Translate.vc / Portugais → Turc / Mile
Mile traduction Turc
265 traduction parallèle
Tenho uma carga de 500 kg de farinha... e tenho que a levar a Mile Creek.
Bir ton altın çıkardım... Creek'e 75 Km. kalmıştı.
Posso mandar um mensageiro.
- Korkarım ki "Mile 14" ile aramızdaki hatlar kopmuş durumda.
Do telégrafo da 14.
Mile 14'teki telsizden geldi.
Aí está, o passo Two Mile.
Orası, Two Mile Geçidi.
Foram mortos e roubados em Two Mile.
Two Mile geçidinde soyulup öldürüldüler.
- Fomos atacados em Two Mile.
Two Mile geçidinde saldırdılar.
Eu estava com ele quando mataram O Chitina no passo Two Miles.
Chitina Joe vurulduğunda Two Mile geçidinde onunlaydım
Atacava-nos no passo de Two Mile.
Two Mile geçidinde bize saldıracaktır.
Faz isso e os apaches verão-vos a 80 km de distância.
Bunu yapın ve 50 mile kalmadan Apache'ler sizi görsün.
Naturalmente, multá-lo-ei em 5 dólares por milha, acima do limite de velocidade, conforme a confissão que fez.
Doğal olarak, itiraf ettiğin hız limitinin üstündeki her mile 5 dolar para cezası veririm.
Esta é a mile.
Bu Matmazel Villard.
A mile. Villard tem um problema.
Matmazel Villard'ın bir sorunu var.
Sr. Sulu. Aumente a órbita para 20.000 milhas do perigeu.
Bay Sulu, yörüngeyi 20.000 mile çıkarın.
- Ventos de proa a aumentar para 70 Km por hora.
- Karşı rüzgarın hızı saatte 45 mile çıktı.
- lsso leva à abertura central?
- Bu, merkezi mile mi çıkıyor.
Farei um mergulho simples, para 50mi / h e paralizar as asas e mergulhar direto.
Saatte 50 mile varan bir hızla basit bir dalış yapacağım ve kanatları sabit tutup dosdoğru aşağıya ineceğim.
Não posso dar uma resposta definitiva enquanto a Mile Choule estiver viva.I
Matmazel Choule halen hayattayken, size kesin bir cevap veremem.
É sobre a Mile Choule.
Matmazel Choule'la ilgili.
Você é de uma simpatia...
Hergün biraz daha kötü mü? Sen, sevecenliğin bir çizgisin bir mile açığa sahip olursun.
E de Mile Forty, na Saskatchewan, onde agora tem uma loja de doughnuts, o número 15, ex-detentor do recorde de minutos de faltas da Liga Federal desde 1960 até 1968 inclusive, o Gilmore Tuttle.
Ve Mile Forty, Saskatchewan'dan, kurabiyeci işlettiği yerden, 15 numara, 1960-1968 yıllarının Federal Lig eski penaltı tutanakları rekortmeni, Gilmore Tuttle.
Com as correntes, é como se fossem 10.
Akıntı mesafeyi sanki on mile çıkarıyor.
É a nossa Three Mile Island e o nosso Love Canal.
Yani bu bizim Üç Mil Adası ve Aşk Kanalı projesine karşılığımız.
A duas milhas do ponto de encontro.
Randevuya 2 mile uzaklıkta.
- Começa a uns 800 metros daqui.
- Buradan yarım mile ile başla.
Michael, a nossa velocidade actual é de 500 Km / hora e as hipóteses de sobrevivência são...
Michael, şu anki hızımız saatte 310 mile çıkmış durumda. Hayatta kalma ihtimalimiz...
não podemos andar a 200 milhas por hora.
Bu yüzden saatte 200 mile de çıkamıyoruz.
Three Mile Island?
Nasılsın? - Adadan beri. - Evet.
Vai a 15 quilómetros â hora, e cada vez mais depressa.
Hızı şimdiden 9 mile ulaştı, giderek de artıyor. - 9 mil ha?
E então o Bill lá vai, a descer a Nine Mile... o Bill Parker, com a sandes numa mão e uma cabeça na outra!
Böylece 15 km dolaşan Bill... Biliyorsun, bu Bill Parker. Bir elinde sandviç diğer elinde de lanet olası bir kafa vardı!
É o equivalente a 5.2 Kms.
Bu, 3.2 mile denk geliyor.
Em todo o caso, vao instalar-me a TV no domingo... e apresento o Mile High Mall, em Denver, na próxima semana.
Her neyse, dev ekranımı pazar günü kuracaklar ve bir dahaki hafta Denver'da Mile High Alışveriş Merkezi tanıtımım var.
Uma vez por mês, levas seis mulheres desalojadas a saltar com um elástico preso às pernas, do alto do Edificio Federal na rua Miracle Mile.
Ayda bir kez, evsiz altı kadını Miracle Mile'daki Cal Fed binasına bungee jumping'e götürüyorsun.
Se quiser vê-la peça a Mile Rasquin e ela mostra-lhe.
Sahibi size gösterir.
Olhe que Chernobyl, Exxon Valdez, Three Mile Island, todos estiveram relacionados com falta de descanso.
Biliyor musun, Çernobil, Exxon Valdez, Three Mile Adası,... hepsinin nedeni uykusuzluktur.
- A reduzir para 12 nós.
- Hız 12 mile düşürüldü.
Retomar os 15 nós.
Hız 15 mile çıkarıldı.
Homer, a tua coragem e perspicácia transformaram um potencial Chernobyl num mero Three-Mile Island.
Homer, senin cesaretin ve çabuk düşünmen,... Üç Mil Adası gölünde potansiyel bir Çernobil faciasını önledi.
"The court of Mile Standish".
"The courtship of Miles Standish"
- Há a Three Mile Island.
- Üç Mil Adası var.
São duas rodas grandes unidas por uma alavanca pequena.
Tamam. Servo motorlar küçük bir mile bağlı iki büyük çarktan oluşur.
As bombas são duas rodas grandes que viram a hélice.
Servo motorlar, pervaneleri döndüren bir mile bağlı iki büyük çarktan oluşur.
Atenção que a visibilidade é reduzida durante 800 metros.
Görüş alanı 1-5'e ve yarım mile düştü.
Vou trazer esse conceito para o km 183.
Aynı anlayışı 114. mile taşıyorum.
Um otário qualquer na económica pensa que é o Don Johnson... acabou de me perguntar para fazer parte do clube mile-high.
İçeride Don Johnson olduğunu sanan bir sürüngen var ve az önce uçakta sevişenler kulübüne katılmak isteyip istemediğimi sordu.
O que é o clube mile-high?
Uçakta sevişenler kulübü de nedir?
O gajo do mile-high guy é o Glenn.
O adam Glenn.
É basicamente uma nevasca, General. Ventos de até 130 quilómetros por hora.
Temelde bir tipi, efendim - rüzgarlar saatte 80 mile kadar hızlanabiliyor.
Continental 901, 8 milhas da marca. Manter 2.000 até interceptar localizador.
Continental 901, yer göstericiden itibaren sekiz mile yer belirlenene kadar 2000'de kalın.
Detive um intruso no Value Mart no cruzamento da rua Nine Mile e da estrada 60.
Bir hırsız yakaladım. Kapı demir sürgülüydü.
Mile Dedakovic ordenou às suas tropas croatas que se rendessem após 87 dias de cerco.
Dedokovic 87 günlük kuşatmadan sonra, Hırvatlara teslim olma emri verdi.
# # Mas os monarcas mandam-me chamar constantemente
# # This is elegance by the mile