Translate.vc / Portugais → Turc / Medium
Medium traduction Turc
593 traduction parallèle
Está a perceber? Um medium quente...
Sıcak bir ortam.
O medium entra nela como uma condição da forma artística em si mesma. Que é que estou a dizer? Ela percebeu que sou chato.
Çevresel etkenler, içine sanatsal biçim olarak girmiş.
Deve andar por aí algum medium.
Uri Geller da buralarda olmalı.
- Este é tamanho médio.
Bu medium.
Mas... Obrigado por ligar para a Rádio Medium.
- Radyo Medyum'u aradığınız için teşekkürler.
Procura um médium!
Bunu git bir falcıya sor.
É médium?
Falcı mısın?
Ele falou através de um médium.
Bir medyum aracılığı ile konuştu.
Ela está a tirar um curso de médium por correspondência.
Nasıl medyum olunacağı konusunda mektupla kurs alıyor.
Como poderei ser uma médium como deve ser se não consigo contactar o mundo dos espíritos?
Fakat nasıl tam bir medyum olabileceğim, eğer ruhlar alemiyle bağlantı kuramayacaksam?
Pensei por momentos que fosse médium.
Bir an için akıl hastası olacaksın sandım.
- A tua tia é uma médium?
Yoksa teyzen medyum mu?
O motorista dorme com uma médium ninfomaníaca chamada Blanche.
Basit. Bir taksi öförü cinsel açlık çeken Blanche Tyler adlı bir medyumu beceriyor.
- Poderes especiais. - Você é vidente ou médium?
Siz medyum yada kahin misiniz?
Quem sabe seja um médium.
Belki kahindir.
Um médium.
Bir medyum.
Fazia de futebolista profissional que se tornou médium.
Medyuma dönen eski bir futbolcuyu oynuyordu.
Sou médium.
- Ben bir medyumum.
Ao centro o secretário particular, diz-se que é um médium com visões psiquicas surprendentes... e ao canto à janela, o lendário Maestro Von Rupert,
Sekreteri şaşırtıcı görüş gücüyle bir medyum... ve cam tarafında efsanevi orkestra şefi von rupert
- Claro que sabia. Ele é médium.
Tabii ki bilir.
Médium?
Telepatik mi?
Você, a minha mãe falecida e o meu pai vão conseguir falar uns com os outros, e nenhum de vocês vai precisar de um médium para fazê-lo.
Yoksa sen, ölü annem, babam ve ben oturup birbirimizle istediğimiz zaman konuşabiliriz Ve senin dışında hiçbirinin bunu yapmak için medyuma ihtiyacı yok.
És médium?
Psişik misin sen?
- Tem poderes de médium.
- Psişik güçleri var.
- O líder espiritual deles era um médium que atraiu adeptos à Califórnia em 1800, para iniciarem uma sociedade utópica.
Onların ruhani lideri bir medyumdu... Ve müritlerini, 1800'lü yılların başlarında, Kaliforniya'ya gitmelerine önderlik etti. Bir toplum düşünü gerçekleştirmek için.
Sou um médium da ilha de St. Croix.
St. Croix adasından bir medyumum.
Sou um médium!
Medyumum!
Sou Johnny Osso da Sorte, médium colossal!
Adım Johnny Wishbone, olağanüstü medyum.
É como ser'médium'.
Medyum gibi bir şey.
Como o sabia. É algum médium ou quê?
Medyum falan mısın?
Não, não sou um médium.
Hayır, medyum değilim.
Estou aqui com o autor, conferencista e médium, - Milton Angland. O seu novo livro intitula-se O Fim do Mundo.
Bugün burada yazar, eğitimci ve medyum Milton Angland'la beraberiz.
Ela não gosta de se gabar, mas Mademoiselle Lemon tem poderes de médium.
Orta yerde lafının edilmesinden hoşlanmadığını biliyorum ama ama Mademoiselle Felicité Lemon'un medyumluk güçleri var.
PERGUNTE AO WINKY O MÉDIUM PÀSSARO MORTO
Bundy Diyarı'na hoş geldiniz.
Sabes que tenho uma amiga que vai a uma médium.
George, bir arkadaşım medyuma gidiyor.
Elaine, ela é médium.
Elaine, o bir medyum.
Se se consegue fazer o circuito de exame assim, é-se médium.
Eğer bu şekilde arabayı park edebiliyorsa, medyum olsun.
- Porque a médium disse que ia acontecer uma desgraça.
- Medyum bana korkunç birşeyin olacağını söyledi.
A tua médium?
Medyum ortagin mi?
Fala o médium da radio.
Radyo Medyum.
De momento, a prima Jodi não pode vir ao telefone... mas se quiser deixar mensagem, contacte um médium.
Şu anda kuzen Jodi telefona cevap veremiyor. Mesaj bırakmak istiyorsanız en yakın medyuma başvurun.
- MÉDIUM EM TOPLESS CANALIZAÇÃO
- ÜSTSÜZ MEDYUM BEYİN OKUMA
Então, agora és um médium?
Sen de mi medyum oldun?
- Acho que não é um médium.
- Onun medyum olduğuna inanmıyorum.
Ele pensa que é um médium.
- Medyum olduğunu zannediyor.
É uma boa pergunta para o filósofo médium.
Bunu medyum filozofa sor.
Como médium, já alguma vez teve sonhos proféticos destes?
Siz bir medyum olarak böyle kehanet gibi rüyalar gördünüz mü?
Estou a perder a paciência com o médium.
Medyumumuz sabrımı taşırmaya başladı, Scully.
- Estás convencida de que é um médium?
- Yani medyum olduğuna inanıyor musun?
Durante anos, animei públicos com o meu talento de médium.
Yıllardır seyircileri psişik yeteneklerimle eğlendirdim.
Agora, posso ser o seu consultor médium pessoal.
Şimdi sizin psişik danışmanınız olabilirim.