Translate.vc / Portugais → Turc / Mental
Mental traduction Turc
3,529 traduction parallèle
A Evelyn tem histórico de doença mental ou de uso de drogas?
- Evelyn'nin akıl hastalığı veya uyuşturucu kullanma geçmişi var mı?
É doente mental.
Akıl hastası.
Mas não é fisico, é mental.
Ama fiziksel değil, zihinsel.
quer fisicamente quer mentalmente.
fiziksel ve mental olarak.
Aos 15 anos, os meus pais pensavam que eu era atrasado mental.
Ben 15 yaşındayken ailem hâlâ beni geri zekâlı sanıyordu.
O tua saúde mental é bem mais importante que o sexo.
Akıl sağlığın seksten daha önemli.
Para ser sincero, gostei de pôr "instituição mental", como "morada anterior".
Biliyor musun, dürüst olmak gerekirse "önceki adres" kısmına "deliler hastanesi" yazman ilginç olmuş.
Problemas de aprendizagem, mental, esse tipo de coisas.
Oyuncularda öğrenme güçlüğü, ruhsal sorunları gibi şeyler oluyor.
O Sr. Goldbach, marcou 18 de 30 no seu exame de estado mental.
Sayın Goldbach, sen 30 üzerinden 18 puan zihinsel durum sınav.
'Mental'menos um, "Concentração" em dois!
Bir deyince "zihni", İki deyince "konsantrasyon".
- Mental!
- Zihni!
A saúde mental do detetive Britten tem estado em dúvida há já algum tempo, e a este ponto, só podemos presumir que sofre de uma psicose.
Dedektif Britten'ın psikolojik sağlığı bir süredir meçhuldü. Şu durumda yalnızca ruh hastalığı yaşadığını varsayabiliriz.
Porque ela é uma jogadora mental.
Çünkü o bir akıl oyuncusu.
Um dos sintomas do traumatismo craniano é uma falta temporária de acuidade mental, que pode ir e vir.
Beyin sarsıntısının belirtilerinden biri de akli duyarlılıkları kısa süreliğine engellemesidir. Ki bu gelip geçicidir.
Ela é uma atrasada mental.
O sonradan devreye girdi.
Construímos toda uma clínica mental.
Akıl hastanesini inşa ettik.
Morreu por tortura de alteração mental.
Zihin bulandırıcı işkence aletiyle öldürülmüş.
Controle mental, tu... tu enganaste-me.
Akıl kontrolü. Siz... Siz beni kandırdınız.
Além de ser um idiota de primeira, o Walter não é exactamente o rapaz propaganda da saúde mental.
Tam bir dangalak olması haricinde Walter'ın akli dengesi de bozuk.
- Deste pinças a uma doente mental?
Sen bir akıl hastasına cımbız mı verdin?
Ela fala em processar a universidade por angústia mental.
Kız üniversiteye manevi tazminat davası açmaktan bahsediyor.
Pois, a razão é algo que raramente se extrai de uma doença mental.
Akıl hastalıklarında mantık gerçekten nadir bulunan bir şeydir.
Quando misturas os dois, tens uma explosão mental, tipo :
Bunları karıştırınca, "kafa patlatan" olarak bilinen karışım meydana geliyor. Böyle patlıyorsun!
Dei-lhe um estouro mental para que ela continue a pensar que o Trey é sexy.
Bunun üstünde palyaço var!
Ele é o que, um atrasado mental?
Kim bunlar, özürlü falan mı?
Atrasado mental!
Özürlü!
Não é que a Marie seja um exemplo de sanidade mental.
Marie gelişmiş ruh sağlığına örnek sayılmaz gerçi.
E está a afectar a saúde física e mental do meu cliente.
Ayrıca müşterimin zihinsel ve fiziksel sağlığına da büyük zarar veriyor.
Mesmo com os melhores remédios, sempre lutará contra uma doença mental crônica, e será difícil mantê-la estável.
En iyi ilaçları bulsak bile, Corinne bu hastalıkla savaşmak durumunda kalacak. Durumunu stabil hale getirmek bile çok büyük bir iş.
Pintas como um doente mental.
- Akıl hastası gibi boyuyorsun.
Pensas que sou um atrasado mental?
Budala mıyım?
Pareço-te... um atrasado mental?
Sana göre budala biri miyim?
Não sou um atrasado mental.
Budala değilim.
É por causa de ti... Só à tua frente... Sou como um atrasado mental.
Senin yüzünden sadece senin önünde budala gibi oluyorum.
Protegeu-o. A Garcia puxou o relatório da saúde mental.
Garcia akıl sağlığı geçmişine baktı.
Você é doente mental.
Sense akıl hastasısın.
Atrasado mental sai da minha frente.
Pekâlâ seni özürlü, çekil yolumdan.
Acho que ele tem algum problema mental. Estou a rezar para que o Billy receba a ajuda que precisa, pois as mentiras que ele espalhou são ridículas.
Bence bu adamın kafası düzgün çalışmıyor ve umarım ki Billy ihtiyacı olan yardımı alır çünkü inandığı o hayali yalanlar...
Estamos outra vez em sintonia mental.
Yine "Vulcan" telepatikliğindeyiz.
O mais terrível da angústia mental pela qual ela passou foi nunca ter percebido qual teria sido a minha reacção se me revelasse tudo.
Bakın, en kötü şey geçirdiği manevi acı hakkında tüm hikâyeyi bana anlatsaydı, asla benim tepkimi anlamazdı.
Ele quer que o testamento da mamã seja anulado por incompetência mental.
Annemin vasiyetini akli dengesi yerinde değilken verdiğine dair dilekçe yazmış.
Incompetência mental.
Akli dengesizlik.
A Caroline abusou de mim física, mental e emocionalmente durante anos?
Peki, bak, Caroline beni yıllarca fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak incitti mi?
Era uma completa absorção física e mental.
Adeta fiziksel ve ruhsal bir ayin gibi.
Para poder manter a minha saúde mental.
Ruh sağlığım yerinde kalsın diye.
Era a unidade mental.
Eskiden akıl hastanesiydi.
Estado mental alterado, a oeste na Rua Madison.
Zihinsel değişim durumu, batı Madison caddesi.
Essa mulher, essa doente mental, não era Anne Frank.
Şu akıl hastası olan kız, Anne Frank falan değildi.
Não desapareceu nenhum doente mental violento.
Firar etmiş şiddete meyilli bir akıl hastası yokmuş.
Como mecânico, não estou bem qualificado para atestar sanidade mental...
Bir makinist olarak akıl sağlığını değerlendirmek için yeterli değilim.
Está exausta mental e fisicamente.
Hem ruhsal hem de fiziksel olarak yorgun düşmüş.