Translate.vc / Portugais → Turc / Martha
Martha traduction Turc
3,009 traduction parallèle
Ouça, eu não consigo explicar a presença do desconhecido ou do arsénico, mas a Marta é incapaz de actos de violência.
- Kimliksiz kurbanın ve arseniğin nedenini açıklayamam. Ama Martha şiddet yanlısı biri değildir.
Drª Prescott, como hipótese académica, se houvesse mais corpos aqui, haveria alguma metodologia segundo a qual a Srª Santiago os esconderia?
Diyelim ki Martha katil, şayet evde daha fazla ceset varsa Bayan Santiago'nun onları saklaması için bir yöntemi var mı?
- Contudo, se quer saber se uma acumuladora como a Marta.
- Ancak, Martha gibi bir istifçinin böyle bir yöntemi var mıdır ;
Tachos e panelas ficam na cozinha, as ferramentas na caixa, a roupa interior na gaveta, mas a Marta organiza o seu mundo visual e espacialmente amontoando.
Tencere ve tavalar mutfakta oyuncaklar kutuda, iç çamaşırlar çekmecededir. Ama Martha, eşyalarını istifleyip, görsel ve mekansal olarak yaşıyor.
A Marta estava a mudar os seus haveres de um lado da casa para outro.
Martha eşyalarının yerini sürekli değiştirirdi.
Segundo a Drª Prescott, ela pegou em todos os haveres da Alisa e colocou-os aqui no corredor, nestas cápsulas do tempo.
Doktor Prescott'a göre Martha, Alisa'ın eşyalarını aldı ve onları holdeki zaman kapsüllerine koydu.
Então, preferes o vinho de Nantucket do que o de Martha?
Yani ciddi ciddi Martha's Vineyard yerine Nantucket'i tercih ediyorsun.
Martha, estás aqui.
Martha, geldin demek.
Martha, há mais alguém que se vai juntar a nós hoje?
Martha, başka biri daha mı gelecek?
A Martha não quer terapia.
- Martha terapi istemiyor.
A Martha tem de ir.
Martha'nın gitmesi gerek.
Obrigado pela dica, Martha Stewart.
İyi ki söyledin Martha Stewart.
A Deirdre anda a estudar de noite para ser enfermeira, e a Martha está a tentar recomeçar depois de um divórcio.
Deirdre hemşire olmak için gece okuluna gidiyor. Martha boşanmasının ardından hayatını düzene sokmaya çalışıyor.
Aqui está o que a Martha ganha numa semana.
Martha'nın bir haftalık kazancı.
Ena... para a Martha por vender a sua dignidade ao melhor comprador.
En yüksek teklifi verene, Martha'nın itibarına karşılık.
Olá, o meu nome é Martha, e tenho uma máquina de cortar relva para vender.
Merhaba, adım Martha, satmak için bir tane çim biçme makinem var.
Acabei de passar seis horas com a versão de The Gates da Martha Stewart.
Martha Stewart'a karşılık vermek için 6 saatimi Gates de geçirdim.
Marta, Marta.
Martha, Martha.
Martha Cage foi à Igreja com Joy de Rossa.
Martha Cage Joy de Rossa ile aynı kiliseye gidermiş.
Antes da Felicia aparecer por aqui, a irmã dela, a Martha foi assassinada.
Felicia buralara gelmeden önce kız kardeşi Martha öldürüldü.
Martha qualquer coisa.
Martha bir şey.
Bem, tentei fazer-lhe perguntas, mas ele recusa-se a discutir a tia Martha.
Ona sorular sormaya çalıştım ama Martha teyze hakkında konuşmayı reddediyor.
Sempre soubemos que conseguir justiça para a tia Martha exigiria sacrifícios.
Martha teyze için adaleti sağlamanın fedakarlıklar gerektireceğini biliyorduk.
Queres que pergunte sobre o homicídio da tia Martha durante...
Şimdi sen benden, Martha teyzenin cinayetiyle ilgili soruları tam ortasındayken- -
Hoje conheci uma mulher na loja, e quando lhe disse com quem era casada... Ela disse que mataste a Martha Huber.
Bugün markette bir kadınla tanıştım ona, kimle evli olduğumu söylediğimde senin, Martha Huber'i öldürdüğünü söyledi.
Que a Martha estava a chantagear a tua mulher.
Martha, karına şantaj yapıyormuş.
Se a Martha foi responsável pelo suicídio da Mary Alice...
Eğer Martha Mary Alice'in intiharından sorumluysa - -
A irmã da Martha acha que sim.
Martha'nın kardeşi, yapabileceğinden emin.
A Martha disse à minha mulher que não podia confiar numa palavra da irmã devido aos seus graves problemas mentais.
Martha karıma, ruhsal sorunları yüzünden, kız kardeşinin söylediği hiç bir şeye inanmadığını söylemişti.
De que o Paul não tenha matado a tia Martha.
Paul'ün Martha teyzeyi öldürmemiş olabileceğini.
- Foi aí que a Martha Stewart esteve. - Com liberdade condicional em Fevereiro, parece que a menina Petrovna está de volta à velha vida. - Muito boa companhia.
Martha Stewart'ın da bir zamanlar kaldığı yer orası.
Chama-se Martha M. Masters.
Adı Martha M. Masters.
Martha M. Masters.
Martha M. Masters.
A Martha gosta equações quadráticas, de pinturas italianas e o seu orgasmo consiste em aprender a ser médica.
Martha ikinci dereceden denklemlerden, İtalyan fresklerinden hoşlanıyor ayrıca doktor olmayı öğrenmek de onu heyecanlandıran şeyler arasında.
Oh meu Deus, é a Martha.
Aman Tanrım. Bu Martha.
Quando era casado, costumava ficar até tarde a trabalhar nos meus ratos e a Martha odiava o cheiro a formaldeído.
Evliyken, geç saatlere kadar uyanık kalıp, farelerim üzerinde çalışırdım. Ayrıca Martha formaldehit kokusundan nefret ederdi.
Era exactamente isso que a Martha costumava dizer.
Martha da aynen böyle derdi hep.
Foi o que fiz com a Martha, e isso não resultou.
Ben de Martha için öyle yapmıştım, işe yaramadı ama.
Nunca soube realmente o que a Martha pensava de mim, até a ouvir falar mal de mim pelas costas.
Arkamdan konuşurken duyduğum ana kadar Martha'nın benim için ne düşündüğünü hiç bilmiyordum.
A Martha pode não o ver, mas eu vejo.
Martha anlamamış olabilir ama ben biliyorum. Sağ ol.
Ele dormiu com a Martha em minha casa.
Martha ile benim evimde yatmıştı!
Podes pedir à Martha para trazer uma bebida quente e uma sandes ou duas?
Leah, Martha'ya sıcak şarap ve bir-iki sandviç getirmesi söyler misin?
A Leah é uma rapariga muito boa e...
John ve Martha da iyi insanlar, ama onlar hizmetçi. Leah iyi bir kız.
Pedi à Martha para acender a lareira.
Martha'ya şömineyi yakmasını söyledim.
E diz à Martha para preparar chá.
Martha'ya çay hazırlamasını söyle.
Não, não, é melhor dizer à Martha para ir.
Hayır, Martha'ya söyleyeyim...
Olha a Martha Stewart.
Bak Martha Stewart'a.
- Posso tratá-la por Martha?
- Martha diyebilir miyim?
Martin Harris, casado com Elisabeth Tamen em 18 de Julho de 2006.
Martin Harris Elizabeth Terman ile evli 18 Temmuz 2006. Martha Vineyard...
Com essa senhora, é só escolher.
- Konu Martha'ysa, neden çok.
A Martha contou-te?
- Martha mı söyledi?