Milos traduction Turc

Sr. Milos, importa-se de vir comigo, por favor?

Bay Milos, lütfen benimle gelir misiniz?

Entre, Sr. Milos. Entre.

İçeri girin Bay Milos.

- Stavros Milos.

- Stavros Milos.

Sr. Milos... Desculpe-me se eu... lhe pareci de todo chocado.

Bay Milos, eğer biraz şok olmuş gibi göründüysem kusura bakmayın.

Sr. Milos...

Bay Milos...

Sr. Milos! Não está a perceber.

Bay Milos, anlamıyorsunuz bu normal değil.

Sr. Milos, vou ter de chamar a Polícia.

Bay Milos, polis çagırmak zorunda kalacağım.

Vamos falar aqui? Sr. Milos, não ponha a ovelha em cima da secretária!

Bay Milos, o koyunu masamın üstüne koymayın!

Sr. Milos... O senhor é muito simpático.

Bay Milos, siz çok iyi bir insansınız.

O Sr. Milos trouxe a ovelha dele.

Bay Milos koyunuyla beraber burda.

Stavros Milos.

Stavros Milos. "

O Milos Columbo.

Milos Columbo.

Milos, chama os rapazes.

Milos, çocukları çağır.

Milos, o meu fato às riscas.

Milos, mavi çizgili takımımı getir.

- Estou a ver o Milos a morrer.

Milos'un ölümünü izliyorum.

- Milos e Tamina Karbova.

- Milos ve Tamina Karlova.

Não queria matar o Milos.

Milos'u öldürmeyi tasarlamamıştım.

Gostava do Milos como de um irmão.

Milos'u bir kardeş gibi seviyordum.

O vídeo do Milos e da Tamina...

Milos ve Tamina'nın kaseti.

Já matou 3 reféns e armou uma bomba na cave.

3 rehineyi öldürdü bile, şimdi de bodrumda bir bomba kurmuş. Milos mu?

Milos? É extremamente perigoso.

Tehlikeli bir tip, kolla kendini.

Permita que lhe apresente Milos Drubnick, o nosso vice-presidente internacional.

Tanıtayım - Milos Drubnick, bizim uluslararası başkanyardımcısı. - Sue Charleton.

O Milos dirige a nossa empresa na Europa de Leste.

Milos tüm Duğu Avrupa projelerimizile ilgileniyor.

Harvie veio ao mundo de cabeça para baixo e de trás para frente e foi baptizado como Harvek Milos Krumpetzki.

Harvie dünyaya tepetaklak, ters yüz geldi... ve Harvek Milos Krumpetzki olarak vaftiz edildi.

Milos, tens de usar a cabeça.

Miloş, oynarken burayı kullanmalısın.

Milos Djukic!

Miloş Dyukiç!

Milos!

Miloş!

Milos, sai-me da frente!

Miloş çekil önümden!

Mas preocupo-me com o Milos!

Ben asıl Miloş için endişeleniyorum!

Quero ir para casa ter com o Milos.

Miloş için eve gitmek istiyorum.

Sou a mãe do Milos.

Ben Miloş'un annesiyim.

Mãe do Milos.

Miloş'un annesi.

É a noite de estreia para o Milos.

Bu Miloş için açılış gecesi.

Conseguiste, Milos!

Başardın Miloş!

Ele disse : Senhora, o seu Milos é o melhor.

Dedi ki : " Hanımefendi, sizin Miloş çok iyi.

Ele disse : "O Partizan necessita do Milos."

Dedi ki : "Partizan'ın Miloş'a ihtiyacı var."

Onde está o Milos?

Miloş nerede?

O Veljo deixou uma carta para o Milos.

Velyo, Miloş için bir mektup bıraktı.

Hei, pai, se ao menos aqui estivesses para ver o Milos partir para a tropa.

Hey baba, keşke burada olsaydın da Miloş'un askere gidişini görseydin.

O Milos vai prestar serviço na Hungria.

Miloş Macaristan'a mı hizmet ediyor?

A canção que gostaria de dedicar ao Milos agora que vai para a tropa é "Times Up" ( Terminou o Tempo )

Askere giderken Miloş'a ithafen şarkım "Zamanı geldi".

Espera, Milos!

Bekle Miloş!

O Milos adora-o.

Miloş orayı sevmiş.

O Milos está a ser transferido para aqui.

Miloş buraya aktarılıyor.

O Milos!

Miloş!

Onde está escondido o meu Milos?

Benim Miloş'um nerede saklanıyor?

É sobre o Milos?

Miloş'la mı ilgili?

Podemos ir à Taverna do Milo.

Milos'un Tavernası'na gidebiliriz.

Um tipo chamado Milos.

Herifin adı Milos.

Apresento-te o Milos.

Milos'la tanış.

Ele gosta dos bolos.

Miloş börek sever.