English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portugais → Turc / Milo

Milo traduction Turc

1,016 traduction parallèle
E ai vem o homem da casa, Milo, seguido por Peter o santo.
İşte, evin reisi de gelir, Milo. Arkasından'Aziz'Peter gelmektedir.
Milo diz, sente aqui
Milo, "Oturmaz mısınız?" diyor.
E o velho Milo, está satisfeito em vê-lo porque ele não... mas ao mesmo tempo ele fala ao bispo
Milo'ya gelirsek, Mezz'i gördüğüne gayet memnun gibi kendisi. Ama aynı zamanda, Piskopos'la konuşup şöyle demesi gerekmişti,
e o velho Milo aqui sentado e o Bispo sente-se muito bem aqui.
Milo da orada, oturmuş öyle. Piskoposun da keyfi yerinde.
Sim, isso poderia ter sido melhor porque se Milo não fosse tão bobo de convidar todos esses seus amigos bobos, nós poderiamos ter causado uma boa impressão ao Bispo.
Şu da var ki, daha iyisini yapabilirdik aslında,... tabii Milo aptallık edip bütün o aptal arkadaşlarını buraya davet etmeseydi,... işte o zaman Piskopos'a kendimizi daha iyi tanıtabilirdik.
Salas vazias são sagradas? Você é sagrado? Vamos lá Bispo, nos conte.
boş odalar kutsal mı, milo kutsal mı, söylesenize Piskopos, oyuncak kutsal mı,
E aí, ele se vira, Milo diz,
"Kimler gelmiş," diyor Milo, kafasını çevirip.
Não caras, vou chegar aqui e fazer meu cowboy.
Milo, "ben de kendi kovboyumu oynamaya geldim," diyor.
Eu não fiz nada e você sabe Eu não fiz nada e não é ruim.
Milo, "Tamam, kes artık, yanlış bir şey yapmadım, sen de biliyorsun," diyor. İyi adamlar onlar.
Vamos, Milo, gangue, vamos nessa. Peter, Gregory, Allen, vamos lá.
Hadi, Milo, Peter, Gregory, Allen, gidelim!
Não há por que chorar.
Milo, "Ağlama, ağlayacak bir şey yok," diyor.
Milo... ele diz, Eu certamente sei pelo que chorar... e isso nada tem haver com... o que esta acontecendo agora.
"Elbette neye ağlanır neye ağlanmaz bilirim,... ve şu an ağlanacak hiçbir şey yok," diyor.
Vamos lá, Milo. Ai vem o querido Milo.
Hadi, Milo, sevgili Milo'muz da teşrif ettiler.
Belo Milo.
Güzel Milo.
Tem uma estética de Vénus de Milo.
Sizde Venus de Milo estetiği var.
E quem poderá ser, Milo?
Peki o kişi kim acaba Milo?
- Sim, Milo, decerto que é.
- Evet, Milo, değer.
Cedia-te o meu pára-quedas, mas dei-o ao Milo.
Benim paraşütümü alabilirdin ama Milo'ya verdim.
- Deste-o ao Milo?
- Milo'ya mı verdin?
- Se quiser algo, pergunte pelo Milo.
- Bir şey gerekirse Milo'yu arayın.
- O Milo.
- Milo.
O Milo vai voar-nos de volta.
Milo bizi geri uçuracak.
O Milo diz que a base está com um alerta qualquer.
Milo, üste bir tür teyakkuz olduğunu söylüyor.
O Milo e o Coronel estão metidos nalguma.
Milo ve Albay bir şeyler çeviriyor.
Milo, vou matar-te, seu filho da mãe assassino!
Milo, seni öldüreceğim, seni katil piç!
- Que trabalho para o Milo?
- Milo'ya çalıştığımı mı?
Toda a gente trabalha para o Milo.
Herkes Milo için çalışır.
- Não chame isso à minha mulher!
- Dr Milo, lütfen karıma deli demeyin!
Milo!
Milo!
Coitado do Dr. Milo.
Zavallı Doktor Milo.
O Dr. Milo sabia.
Dr Milo emindi.
O Dr. Milo era um génio muito avançado para o seu tempo.
Dr Milo kendi zamanınının ötesinde bir dahiydi.
Quando a nave caíu na nossa costa, foi ele que a resgatou.
Uzay aracı bizim sularımıza ilk düştüğünde, onu çıkaran Dr Milo idi.
Chegou para ele ser morto no vosso Zoo.
Dr Milo'nun hayvanat bahçenizde öldürülmesi için yeterliydi.
- Que o Dr. Milo aprendeu a pilotar.
- Dr Milo'nun kullanmayı öğrendiği araçla.
Milo?
Milo olsun mu?
- Uma chávena de Milo, amor.
- Milo çayın, canım.
Sou eu, Milo Tindel.
Benim, Milo Tindle.
Então é Milo Tindel.
Aynen öyle. Demek Milo Tindle sizsiniz.
Acertou, meu caro Milo.
Bunların tümünü aynı kaba koyuyorsun, sevgili Milo, Sanırım sana böyle hitap edebilirim.
Estou ciente da diferença, meu caro Milo, mas também conheço a minha considerável competência.
İkisinin arasındaki farktan haberdarım, sevgili Milo, ama aynı zamanda dikkate değer olan yeteneklerimden de haberdarım.
Por favor, deixe que eu cuido disto, sim?
Milo, bebeğim, hey, bana bir iyilik yap. Bırak bu işi ben halledeyim.
Antigamente, quando não havia televisão, as pessoas construíam os prazeres da vida.
Biliyor musun sevgili Milo, televizyonun olmadığı eski güzel günlerde insanlar kendileri için hayattaki zevkleri yaratırlardı.
Onde está o seu sentido de estilo?
Milo, hiç zevk duygun yok mu senin?
Este é você.
Mösyö Beaucaire! Milo, bu sensin!
Ali está Milo Tindel, o encanto da garotada.
Milo Tindle, çocukların eğlencesi!
E agora, no centro do palco, o rei dos palhaços, Milo Tindellini!
Grock'tan daha büyük! Ve şimdi, bayanlar ve baylar, dairenin ortasında, palyaçoların kralı, Milo, ele avuca sığmaz, neşeli şey!
Está óptimo, Milo, um palhaço perfeito.
- Herşey yanımda. Oh, Milo, muhteşemsin. - Tam bir palyaço oldun.
Boa sorte, Milo.
İyi şanslar, ortak.
Meu Deus, não fizeram tanto barulho no dia D!
Tanrı aşkına, Milo! Normandiya çıkarmasında bile daha az gürültü yapmışlardır!
Era uma vez, caro Milo, um inglês chamado Andrew Whyke
Bir zamanlar, sevgili Milo,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]