English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Mildred

Mildred traduction Turc

350 traduction parallèle
- Mildred esta.
Mildred evde.
vou fazer uma surpresa a Mildred.
Yavaşça içeri girip Mildred'a sürpriz yapayım.
E verdade, voce creceu muito. Não imaginava que fizera tanto tempo desde que...
Seni son gördüğümden beri neredeyse 2 kat büyümüşsün, Mildred.
Mildred, continuas por aqui?
Mildred, hala burada mısın?
Ainda não aprendeu que a Mildred é uma casamenteira incurável?
Hala Mildred'ın iflah olmaz bir çöpçatan olduğunu öğrenemedin mi?
- Mildred.
- Mildred.
Mildred Atkinson.
Mildred Atkinson.
Ouça, Mildred, é tarde, estou cansado e tenho de acordar cedo.
Bak Mildred, geç oldu ve ben yorgunum üstelik sabah erken kalkmalıyım.
- Boa noite, Mildred.
İyi geceler Mildred.
Essa moça era Mildred Atkinson.
O kız Mildred Atkinson idi.
Não acredito que matou Mildred Atkinson.
Mildred Atkinson'u öldürdüğünü düşünmüyorum.
- O nome é Mildred Atkinson.
- Adı Mildred Atkinson.
O copo de Mildred Atkinson.
Mildred Atkinson'un bardağı.
- Ele acha que matei Mildred Atkinson.
- Mildred Atkinson'u öldürdüğümü düşünüyor. - Kes şunu, olur mu?
Quando disse que matei a Mildred ele ia mandar-me para o México.
Mildred'ı öldürenin ben olduğumu söylediğimde beni ülke dışına kaçırmaya hazırdı.
Foi quando perdeu a luta, como a Mildred.
İşte mücadeleyi, tıpkı Mildred gibi orada kaybettin.
A Mildred não foi morta por um motivo compreensível.
Mildred Atkinson'un öldürülmesinin açıklanabilir bir gerekçesi yok.
O Lochner disse que o Dix descreveu o homicídio de Mildred Atkinson.
Sylvia, Lochner, Dix'in buraya gelip Mildred Atkinson cinayetini tarif ettiğini söyledi.
"Quero casar-me, mas convence-me de que não mataste Mildred Atkinson."
"Seninle evlenmek istiyorum ama ilk önce Lochner'in yanıldığına Mildred Atkinson'u öldürmediğine beni ikna et."
Pensei que ele teria feito o mesmo com a Mildred.
Düşündüm ki, belki Mildred ile de aynı şey olmuştur.
Nem sei ao certo se não matou a Mildred Atkinson.
Mildred Atkinson'u öldürmediğine bile emin değilim.
Jamais esquecerão a Mildred Atkinson.
Mildred Atkinson'u asla unutmayacaklar.
Mildred, ele vem aí.
Mildred, geliyor.
MILDRED'S SALÄO DE BELEZA
M l LDRED'l N GÜZELLİ K SALON U
A Mildred faz permanentes loucas.
Mildred çok çılgın perma yapıyor.
A Mildred Porter aprendeu em poucos meses.
Mildred Porter birkaç ayda öğrendi.
Este é o General Gordon, este é o Comandante Beatty, e esta chama-se Mildred.
Bu General Gordon. Bu Amiral Beatty ve bunun adı da Mildred.
Só me dão o emprego para o mês que vem, Mildred.
İşe önümüzdeki aya kadar başlayamayacağım, Mildred.
É isso que me assusta, Mildred.
Beni korkutan bu, Mildred.
Ed, dizes à Lucy que a Mildred teve uns assuntos a tratar e que vai para aí de autocarro?
Ed, Lucy'ye, Mildred'in bazı işleri olduğunu ve size gelmek için otobüse bindiğini söyleyebilir misin?
A Mildred foi de autocarro.
Anlayacağın, Mildred otobüsle gitti.
Na altura, Sr. Kettle, pareceu uma confusão normal, mas quando a Lucy chegou a casa e viu que a Mildred ainda não tinha chegado, começámos a ficar preocupados.
Şey, en başta bay Kettle, basit bir karışıklık gibi göründü. Daha sonra, Lucy eve gidip de Mildred'in halen gelmediğini görünce, endişelenmeye başladık.
Olá, Mildred, é o Frank.
- Alo, Mildred. Ben Frank.
Estou a fazer isto pela Mildred, seria essa a sua vontade.
Bunu Mildred'in hatırına yapıyorum. Böyle olmasını isterdi.
Mildred!
Mildred?
Estás linda, Mildred.
Mildred, harika görünüyorsun.
- Não te conheço. Não és a Mildred, és uma estranha que veio aqui para roubar os meus 25 mil dólares, mas eu não vou deixar.
Sen Mildred değilsin, gecenin bir vakti buraya gelen ve paramı benim 25,000 Dolarımı çalmak isteyen bir yabancısın.
Fica calada, Mildred!
Sen karışma, Mildred.
Passou a manhã a lidar com a situação irlandesa e manteve longos debates com o ministro que sobe ao andar de cima, abre a porta e diz : "Apanhei-te, Mildred."
Sabah İrlanda durumuyla uğraştıktan sonra yukarı koşup kapıyı açarak "Ha ha, yakaladım seni" deme bakanıyla uzun uzun görüştü.
Estão a fumar charros como doidos na casa do Mildred.
Mildred'ın dairesindeki gibi uçtular!
Quanto vale este carro, Mildred?
Bu arabanın piyasa değeri ne Mildred?
Mildred não deveu assear?
Mildred bugün temizliğe gelmedi mi?
É você, Mildred.
Bu sensin Mildred.
Orgulho-me de entrar no grupo, Mildred.
Gruba katılmaktan gurur duyarım, Mildred.
- Obrigado, Mildred.
- Teşekkürler, Mildred.
Mildred, trazes-me os sapatos de treino?
İçkimi getirir misin?
Pobre pequeno Mildred, o gato!
Beyefendi! Zavallı küçük kedi Mildred!
- Obrigada, Mildred.
- Sağ ol Mildred.
Então, embora lá falar do teu tio Mildred.
Mildred amcan hakkında konuşalım.
Mildred!
Mildred!
Sim, não vai ser fácil, Mildred.
- Evet. Kolay olmayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]