
Só em sonhos podia ter aqui o meu supermercado... Não.
Benim burada bir market açmam hayal gibi gözüküyor.
Somos o único supermercado num raio de oito quarteirões.
7-8 blok içerisinde bulunan tek market burası.
Isto foi tudo que eu pude conseguir no mercado negro.
Siyah market de tek bulabildiğim buydu.
Em L.A., estava sempre a ficar sem álcool e encontrava as lojas fechadas, por me esquecer de ver as horas.
Los Angeles'ta içkim tükenmek üzereydi ve market kapanmış olabilirdi çünkü ben saatime bakmayı unuturum.
Nos sacos das compras... encontramos dois recibos, o que significa que o assassino teve de voltar ao supermercado.
Market torbalarında... 2 ayrı fiş bulduk. Yani, katil bir ara durmuş... ve yeniden markete gitmiş.
Uma estúpida cadeia de lojas Costmart, nada mais.
Aptal bir Costmart market zinciri, işte bu.
A loja é tão rica. Nem vão reparar.
Market, o kadar zengin ki seni fark etmeyecektir bile.
Este tipo estava a usá-lo numa trafulhice de telemarketing.
Bu kuş tele market dolandırıcılığında kullanılıyordu.
Estamos em Victoria Market.
Victorya Pazarı'dayız.
"Loja de Conveniência"
ULTIMART MARKET
Foi demolida em nome da conveniência.
- Evet. Yıkıp yerine market yapmışlar.
A Sra Filiz está comprando a área inteira para construir um grande centro comercial. hoteis, restaurantes, um mercado e uma quadra de tênis.
Filiz Hanım tüm bölgeyi satın alıyor, büyük bir ticaret merkezi, oteller, lokantalar, büyük bir market ve tenis kortu inşa etmek için.
Entrei numa loja para comprar comida e a loja é assaltada.
Yiyecek bir şeyler almak için bir markete girdim ve market soyuldu.
- "A clínica gratuita em Market Street."
Market sokağındaki bedava klinik.
E não as coisas que viu no parque de estacionamento?
Market otoparkında gördüklerine değil.
Os tipos da mercearia assinaram os papéis de internamento.
Market çalışanları gerekli belgeleri imzaladılar.
Mas amanhã é que é dia de compras, Eric.
Ama yarın market günü, Eric.
Os intrusos podem entrar pela chaminé, pela ranhura do correio ou mesmo escondidos nas compras.
Bacadan içeri, mektup kapısından hatta market poşetinden bile girebilirler.
Há algum Ralphs por perto?
Bu civarda bir market var mı?
À loja One-Stop em Ventura?
- Ventura'daki market de mi?
Ao falar de hipermercado não queria dizer isso.
Market fiyatları dediğimde, onu kast etmemiştim.
No dia a seguir à bomba no mercado em Telavive, o mercado abriu e estava cheio.
Tel Aviv'de önceki gün bir markette bomba patladı. Market açıktı ve içi insan doluydu.
O que fizeste? Foste às corridas, jogaste na bolsa, o quê?
ne, yarışa mı gittin, market mi soydun, ne?
E nada de perguntas estúpidas sobre mercearia.
Ve aptal market soruları da değil.
Ou aquele golpe de telemarketing que executaste?
Ya da şu çevirdiğin tele market numarası gibi mi?
Vocês não recriaram um pequeno Café Bar na rua do Mercado, o Night Owl?
Market caddesinde ki, küçük kahve dükkânını yapmadınız mı?
Porque, se for o caso, eu queria antecipar em algumas compras extras.
Eğer kalacaksanız fazladan biraz market alışverişi yapmam gerekecek.
Sabes como é o Harry King. É passado dos carretos.
Adam tuğladan market ören, sinsi herifin tekiydi.
os miúdos vão à escola e há uma mercearia enorme ao virar da esquina.
Çocukların okula gidiyor. Sokağın köşesinde de bir market var.
Há uma mercearia na esquina.
Köşede bir market var.
Com acções, na Bolsa.
Ticaretle uğraşıyorum. Market Ürünleri.
Sim, claro, no mercado...
Evet, doğru, market.
É onde a bolsa caiu Sr. Griffin!
Market kazasının olduğu yer. Bay Griffin!
Quer dizer que sempre que a Monica e o Chandler iam lavar a roupa ou às compras?
Yani Monica'yla Chandler çamaşır yıkarken ya da market alışverişine gittiklerinde o işi mi yapıyordu?
Vamos comprar as mercearias na Loja dos 99 Cêntimos?
Market alışverişimizi her şey 99-sent mağazasından mı yapacağız?
Sabes, no caminho para o mercado tentei atropelar um gato.
Market'e doğru giderken bir kedi yakalamaya çalıştım.
Há uma loja de conveniência 3 km abaixo da colina.
3 kilometre ilerde bir market var. Yakala!
Julguei que era um adereço de marketing.
Seni market reklamı sanıyordum.
É o maior mercado para o que ela está a vender.
Burası onun sattığı şey için en büyük market.
- Estás a falar do Goblin Market?
Capien Markt şiirinden mi bahsediyorsun?
Se trocas a lista da lavandaria com a da mercearia, comes a roupa interior ao pequeno-almoço.
Çamaşır listeni, market listenle karıştır ve sonunda kendini iç çamaşırlarını yerken bulursun.
Mas não esqueço, de forma alguma, que há quem vá ao mercado depois de ele terminar.
Market kapandığında atıklar ve çöpler içinde alışveriş yapanları asla unutmadım.
Terminei as minhas compras, mas fico. Espero pelo fim do mercado.
Alışverişimi tamamladım ve market kapanana kadar oyalanıyorum.
A campainha não funciona, como sabes.
Market hemen metronun karşısında.
Não, tens de meter depois do 2448 da Farm Market Road, a Sul de Happy.
Joe! Hayır. Farm Market Caddesi 2448'e git.