Translate.vc / Portugais → Turc / Maya
Maya traduction Turc
4,692 traduction parallèle
Maya!
Maya!
Ele só esta a conhecer-te.
O sadece seni tanımaya çalışıyor.
O meu tetravô começou a transportar arroz viscoso, com ele estou de volta aos velhos tempos.
Büyük büyük dedem glutinous pirincini çok eski zamanlarda taşımaya başlamış onunla.
Sabes, assim que resolvermos este caso, quero tirar um dia de folga, e ir visitar a Katie e a Maya. Ver como é que elas estão.
Biliyorsun, bu dosyayı bitirir bitirmez bir günlük izin alıp Katie ve Maya'yı görmek bir hâl hatır sormak için yanınıza uçacağım.
Mas a minha filha Maya não quis criar a Katie assim.
Ama kızım Maya, Katie'yi o şekilde yetiştirmek istemedi.
Estão a ficar doridas.
Acımaya başlıyorlar.
Estamos a tentar identificar o homem que pode identificar o homem que o perseguiu.
Sizi kovalayan adamı gören adamı tanımaya çalışıyoruz.
Pelo menos, enquanto não nos conhecemos.
En azından birbirimizi tanımaya çalışırken.
Maya Yerzov, ex-membro das forças especiais Russas.
Maya Yerzov, Eski Rus Özel kuvvetlerden ayrılma
Maya, vamos usar isto para testar os seus pés, então diga-me se sente isto, está bem?
Maya, Bunu ayağını test etmek için kullanacağım. Herhangi bir şey hissedersen bana söyle
Está bem. Um tipo vai comprar tabaco.
Adamın biri sigara a | maya gider.
Escuta... Podes ir buscar a Maya ao infantário?
Maya'yı kreşten alabilir misin?
Podes ir buscar a Maya ou não?
Maya'yı alabilir misin alamaz mısın?
Os que restam não são dignos de usar o emblema do Clã Foot.
Kalanlar ise Foot Klanı'nın amblemini taşımaya zar zor değer.
Se a boca fica em silêncio, fala-se com as pontas dos dedos.
Dudakları kapansa, parmak uçlarından... "... şakımaya başlar.
Maya, o que achas?
Maya sen ne diyorsun?
Ele estava com dores de cabeça, achava que o cancro tinha voltado.
Başı ağrımaya başlayınca o da kanserinin nüks ettiğini düşünmüş.
Não está autorizado a transportar uma arma.
- Silah taşımaya bile iznin yok.
Começa a trazer uma arma e poderemos trocar.
Silah taşımaya başla, sıra bana geçsin.
Onde está a Maya?
- Maya nerede? - Burada.
A Maya que trate da papelada.
Maya bunları yazının içine koysun.
No orfanato, quando ia buscar água, sempre os procurava.
Yetimhanedeyken, su taşımaya gittiğimde hep bunlardan arardım.
Porque não? Estou a começar a conhecê-lo, e não acho que ele vá gostar disso.
- Yani, yavaş yavaş onu tanımaya başlıyorum ve bu davranışlarından hoşlanacağını hiç sanmıyorum.
Tenho andado para lhe perguntar se gostou de conhecer o Jack Childress.
Jack Childress'ı tanımaya başlamanın nasıl hissettirdiğini ona sormak istiyordum.
- Maya, este sítio, este bar, estava no documento que os Assuntos Internos têm sobre o Brendan.
Maya bu bar İç İşleri'nin Brendan davasındaki dosyasında yer alıyor.
Maya, no que quer que seja que andas metida, desiste.
Maya, peşinde olduğunuz her neyse yapmayın.
- Com a Maya.
- Maya'yla.
Maya?
Maya?
É só mais um vagabundo que a Maya quer ajudar.
Maya'nın bakıcılığını yapmak istediği bir serseri daha.
Ele está mesmo aqui para trabalhar ou tu e a Maya encontraram um novo moço de recados?
Cidden çalışmaya mı geldi yoksa Maya ile kendinize yeni bir uşak mı buldunuz?
O Boyd tinha fotografias da casa da Maya e do Sean no ficheiro.
Boyd listesinde Maya ile Sean'ın mekanına da yer vermiş.
Ela anda com um vagabundo qualquer.
Maya birkaç sokak muhbiriyle birlikte mekanı yürütmeye çalışıyor.
- Ela está metida nisto?
- Maya da bunların içinde mi? - Hayır.
O Brendan só abriu o café e o cu dela, provavelmente.
Brendan sadece kahvelerini ve Maya'nın götünü seviyordu herhalde.
Credo, Maya!
Sana inanamıyorum Maya!
Maya, no que quer que seja que andas metida, desiste.
Maya, her neyin peşindeysen, bırak.
Está tudo bem, Maya?
Sorun var mı, Maya?
- Estás bem, Maya? - Estou ótima.
- Maya, iyi misin?
Diz-lhe isso, Maya.
Maya, bir şey söylesene?
Só tive medo que ainda estivesses a sofrer por teres perdido a Maya.
Maya'nın ölümüyle hala yüzleşmeye çalışıyorsun diye endişelenmiştim.
Já não consigo sentir as minhas pernas, e o peito começa a doer, por isso que tal apressares-te a desacelerar?
Bacaklarımı hissetmiyorum, göğsüm de iyice acımaya başladı o yüzden biraz acele eder misiniz?
Sonya e um amigo acabaram de chegar e começaram a tirar coisas de dentro.
Sonya ve arkadaşı henüz göründü ve oradan dışarı bir şeyler taşımaya başladılar.
Desde quando é que começaste a andar armada?
Ne zamandır Birleşik Devletler toparklarında silah taşımaya başladın sen?
Não és digno de a carregar!
- Bunu taşımaya layık değilsin zaten!
Quando olhou para a projeção na sua câmara escura, todas aquelas delicadas linhas ficavam turvas e desfocadas demais para pintar.
Karanlık odada yansımaya baktığında, bütün küçük çizgiler çok bulanıktı boyamak için sönüktü.
Mas com o Marshall a conduzir por todo o país, a Lily decidiu aperfeiçoá-la.
Ama Marshall ülkenin bir ucunda yolda kalmışken Lily bunu bir üst seviyeye taşımaya karar verdi.
Podes não querer desvendar-me mas eu quero desvendar-te.
Beni tanımaya çalışmak istemiyor olabilirsin ama ben seni tanımak istiyorum.
- Maya?
Maya...
por causa da minha...
Maya'nın buna benim sebep olduğumu söylediğini duydum yaşanan her şeyin benim hatam olduğunu...
Esta é a Maya.
O, Maya.
Maya?
Maya...